Ana içeriğe atla

ALIM GÜCÜ TALEBİ

Alım gücümüzü var kılan koşullar nelerdir? Bireysel ve kurumsal anlamda İhtiyacımızdan fazla alım gücü, alım gücüne olan talebimiz özgürlük adına fetiş midir? İnsan, aldığı ve alacağı kararların zaman ve mekan döngüsünde neleri doğuracağını görebilir mi? Aşırıya kaçan alım gücü talebimiz gerçek özgürlüklerin yolunu tıkar mı? Kaynakların işlenmesi emek ve bilgi ile oluyor. Ancak bunları üretmeyi bilmeyenler bu hizmetlere ihtiyaç duyduklarında ödedikleri ücret karşılığında satın almaya girişirler. Gerekli gereksiz her şeyi fiyatlandırdığınızda, alım gücünüz oranında özgürlükleri satın almaya ve satmaya uygun koşulları eklemiş olursunuz. Bu durum bizi bir çıkmaz sokaklara götürür. Çıkmaz sokaklarla karşılaşmamak için, kaynaklarımızı verimli kullanabilmek adına bilgiyi işlemeli ve koordine edebilmeliyiz. Günümüzde alım gücü her şekilde elde edilebiliyorsa, insanlık bu durumda alım gücü talebi karşısında kıskaçta kalmış oluyor. Dolayısıyla alım gücü talebinizi karşılıyorsanız geçici özgürlüğü elde edebilirsiniz. Ve özgürlük seviciliği bu şartlar altında alım gücüne olan talebin karşılığı sayılabilir. Bu oyunda başrolü kapan alım gücüne olan talebin karşılanması ile özgürlüğü satın alacağımız düşüncesine olan inancımız olmuştur. Özgürlüğü gerçekten yaşamanın yolu neyi gerektirir? Zamanı yerinde kullanmayı bilmek ve gerekli çabayı göstererek gayretli olmakla birlikte, mücadeleci olmayı gerektirir. Burada önemli olan geleceğimize sahip çıkabileceğimiz değerler üretebilmektir. Temel ihtiyaçlarımız dışındaki alım gücü talebi her şeyi gereğinden fazla öne çıkarır. Değerlere dayalı emeğin her türlüsünü manipüle eder.

Can Ezgin

Telif Hakkı Saklıdır

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEMOKRASİ İÇİN KİLİT UNSURLAR

Basın, kamusal alanda doğru bilgiye erişimi sağlayarak demokratik süreçlerin sağlıklı işleyişi için kritik öneme sahip toplumsal bileşendir. Özellikle toplumsal ya da politik krizlerde basın, kamuoyunu bilgilendirerek halkın doğru kararlar almasına yardımcı olur. Basının özgürlüğü, demokratik değerlerin korunması ve halkın bilinçli bir şekilde kararlar alabilmesi için temel bir hak olarak kabul edilir. Ancak, basın mensuplarının hatalı haber yapması durumunda dahi onları suçlamak ve hedef göstermek, demokrasiyi tehdit eder. Basına yönelik suçlamalar, yalnızca basının özgürlüğünü sınırlamakla kalmaz, aynı zamanda halkın özgürce bilgi edinme hakkını da engeller. Bu nedenle, basın mensuplarına yönelik baskılar, hem toplumu bilgilendirme işlevini zedeler hem de demokratik süreçleri tehlikeye atar. Bağımsız ve demokratik toplumlarda, gerçek suçlular adalet önüne çıkarılmalıdır. Toplumları yönetenler ve güç sahipleri, hukukun üstünlüğüne saygı gösterdiklerinde ve suçlular adil bir biçimde y...

BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ'NDE DENGE KÖŞE

Masanın ortasında üç büyük harita yer alır: Ukrayna, Ortadoğu ve Güney Asya.  Ortadoğu’daki çatışmalar ve Güney Asya’da patlak veren Hindistan ile Pakistan arasındaki savaş, küresel krizlerin oluşturduğu Bermuda Şeytan Üçgeni'nin son köşesini tamamlar. Bu jeopolitik üçgen, çatışma ve belirsizliklerin merkezi olarak adlandırılmıştır. Diğer gölgede, Güney Asya haritası odanın karanlık ve belirsiz bir noktasında durur; Ortadoğu'nun haritası ise biraz daha belirgindir. Bir perde, arka planda denizlerin gümbürtüsünü ve uğuldayan rüzgârı temsil eder. Kapıdan içeriye, zaman zaman bir kâhin ya da bir anlatıcı gibi bir figür girer. Anlatıcı (derin bir sesle): Bermuda Şeytan Üçgeni’ne adım atıyoruz… Fırtınalar arasında kaybolan gemiler gibi... Bir yanda Ortadoğu'nun kudretli, yakıcı sıcaklığı, diğer yanda Ukrayna'nın fırtınalı kışı… İki köşe, her biri farklı bir dünya, farklı bir zaman dilimi... Ama hepsi bir şekilde birbirine bağlı. Denge, her iki köşede de bir sırrı barı...

BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ: DÜNÜ VE BUGÜNÜ

Dünya bazen karmaşık bir labirent gibi hissettirir. Ülkeler ve insanlar, çıkar çatışmalarının ve tarihsel yaraların ortasında savrulurken, sanki görünmez bir güç bu karmaşayı daha da derinleştirir. Bugün dünya, yeni bir Bermuda Şeytan Üçgeni'nin kıskacında. Bu üçgenin köşeleri; Avrupa'da Ukrayna Savaşı, Ortadoğu'da bitmek bilmeyen çatışmalar ve Asya'da Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimle şekilleniyor. Bir yanda toprağın, diğer yanda inancın, öte yanda ise kimliğin savaşı... Hepsi bu üçgenin içine çekiliyor.  Tarihsel Arka Plan: İmparatorlukların Çöküşü ve Modern Bermuda Bu çatışmaların köklerini, imparatorlukların çöküşünde buluyoruz. Avrupa’da çatışma kökenleri, Osmanlı, Avusturya-Macaristan ve Rus İmparatorluklarının yıkılışıyla şekillendi. SSCB'nin dağılması, Ukrayna krizine zemin hazırlayan sınır ve kimlik sorunlarını derinleştirdi. Ortadoğu ise kolonyal mirasın yükü altında kaldı. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü ve Batılı güçlerin müdahaleleri, etnik v...