Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

FELSEFEYİ YAŞAMAK

11. yüzyılda Anadolu da başlayan toplumsal çalkantılar belli alanlarda düşünürlerin çıkmasına vesile olmuştur. Bu süreç 14. yüzyıla kadar devam etmiştir. Düşünür grafiğine baktığımızda bu yüzyıllar arasında özgür düşüncenin sağlık alanında filizlendiğini ve toplumsal düşüncenin de dogmatik anlayışın dışında gözlem v e metotlara dayandırıldığını görüyoruz. İbn Rüşd, İbn-i Haldun, bu düşünür ve filozoflardır. Bu dönemde yeryüzündeki ilahi düzen yıkılınca o zamanki savaşlar, kıtlık, iktidar çekişmeleri ve hastalıklar insanları kader düşüncesinden soyutlar ve hayatta kalma mücadelesi içine iter. Gerçekler yalanları su yüzeyine çıkarınca hiçbir şeyin anlatıldığı gibi olmadığı anlaşılır. Bu süreçte toplumsal devrim gerçekleşmese de bazı kişilerde iç devrimi tetiklemiştir. İbni Sinan'na günün birinde Aristo'nun kitabını alır. Bir kaç defa okur ondan sonra anlar. Anladığındaysa çok mutludur. Kültür etkileşimdir. Etkileşime açık toplumlar farklı görüşte olan insanları bir araya getirir....

GÜNEŞİ GÖRDÜM GÖKYÜZÜNDE

Zaman zorlu geçer bu memlekette, bağrından kopup geldiğim canım memleketim. Günyüzü görmek ister genç kızlar. Kafesteki kuşu nasıl çağırıyorsa doğanın gizil güçleri, doğa her bir canlıya seslenir bu seslenişin dişisi ve erkeği yoktur. Asıl amaç kendini aşmak ve özgürleşmektir. Şimdi görünmeyen kafeslerin içinde bu hayata susayan kuşlar, özgürlüğün önünde perçinlenen benlik duvarlarını nasıl yıkar. Ve özgür duygularımız nasıl olur da özgürlüğüne kavuşur. Nereye kadar ve ne zaman özgür kılacak yüreğimizdeki kuşları. Nefretin yerine sevgi, tutsaklığın yerine özgürlük, edilgenliğin yerine aşk ve tutku ne zaman alacak, hangi saat uyanacak o derin uykusundan. Memleketimde gökyüzü eskisinden daha karanlık sanki. Bu gece yıldızları değil, güneşi göreceğim gökyüzünde. Nefreti kazıyıp atınca aklımdan. Sevgiye çağıran doğanın gizil seslenişine vereceğim yüreğimi. Zorlu geçmesin diye zaman şu kısacık ömrümüzde aşklara da yer açalım. Bizlere yaşama hakkı tanıyan şeylere aşık olmayı öğrendikçe. ...

KUTSANAN GÜÇ

Evet. Her şey maksadını aşmadan yarattığımız toplumda doğal denge içinde yürüyor olsaydı. Güçlü olmayacak ve iyiliği güçlü adına yaratmayacaktık. Tüm iyilikler güçlünün kutsanması için yapılmayacaktı. Başlangıçta iyilik ve sevgi adına, verimlilik için kutsanan güçlü, sonrasında tehdit kokan güçlü oldu. Her şeyi çıkarına sayan güçlü, kendi kendini doğurmak için insan ruhuna kötülük tohumları ekti. Can Ezgin                                                                                                  Telif Hakkı Saklıdır

ÖZÜNDE SEVGİ

Yaşamı Yüceltelim. tıpkı Kadınlar gibi. erkek egemen toplumun zamanı geçiyor. Sindirilmiş ve korkutulmuş kadınların haklarına tecavüz edilmekte. Kadınlar için intikam zamanı gelmeden biz erkekler ne yaptığımızın ve ne yapmadığımızın bilincinde olmalıyız. Aksi taktirde bir anda yerle bir olabiliriz. Bizler bilmem farkında mıyız? Dünya çoktan değişti. Bir gün güneş batıdan doğacak. İşte o zaman anaerkil toplum yeryüzündeki koruyucu bilincini doğaya ve yaşamın içine vereceğini ilan edecek. Özveri sevgiden doğar. Sevgi, yaşamın devamlılığı ve güçlü nesiller için birinci koşulsa, yaşamın özü sevgidir. Eğer hayatımızda insancıl sevgi ikinci plandaysa o zaman bir şeyler tersine akacaktır. Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır