Sanatsal olgunluğun eşiğindeyim. Eşiğinde duruyor olmam beni bir yandan sevindiriyor, diğer yandan düşündürüyor. Ne yazık ki çevremdeki feodal ilişkiler beni artık beslemiyor. Daha özgür zamana ve alanlara ihtiyacım var. Sanatımla ilgili mütevazi diye bileceğim özellikle resim alanında yüzeye çıkarmayı planladığım adımlarım var. Dediğim gibi, iç dünyam şimdilik sadece bana ait. Bu ilişkilerden kopmayı düşünmüyorum. Sanatım ve ilişkilerim arasında kalacağımı gördüğüm anlar oluyor. Sevdiğim bireylere benden bir adım geride kalmamaları için zaman zaman kendimden güzellikler verdiğimi düşünüyorum. Umarım öyledir. İnsanlar tek başlarına mutlu olmayı öğrenmelidir. İnsanlara mutluluk vaat etmiyorum. Onlara iyiliği görünür kılmaya çalışacağım. Sonuç, sevdiğim bireylere hayata kendilerinden bir parça katmaya çalışın demekle yetinenlerden olmadığımı biliyorum. Her ne kadar bireyin özgürlüğüne önem veriyor olsam da, aynı zamanda bir kişi yaşadığı toplumun parçası olduğunu inkar etmemelidir. Yeri geldiğinde toplumunu ileriye taşımak için eleştiride bulunmak o bireyin en doğal hakkı olmalıdır. Bu hakkı yaşadığı toplum elinden alıyorsa, eleştirisini dolaylı da olsa yeri geldiğinde dile getirmelidir. Aynı şeyi kendisi için de düşünmelidir; yeri geldiğinde eleştirmeyi bilenler de bizi eleştirebilmelidir. Sanat, aynı zamanda benim için, kendimi eleştirdiğim düşüncelerimi görebildiğim bir aynadır. Bense bir gün üzerinde durduğum eserlerime ruh vereceğime gönülden inanıyorum.
Can Ezgin
Telif Hakkı Saklıdır
Yorumlar
Yorum Gönder