Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KARŞILIKLI KARŞILIKSIZ

İyilik, içten ve karşılık beklemeyen bir duygu olarak varlık bulur, yapılan bu davranış zamanla unutulur, göz ardı edilir. İyiliğin karşılıksız doğası, onun unutulmasına, görünmez olmasına sebep olur.  İyilik ne kadar içten yapılırsa yapılsın, toplumsal bellekte kısa süre yer alsa da yaşam, bize olması gerekenleri en acı dersler karşılığında tekrar öğretir. Öte yandan, kötülük, karşılıksız bırakılmamak için hep bir bedel arar. Kötülük, iz bırakarak insanın duygusal dünyasında kalır; çünkü bir karşılık, bir intikam arayışı vardır. Kötü olan, bir anlamda sürekli haksız yere hesap keser, bekler ve bu hesap sorma eğilimi kötülüğü kalıcı kılar. İntikam, kötülüğün her şeyin karşılıksız olmaması gerektiği anlayışının bir ifadesidir. Bu da, insanların kötülüğü sürekli taze tutma, ona tepki verme ya da ondan kurtulmak için sürekli bir çaba harcama gerekliliğini doğurur. İyiliğin doğurduğu hassasiyetin unutulmasına karşılık, yapılan kötülüğün karşılıksız bırakılmaması sürekli hatırlatma çaba...

ŞİİR ve RESİM

Şiir nesnelliğe ve nesnelleşmeye ait olmamalı... Hayattan kopuk yaşamalar bir oyun gibiyse, peşin peşin kaybetmeyi göze aldığımız içindir. Şiirde ne kaybeden nede kazanan vardır. Çünkü hayatın tek oyun kurucusu var; yine hayatın tabi koşullarıdır. Başı da yenilgiye uğrayacağımız, oyuna dahil olduğumuz an itibari ile geçerlidir. Hayattan kopuk yaşamlara itibar ediyor olmamız bu gerçeği görmezden gelmek isteyişimizin dışa vurumu gibidir. Şiir hayata dahildir. Şiir unutmak istediğiniz yenilgilerden söz eder. Hazır mısınız? Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

NEYİN İDEALİ ?

İ deal olan safsata diyorlarsa da diyen zaten demiş. Ama paçalarından kötülük akan kendini bilmez topluluklar için ideal olanı birileri ortaya koymalı. İnsan başka nasıl kendini bilecek? O nedenle sanat ve bilim diyorum... İdeal olan bireyin varoluş çabasıyla görünür olacaktır... Salt güce yön verdikçe cüce duygularımızın kölesi oluyoruz... Toplumların perspektifinden bakarsak güçlü olanın sözü geçerlidir. İnsanlığın geleceği için önem arz eden değerleri sanatında canlandıran ve yansıtanlar için ideal olanı gözetmek yaşam arzusudur. Başka türlü insanın kendisini bilmesi mümkün müdür? Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

DÜZ DÜNYADAN

Dünya düz, dünyanın düz olduğunu iddia edenler için söyleyeceğimiz ne olabilir. Dünyanın yuvarlak olduğunu söyleyenlere bir şey diyemediğimiz gibi ya da tam tersi evet demekle yetineceğiz. Veya bu görüş farklılıklarına değinmeden şüphe içinde yaşamaya devam edeceğiz.  "Dünya düz, buna ne şüphe." Diyenleri duyar gibiyim.  "Hayır öyle saçmalık mı olurmuş dünyamız yuvarlak.  Kimi kandırıyorsunuz." Diyenlerinizi de duyar gibiyim. Şu anda, bir çok alanda olduğu gibi çekişmeli konular için de zihinsel aktiviteleri kapsayan konulara popülist yanıyla bakıldığında üzerimizde oynan oyunlar ile arafta bırakılıyoruz. Düzmece, hayal ürünü olan, gerçeklerden saptırılmış konuları gündeme taşıyarak önyargılarımız harekete geçiriliyor. Bu çerçevede kamuoyu tartışma diyebileceğimiz kısırdöngü çekişmelere sahne oluyor. İnsan anlamaya, anlamlaştırmaya çalıştığı hayatın bu suni girdabı içinden boğuluyor. Bilen elbette biliyor. Temel bilimlerden uzaklaştırılan toplum fertleri ve bir nesi...

SAYGI ÖLÇÜTÜ

Ölülere yaşayanların saygısı, ölülerin duyduğu ölçüdeydi . Ölülerin yaşayanlara saygısı öldükleri içindi. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

ÇILIZ ÇIĞLIK ve ETKİLEŞİM

Ret etmek içinde gerçekleri ret ediş varsa. Güç, ne yapıp ne edecek kendini haklı görerek doruğa çıkacaktır. Ucuz kahramanlıklara soyunan kimseler ya da kurum ve kuruluşlar hakimiyet iç güdüleri doğrultusundaki kaygılarından yola çıkarlar. İnsanların düşleri ellerinden bir kere çalınınca geriye yaşanacak özgür, özgün dünya bırakılmamıştır. Ret ediş bu noktada insanın sistemler tarafından fark edilmesini sağlayacak görünüşte basit fakat içerikte, özellikle günümüzde insanca atılan önemli bir adımdır. Ret ediyorum, şiddetin her türlüsünü, ret ediyorum, merkeziyetçi gücün yaptırımlarını, ret ediyorum beni nesne ve araç olarak kendi çıkarları doğrultusunda ruhumu çalma cüretinde bulunan bütün zalim girişimleri. Ret ediyorum insanlığını yitirmiş, bizi yok olmanın eşiğine getirmiş çıkarcı çıkar odaklı topyekun politikaları. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

AYMAZLIK

Hiçbir şey kader değildir... Aymazlık: Çaresiz olduğumuza, zorlaştırılan koşullar gereği inandırılıyoruz. Kendi hakkımızdaki kararları, kendini bilmezler alıyor. Bizim olanı bizden alanlar, takacak maske, oturacak koltuk, konuşacak kürsü bulamayacaklar. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

CAN KIPIRTISI

Dili tutulmuşlar, gözleri bağlı, elleri tutuklu, yol iz bilmeyenler. Yüreklerine kulak verdiklerinde ruhsuz dünyanın bir köşesinde varlığını açığa vuracak küçük can kıpırtılarının ayak sesleri kulaklarında yankılandıkça evrenin kadim ruhuyla karşılaşma ihtimali muhtemeldir. Çünkü kulaklarımız duyuyor ve yüreğimiz hissediyor. İşte kulakları ve ruhu duyanlar için her zaman umut ağacındaki can kıpırtıları, gürültülü dünyanın konuştuğunu bilecektir. Gerçeği bilmek, ruhu nefes almak isteyenler için muhtemeldir. Can Ezgin  Telif  Hakkı Saklıdır  

KADİFEMSİ GÜL YAPRAKLARI

Kadife dokunuşlar arasında geriye doğru akan kum saati. Ölüm çığlıkları kulaklarımızı tırmalıyor. Korku, caddelerde ve sokaklarda esir aldı insanları. Hapishane duvarları boş levhalardan sonra suçsuz insanlara ev sahipliği yapıyor. Ama durun; bir bildikleri vardır cehennem zebanilerinin. Peşin hükümlü davrandığımızda acıya dayanmak için dudaklarını ısıran o suçsuz insanların duvarlara yansıyan gölgeleri... Ve sevinçten raks eden zebaniler. Ateşi ağızlarının içinde taşımaktan hiç geri kalırlar mı? Herkes bildiği işi en iyi şekilde yaparken. Yani insan öldürmek ve insanları evinden yurdundan etmek gibi. Artık bırakın şu zembereği düşmüş boş hayalleri. Aslında kimse doğruyu bilmiyor. Yaşam akıyorsa sular seller gibi dudaklarımızdan kırmızı gül yaprakları gibi. Durun, olmadı durdurun savaşları, kayıpları, acıları, göçleri. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

