Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SAHİPSİZ DÜŞLER

Ey gezgin nereden geldiğin, nereye gittiğin belirsiz. Nicedir yollardasın. Bu meçhul yolculuğun sana bir fayda sağlayacak mı de bana. Gezgin: "Söyleyecek sana değil. Ama kulağıyla değil de kalbiyle duyanlara diyeceklerim. Nereden gelip nereye gittiğini kim bilebilir ki? Ben nereden bileyim. Seyahatim sırasında yolları arşınlarken boylu boyunca türlü türlü yerler insanlar görüp, çeşit çeşit lisanlar duymuştum. Sonra ardıma dönüp baktığımda kafamın içindeki düşüncelerde yol aldığımı anlamıştım. Geçen süre içinde yolculuğum esnasında birbirinden farklı yerleşim alanlarında bir çok şeyin birbirine benzediğini hatta ortak yanlarının düşündüğümüzden çok olduğunu görünce  yabancı bir çevrede yabancı olmaktan çıkıp bir gezgin olmuştum. Dünya koca bir kazan bende bir kepçe misali geziyordum kazanın içinde, bahtımda ne varsa doluyordu kepçeye. Dünya küçüldükçe küçülüyordu gözümde, insanlar çoğaldıkça çoğalıyordu. Çadır kurduğum konakladığım yerler evimmiş meğer. Nereden mi geldim? Evimd...

ÇÖKÜŞ

Her bir şeyin mikrobu var. Çöküş kulağa virüsün yanında hoş geliyor. Kendi halinde yaşayan her şeye bulaşan bizler, mikrobun karakteristik özelliğini taşıdığımızı anladığımızda çok geç olacak. O zaman nasıl insan olunurdu acaba sorusunu soracağız. Geç kalmış bu soruyu gazete manşetlerine taşıdığımız o sabah.  "Daha yeni umutlar yaratalım." Can alıcı kısım. Yaratmak, elimizdekilerle tekrar yeni umutlar yaratmak insanın doğasında var. Her yeni bir gün umutla başlar. Ve güne şin batmasıyla yeni umutları düşlerimizde yaşatırız. Gerçek, neyi umut ettiğimizle ilintili. Başkasının umutları bizi ele geçirmediği sürece... Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır.                

İLK GÜNKÜ GİBİ

Hoşsohbet konuşuyoruz. Bazen sivri dilli derler. Olsun varsın, sivri dilli desinler. Konuşuyor olmak yüreğine taş basmaktan iyidir. Suskunluk canımızı yakmıyor mu? Hele canımızı birileri yaktıktığında sesimizi çıkaramıyorsak. Acılarımız, yüreğimizdeki acılar beynimizin tutsaklığında ikiye katlanır ya? Boş verin biz yine hoşsohbet konuşalım. Acılarımızı uğradığımız haksızlıkları unutalım. Ve bir şey olmamış gibi davranalım. Öyle  ya konuşursak sonra ne olur olmaz canımızı yakarlar. Varsın yaksınlar. Suskunluk bizi bitirmediyse, konuşmakta yormayacaktır. Yüreğimizdeki küfeye bahtı kara acıları koydular, varsın koysunlar. Kıpırdarsa beli belirsiz dudaklarım azalır mı acılarım? Konuşabilmenin dayanılmaz hafifliğinde ah bir konuşabilsem. Konuşmak yormaz insanı. Yorsaydı şaşar kalırdık. Görüyor musun bak? Hayatımızdan her gün bir şeyler gelip geçiyor. Sonra unutuyoruz. Nasıl geçtiğini bilmediğimiz o dakikalar ıstırap verici. Yabancıyım ben. Başka birileri var bende. Başkasının gözü,...