Niçin gezginler düş kapısının anahtarını taşımayı kabul etmişler? Kırgınlıklar, hayal kırıklıkları ve sonsuzluk. Düşlerimiz sis perdesi ardına saklı. Ciddiyetsizlik ve sonsuzluk. Bu yüzden düş gezginleri ciddiyeti elden bırakmamışlar. Pes etmek mi? Ne olduğunu ve neler olduğunu bilmediğimiz bu hayat kuşağı da yolculuğun başını çeken gezginler her şeyden çok güvendikleri düşlerini hiç salık vermemişler. Bir gezgin gerçekten düş gezginiyse her zaman mucizelere tanıklık etmiştir. Çünkü, kısır döngüden başka bir şey olmayan medeniyetin ortasına kendilerini atarak düşlere kucak açmışlar. Çocuksu meraklarının peşinden giderek her gün her saniye gözden kaçan mucizelere doğada tanıklık etmiş ve etmekte olan ruhlarını da kendilerine rehber edinmişlerdir. Düşlere kucak açmak bir karşı duruş, yalanlarla örülü ikiyüzlü dünyamıza gizli bir meydan okuyuştur. Gezginin saf, arı düşleri. Saflık, güzellik düş gezginlerine kalmıştı. Onlar düşlerinden vazgeçmedikleri sürece saf güzellik tekrar hayat bulacak. İnsanlar yitirdikleri aşkı dünyada, dünyalarında yaşamaktan çok daha fazlası olduğunu inkar etmekten bezdikleri zaman aşkın gerçek üstü anlaşılmaz ve anlatılamaz bir şey olduğunu kabullenecekler. Aşk, yaratılmamıştır. Aslında aşka bakılması gereken pencere bu penceredir. "Aşkın penceresi." Aşk mı? Hiçliğin diğer adı. Aşk, ezelden ebede var olmuş ve var olacaktır. Aşk, içimizdeki dolduramadığımız boşluğun diğer adı. Her şey varlığını aşkın akıl almaz deviniminde gizlemekte. Düş kapısının anahtarı aşka şahitlik eden gezginlerin mucizevi gözlerinde gizli.
Can Ezgin
Telif Hakkı Saklıdır
Yorumlar
Yorum Gönder