Biz, bireyin gücü konusunda bakış açısı geliştirmiş bir toplumun üyeleri değiliz. Birçok şeyimiz taklit; özgün değil. Bu nedenle öznel zaman konusuna değinebilirim. İnsanlar, varoluşsal soruları bilinçli ve farkındalık düzeyinde ele almıyor. Genelde acımızı gerçekten acı, sevincimizi gerçekten sevinç gibi yaşayan bir toplum değiliz. Çünkü içimizde bitmeyen bir öfke ve kavga var. Aslında bunu görüyoruz.
Bu yüzden bakış açımız sadece nesnel (subje) olana dönmemeli. Beynimize olduğu kadar ruhumuza da bir tür "baypas" yapmalıyız. Sanata ve öznel zamana ihtiyacımız olduğu aşikâr. Ancak varoluşsal sorgulamaları genellikle belirli bir yaş ortalamasında yapıyoruz. Tabii ki imkânımız varsa, kendimize varoluşsal sorular soruyoruz. Fakat bu tür sorular, nesnelliği tam kavrayamadığımızda, geç kalınmış sorular gibi duruyor. Dezavantajlarımızı zamanında fark ederek bir şekilde değerlendirmeliydik. Görünen o ki, her şey pamuk ipliğine bağlı ve geç kalınmış süreçlerle karşı karşıyayız.
Bunun dışında, gerçek anlamda büyük bir potansiyele sahip bir toplumuz. Buradan doğacak bir ışık, bir dalga gibi dünyayı etkileyebilir. Ancak bu ışığın ne kadar önemli olduğuna, diğer ülkeler ve topluluklar karar verecek. Eğer onlar kendi hallerinden memnunsa, bu ışık da günü geldiğinde kalıcı etkiler yaratmadan sönüp gidecek. Bu nedenle bireylerin ve toplumların evrimsel süreci çerçevesinde konuyu değerlendirmeliyiz.
Seslerimiz tek başına (solo) itici olabilir, ama bir orkestrada eksik bir enstrüman müziğin performansını ve değerini yitirir. Süreç, bireyin kendisine ve sanatın ifade gücüne dayanıyor. Belki de bu yüzden sanatçıların değerleri zamanında yeterince kavranamıyor. Ancak günü geldiğinde, o sanatçıların eserleri ilham veriyor.
Fakat artık sanat eserleri, hızla akan gündelik hayatın zaman kavramı içinde hak ettikleri yere kavuşamayacak gibi görünüyor. Bu durumda, "Tanrı sanatçı" kavramını gündeme getirmek zorundayım. Çağlar boyunca, evrenin sonsuzluğunda yankılanan sanatçının sesi olmamalı. O ses, inkâr edilemez gerçeklerin ve sürreal dünyanın boyutlarının bir yankısı olmalı.
Can Ezgin
Telif Hakkı Saklıdır
Yorumlar
Yorum Gönder