Ailenin halinden, köylünün öneminden, şehir ve kent yaşantısının bu temel unsurlara bağlı olduğunu bilen, kavrayan dünyaya dar pencereden bakmayan, insan sever kişilere ihtiyacımız var. Köylüler uzaklarda, o köylere gitmesek te, gelmesek te o köyler bizim köyümüz. Kentler kurulmadan önce aile ve hısım akraba tarafından bir araya gelinerek ilk önce köy olarak kurulan, daha sonra mecra, kasaba, ilçe ve il olarak kentleşme süreci yaşamıştır. Ve aile yaşantısı devam ederek sürdürülürken kentsel yaşam döngüsüyle kent sınırları büyümüş dışarıdan aldığı göçle birlikte kentler dinamizmini korumuştur. Ama arada unutulan köy yaşantısı. Şehir hayatında sergilenmediği sürece. İlerisi için toplumsal bilinci yerleşmiş, bilinçsel ve bilişsel süreçten daima uzak kalmış olacağız. Sonra bizim köyümüz değil doğduğumuz şehrimizin en temel hikayesi olan köy yaşantısı unutulacak. Köy ve köylünün önemi daima kentsel tarihin en önemli geçiş sürecine yok gözüyle bakılacaktır. İnsanlarımızı kırsal kesimlerden k...