Ele geçirilmişlik içinde, özgürlüğe duyduğumuz ihtiyaç gözden kaçırılmamalıdır. Sorunun özünde aşırılık ve dengesizlik yatmaktadır. Bu bakış açısıyla, özgürlüğü ve ahlakı aynı yolda kol kola yürürken görebiliriz. Eğer bugün ahlaka ihtiyaç duyuyorsak ya da ahlaksal davranışlarımızın karar mekanizmalarımızı şekillendirebileceği, aklımıza ve ruhumuza ışık olabileceği öngörüsüne sahipsek, bu düşüncenin temeli, doğduğumuzda bize verilen özgürlüğümüzün gasp edilmiş olmasıdır. İnsan, hayalinde uçabilmek, yollarda özgürce koşabilmek için yalnızca bedensel değil, zihinsel ve ruhsal özgürlüğe de ihtiyaç duyar. Özgürlüğün kısıtlanması, ahlaksızlığın doğmasına sebep olur. Doğadaki tüm canlılar, özgür zeminde doğal ve ahlaka sahipken, aralarında sınırsız koordinasyon kurabilme yetisi yalnızca insana aittir. Akıl, özgürlük ve ahlak arasındaki eşsiz uyumu kurabilecek koordinasyon görevini üstlenen yegâne cevherdir. Özgürlüğün olmadığı yerde ahlaktan söz edilemez. Ancak insan, aklı olduğu sürece özg...