ÜTOPİK DÜŞÜNCE ve OTORİTE

Ayaklarımızın üzerinde kalabildiğimizde güçlü sayılır mıydık? Tek başımıza ne kadar güçlüysek, ayaklarımızın bizi taşıdığı yere kadar gücümüz de yerinde sayılırdı. Peki, bu durum sadece kendi kendimize ispat ettiğimiz fiziksel bir yetkinlikten mi ibaretti? Hayatın bir yerinde egemen duygularımızı geçerli kılmak, bu duygularımızı başkalarına kabul ettirmek ve onların üzerindeki etkisini görmek güçlü olduğumuz anlamına mı gelirdi? Yoksa güç, her durumda ve her zaman diliminde insan için değişen bir yapıyı mı içinde barındırıyordu?  Güç, bizimle birlikte büyüyen istek ve taleplerimize göre şekil alan, nesnel olgulara, araçlara ve gereçlere verdiğimiz önemin bir yansıması mıydı? Yoksa tam tersi bir süreçle mi karşı karşıyaydık? Güç, egemenliğe açılan bir kapı mıydı? Hayatta kalmamız, bu kapıdan içeriye girmeye mi bağlıydı? Peki ya anlamsızca tehdit savuranlar? Güç kisvesi altında çevresine korku salanlar, kaçınılmaz şekilde kendi varlıklarını da riske atmıyorlar mıydı?  İhanet duy...

KAZANMAYA ODAKLIYIZ

Kazanmaya odaklıyız. Dünya dediğimiz gezegene odaklandığımızdaysa ruhsal acılarımızın törpülendiğine şahitlik ederiz. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

KAPİTALİZM NEYİN ESERİ?

Unutmayalım kapitalizm insanlığın eseridir. Biz insanlar günah keçisiyiz demedim. Toplumda sınıf ayrılıklarını derinleştiren bir sistemden söz ediyoruz. Böylece düşündüğünüzde bu sınıf ayrılığı toplumlar arası hangi siyasal kutuplaşmaya neden olurdu sizce? Cevabı açık, zengin fakir ayrımından ziyade daha derin kutuplaşmaları yaratır. Toplumdaki karşıtları yaşatmaya elverişli olan bu sistem artık kapitalistler için dahi öncelikli tehdit oluşturuyor. İnsanlar için ne öncesi nede sonrası vardır. Sadece şu an vardır. İnsan evveliyatından bu tarafa gelen bütünsel ruhunu kaybetti. Acı tarafı bu tarafken, bu nokta kapitalizmin insanlığa yaşattığı derin trajedinin sonucudur. İnsanın edindiği bilgi ruhundaki bölünmüşlük duygusunu derinleştirirken meydana gelen çaresizlik duygusu şu anda hiçbir çağda yukarıya tırmandığı kadar insanın ruhunda tırmanmamıştı. İnsanlar doğasından koparıldığı gibi acısını acısı, sevincini de sevinci gibi yaşayamıyor. Kapitalizm insan yapısı değilse insanlığın kendini...

KAPİTAL RUHLAR ve ÇATIŞAN DÜNYA

Kapitalizm mutluluğun sınırlarını çiziyor. Dünyada mutlu olmayı amaç edinen insanların önüne tonlarca geçici tatmin aracı koyuyor. Bu gününün dünyası kapitalist dünyanın kirli eseridir. İstisna olansa azimli, kararlı, düşünceli ve her seferinde dünyayı bir parça iyi yapmaya çalışan insanların elinden aldığı güzellikleri kendi varlığına katmasıdır. İnsanın ruhunu kirleten iklimin kaynağını görmezden gelmemek için hiçbir sebep yoktur. Kapitalizmde iyi olan hiçbir şey kapitalizmin eseri değildir. Kapitalizmin çirkinliklerini bilirsiniz ama dışında duramazsınız. İnsan bu eşiği de günü geldiğinde geçmesini bilecek. İnsanlığa ortak bir düş, bu çarkın dışında ortak bir düş kurabileceklerini göstermeliyiz. Her şey bir düşle başladı. Kapitalizm insanların ortak düşünü ellerinden aldı. Parçaladı, lime lime etti. Kapitalizmin kirliliği, sizin çıkmaz yolda olduğunuza ve bu yoldan başka çıkış yolu olmadığına inandırmış olmasıdır. Her zaman bir çıkış yolu vardır. Sınır tanımaya başladığınız an gücün...