Niçinler üzerinde durmak gerekiyor... Uygulanabilirlik ve uygulayabilmek... Tarih yazılıyor. Gerçek olaylar saptırılıyor. Tarihsel olaylar olduğu gibi aktarılamıyor. Tarih, kayıt altına alınırken yazılıyor. Gelişmemiş toplumlarda reformlardan söz edilemezken bilime, bilim adamına, sanatçıya gereken önem verilmiyor. Dogmatik görüşleri benimsemiş ve iktidarını mutlak iktidar anlayışı üzerine kurgulamış otorite, size sizin çalışmalarınıza destek vermiyor. Okumayı, yazmayı ve öğrenmeyi tehlike olarak görüyor. Bilgi işleyişinin önüne geçiliyor. Bilim insanları o toplumlarda neyi fikir düzeyinde ispata dönük, bir fikir bularak geliştirseler de somut karşılığı olmuyor. Fikrimiz yeni gelişmelere açık olsa da her şeyden önce yaşadığınız toplumun anlayışı ve hayata bakış açısı olayların belirleyici gücü oluyor. İnsan temelli felsefi görüşler bizlere tarihimizi yansız, nesnel ve objektif olduğu gibi kanıtlarıyla anlatma fırsatı verecektir. Toplumsal ve siyasal güç, mutlak iktidarlara bağlı otoriteye sembolikte verilmiş olsa, iktidarlar övgülere laik ilan ediliyor. Sadece mutlak iktidar olmalı anlayışı, hakim olma anlayışı damarlarımıza işliyor. Kayıtsızca dile gelen övgüler toplumsal hiyerarşide gücü temellendirdiği gibi besler. Özünde eleştiri olmadan bilimin kapısını dahi çalamazsınız. O nedenle insan odaklı toplumsal yaklaşımlar bizi kendimize getirecektir. Bilim insanı bilimsel çalışmaları sırasında edindiği bulgularda otoritenin parmak izini aramaz. Çünkü, bilim insanı insanlığın bilimsel bakış açısını evrenle iç içe olmasına borçlu olduğunu bilir. Bilgi ve bilim özellikle temel bilimler toplumsal bağımsızlığı düşünsel ve duyusal düzeyde gerektirir.
Can Ezgin
Telif Hakkı Saklıdır
Yorumlar
Yorum Gönder