Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SON İNSAN ve ÇIKRIK SESİ

Sırma saçlı orman, son insanın bakışlarında kül olmuştu. Çünkü son insanın ataları, ormanın hışırtıları arasında yeşili inkar edercesine sırtlarını dönüp gitmişlerdi. Dünya, yeni baştan kozasını örmek için ipliğini eğirirken çıkrık sesi umudun adı olmuştu. Tahribata uğratılan insanın ruhu, modern çağların boşluğunda yankılanmış; milyarlarca insanın arasında dolaşan son insan, milyarlarca insandan biriydi. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

ESTETİK KAYGILAR

Estetik kaygılar gerçeği gölgeliyor. Devinimin içinde tekrarlara yakın hareketler görüyorum. Düzlem, içten içe yıkıma uğramış olur. Varlık, yeni formlar sayesinde görünür. Sanatçı, bu devinimin merkezinde parçalara ayrıldıkça yeni formlar ile varlığın şekline yaklaşır. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

NEREDE KALMIŞTIK

Nerede kalmıştık? Ağır çekimde akan şu ab-ı hayat nehrini hızlandırıyorsun. Her birimiz nehir taşıyız ve yerimizde duramıyoruz. Nehir hızlı akacak ki taşlar yerinden kıpırdasın.. Gün gelecek, o taşlar er ya da geç kıpırdayacak. Çünkü hayat armağanken, sevgi yaşamın ışığıdır. Sevgide süreklilik, yaşamda kalıcılık aramaya devam edeceğiz. Bitmek tükenmek bilmeyen bu yolculuğun parçası olma isteğimiz, aslında nehrin kendisi olduğumuzu haykırıyor. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

GELECEKTE BİZLER

İnsan, gerçekten en zor kendini ikna eder. Düşlerimiz sığınak olmaktan çıkmalı. En güzel düşlerimiz en iyi şekilde hayatın içinde yer almalı. Gerçekler bizleri, düşlediklerimiz geleceği besledikçe inşa etmeli. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

GEÇERLİ OLAN

Güzel ve eşsiz şeylere karşı bir yok oluşu içinde gizleyen sahip olma duygusu içimizde hakim. O bize iktidarı veriyor. Güzel ve eşsiz şeyleri sahiplenip tükenişi hızlandırmak gibi. Dolaylı ölüm yolculuğuna bilet kesen olmayı istiyor gibiyiz. Dayanılmaz bir aruzu içindeyiz. Ölümün elçisi değil celladı olmayı marifetten saymaktayız. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

BELİRSİZLİK

Sıkıntılı insan, bu dünyada tanrıyı her şekilde aramış ve somut biçimde bulamamış gibi görünüyor. Bulamayınca da yücelik duygularına seslenen tanrılar yaratmış. Yetmeyince yeni koşullar arasından karma dinler icat etmiş. Şöyle, tanrı fiziki koşullar içinde kavuşulacak bir güç değildir. O fizik ötesi bir yapıyı içinde taşıdığı için kullandığımız hiç bir kelimenin karşılığına denk gelmez. Onu hep varlıklar da ve gücü ifade eden kapsamlı içerikler de bulacağımızı kabul ettik. Bir şeyi ele almadan önce ona neden gereksinim duyduğumuzu sorgulamalıyız. Onun bize gereksinimi yokken... Mesela, doğanın bize gereksinimi ne kadar? Ama bizim doğaya gereksinim şeklimiz tartışmasız. Bugün dünyada insanlık yok olsa, dünya macerasına devam edecek. Ama şimdi dünya yok oluşun eşiğini geçse bizden geriye sadece uzayın derinliklerinde yol alan bir kaç fısıltı, gönderdiğimiz mesajlar kalacak. Biz ilerlemek zorundayız. Geleceğimizi değişen dünya koşullarına göre tasarlamalıyız. Çünkü gelecek bir düşten ibar...

İNSANCIL ÇOCUKLUK I

Ayrıldığınızda yollarınız farklı yönlere doğru akıyor, hepsi bu. İnsancıl şeyler hissetmek ise sizin insan yanınızla, yani yaşam tarzınızla ilgilidir. Peki, niçin çocukluğumuzdan kopamıyoruz? Çünkü en insan yanımız, genelde en saf ve en savunmasız yanımız olan çocuk yanımızdır. Her aldandığımızda, aldatıldığımızda o limana sığınıyoruz. Yaralarımızın üzerine tuz basmayı öğreniyoruz ve öğrendikçe büyüyoruz. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

RUHUMUZ ACIYOR

İnsanın ve toplumun ruhu yara aldığında bu yara yıllara ve yüzyıllara yayılır. Acı olduğu sürece yaşatılanları unutmak mümkün değil... Ruhumuz acıyor. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

YÜZEYSEL DERİNLİK

Sanat eserleri insanın çok yönlülüğünü açığa vuran yapılardır. Yüzeysel bir eserde derinlik yakalandığı gibi esere yansıtılır. Yüzeyselliğin aradan çıkarılmadığını sanatçının yapıtlarında görüyor olmamız insanın çok yönlülüğüne açık bir işarettir. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır