Saatsiz yol dedi. Fakat geri dönüşü zaman zaman iç dünyasında yer alan hatıralardan başka bir şey olmayan bu yolculuk. İstem dışı bir tepkime sonucu dünyanın belli belirsiz köşesinde alev almış ve ağır ağır yanan bir ateş gibi sonu geldiğinde tükenecekti. Yolculuk her birimiz için aynı tepkimelerle başlamış fakat başka başka şartlar altında sürmekteydi. Bu yolculuk büyük bir şey için yapılmaktaydı. "Yola çıkan yolcu, amacını bilseydi yolculuğun bir anlamı kalmazdı..." Böyle dedi saatsiz. O nedenle hayaller ve düşler saatsiz için sıradan şeyler değildi. Orada olmakta olan oluşumun amacı gizliydi. İnsan basit bir canlı organizma değildi. Sadece şimdilik böyle bilinmesi, algılanması lüzum görülmekteydi. Dünyaya egemen olacak olan insan değil onun fikri, düşüncesi ve ruhuydu. Düşlerimizde ve vazgeçemediğimiz hayallerin kökeninde bu saklıydı. Hiç mutluluk nedir yaşamamış kişi mutluluk özlemiyle yanıp tutuşuyor ve mutluluğu atmak için yol aramayı aklından çıkarmıyordu. "Nedir bu?" Dedi saatsiz. "Nedir?" Şöyle durdu ve cevapların ayrıntılarda, ayrıntıların içinde olacağı aklına geldi. Duraksadı. Büyük fotoğrafı bir kenara bırakmalıydı. Önüne bakacak ne olursa olsun büyük fotoğrafa kim karşı durursa dursun ya da inanmasın, görmezden gelirse gelsin hiçte önemli değildi. Saatsiz bir ayrıntıda her şeyi çok iyi kavramıştı. "Hayat, ağır çekimde ilerleyen düşten başka bir şey değildi." Aklımıza ne türlü imge düşerse düşsün işleyişe uygunsa ağır ağır o imge burada olmasa da başka başka evrenlerde yüzünü hayli hayli gösterir fikrini yabana atmadan yoluna devam edecek ve kimsenin bilmediği bu yolda imgelerin görülümü kendisine gideceği yolu gösterecekti.
Can Ezgin
Telif Hakkı Saklıdır
Yorumlar
Yorum Gönder