GEZGİN

Tabiat ana canımız. Doğru mu?  Üstündekiler ve onların ötesindekiler her şey onun için boş. İnsan ciddiye aldığını beyan ediyor. Şehirlerin arasına sıkışmış insan bunu dile getiriyor. Yüzünü tabiat anadan esirgeyen insan. Yolunu kaybetmek üzere. Bunları yaşadığımızı varsayın. Bilmek içinse falcı olmaya gerek yok.  Arı bilinç, insanı ruhsal mutluluğa taşıyacak olan tabiat anayı tarafsız bir gözle tanımaya çalışırsa insanda anlam kazanır. Aslında dikkatlice bakıldığında aradığımızı bir çok tabiat ana tarafından  biz insanlara sunulmuş. Kaldı ki insanlar birbirlerine düşmeseydiler. Yani gündemleri o ve ya şu olmasaydı. Tabiat anayı günah keçisi yapmayacaktı. Yanlış giden bir şey varsa bu yanlışlıklar silsilesi kim eseri ? Düşünmeye gerek var mıydı? Can Ezgin                                                  Telif  Hakkı Saklıdır 

Geometrinin sınırlarını zorlayan ve kendini kendine hapseden insan. İlkel hayatını gerçeği inkarla yüceltmenin peşinde. Bize yaşamayı çok gördüler. Ruhumuzu cellatların sofrasına, kralların önüne atıyorlar. Ne gariptir şu dünya. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır 

Acaba gözden kaçırdığım bir olgu var mı? Varsa nedir? Gibi soruları sormamıza şüpheye dayalı içgörü yardımcı olur. Çünkü, eğitimli göz bakarken gördüğü şeyde bütünlük algısıyla olgulara yaklaşır. Bir çok bilim insanı ve sanatçı ve de insanlar çağımızda kırılan bu duruma inanç sistemlerinin de bu algıya cevap vermekte yeterli olmadığını görmekteler. Gerçek, bütünü meydana getiren olgularla olan bağlantılardır. Bütünlük kavramı zamanla form değiştirebilir. Evreni bu kavram çerçevesinde içimize sığdırıyoruz. Şayet böyle bir şey olmasaydı iç görüden söz edemezdik. Şüphe olgular ışığında iç görümüzü sorgulamaya bizi yönlendirir. Yoksa herkes kendini biliyor. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır   

Sevgi iklimi. Sevgiyi öldürmeyelim. Sevgi iklimi yaratacak süreç içinde değilsek. En azından sevgiye giden yolun önünü kesmeyelim. İnsanları yasaklarla sınırladığımız an sevginin önünü tıkar ve insanın duygularını biçimlendirdiğimizi düşünürüz.  O sevgi yıkıcı unsurlara bağlanacaktır. Can Ezgin  Telif  Hakkı Saklıdır

İhanet kuşları aralarında uzun uzun konuştular , tartıştılar. Kimileri gagalarını sertçe tıkırdattı. Derken, içlerinden biri lafa girdi: "Nasıl olur? Adımızla ters düşmüş olmaz mıyız? Bize 'ihanet kuşları' diyorlar, hainlik bizim işimiz!" Kafası karışan, aklı başında görünen orta yaşlı bir kuş, kanatlarını çırpa çırpa öne çıktı: "Açılın, açılın şöyle! Madem adımız 'ihanet kuşu', ben bu sefer öyle bir ihanet edeceğim ki aklınız başınızdan uçacak, gaganız uçuklayacak! Ne yapacağım hakkında fikri olan var mı?" Kuşlar suskun, şaşkın şaşkın bakınıyorken bizim kuş fikrini açıkladı: "Artık ihanet etmektense toprak yerim daha iyi." Şaşkınlığın sessizliği yerini amansız bir uğultuya bıraktı. Sonra, asabi olarak tanınan kuşlardan biri öne atıldı: "Nedir bu komedi? Sen hani hainliğin âlâsını yapacak, bizlere örnek olacaktın! Nedir bu kepazelik?" Sözlerinin bitmediğini açıklayan kuş, sakince devam etti: "Aslında ben de tam da bu...

Bütün Bildiklerini Unut. Zaman farklı akıyor. Tek gerçek acı. Acı çekenler acı çektiklerini dile getirmez, ağlamaz. İçi kan ağlayanın dili tutulur. Orman cayır cayır, alev alev yanarken ormanın savunmasız sakinlerinden ne farkımız vardır. Çaresizlik kadar insanı derin acılara mahkum eden nedir.? Can Ezgin       Telif  Hakkı  Saklıdır

                 Bilmek için öğrenmek zorundayız. Bir yanda hiçbir şey bilmeyen biz. Diğer yanda öğrendiğimizi ya da öğrenemediklerimizi fark etmeye çalışan biz, kısacası gidiş geliş bilet. Kanımca tek yönlü değil bu yolculuk. Bilmek için akis gerekli o nedenle bir döngü içinde var olmalıyız. Karşıtlıklar aslında bizim yarattığımız akisler... Can Ezgin  Telif  Hakkı Saklıdır 

  Düş gücümüzü kullanalım. Gerçek yolculuk içimizdeki o insana defalarca yaptığımız, yapacağımız yolculuk değil midir ? Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır 

  Sabır, teslimiyet değil, dünya saatinden çok evrensel akışa göndermedir. Çünkü insanın düşündükçe görmeye ve anlamlandırmaya ihtiyacı vardır. Dolayısıyla anlayan ve gerçeği olduğu gibi görecek olan insanın ruhudur. Kısacası insan duygularıyla görür ve anlamlandırır. Korkak bir adama siz cesareti anlatamazsınız. İçinde fokur fokur nefret kaynayan bir insana sevginin erdemlerinden söz ederseniz inandırıcı ve yüzleştirici olmaz. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır