Ana içeriğe atla

SADECE ve SADECE

Yaşamsal gereksinmelerimizi kişisel duygularımızdan ayrı tutmamız yanlış mı? Hayır. İnsanın önüne her zaman seçenekler çıkar. Fakat nedendir bilinmez. İnsan, her zaman bu seçenekler arasından iki tanesinden birini seçmek zorunda kalır. Kendi öyle sanır. Aslında seçmek zorunda da değildir. Doğruluk, ilkeli olmak ve bu ilkeleri sonuna kadar insanları incitmeden, baskılara boyun eğmeden yaşatabilmektir. Karşılıklı anlaşmak ve uzlaşı sağlamaktır. Doğruyu şartlar belirlediği gibi doğruyu yaşatmamız gerektiği anlayışı ile savunmaktan çekinmemeliyiz. Yani, zamanla ilkeler gelişir ve değişir. Niçin? insanların düşlediği sevgi, kardeşlik ve dostluk için... Dolayısıyla sadece öz çıkarını düşünen bir kimseden ilkeli davranması beklenemez. O zaman soyut ve güzel duygularımız hayatımızda karşılığını hiç bir zaman bulamaz... Sevgi, kardeşlik ve dostluk unutulur ve başka bir zamana kalır... Çünkü, o duygular insanlar tarafından her ne kadar unutulmuş olsa da henüz bizi terk etmemiştir, her ne kadar biz, terk ediyor olsak bile... Bir çok insan sever; sevdiğini sanır. Bir çok insanın kardeşi vardır; kardeşinden nefret eder. Sevgi çabayla, kardeşlik yaşanmışlıkla karşılığını bulur. Öz çıkar birbirini karşılar. Bütün sorun hayata nereden baktığımızla ilgili. Dolayısıyla hayatın hangi tarafını görünür kıldığımızla ve nelerin üzerini kalın bir örtüyle örttüğümüze bağlı. Yani, yaşama hakkımız varken, birbirimize yaşam alanları tanımıyor ve çok görüyorsak, yansımalar içinde sadece ve sadece yalanlarımızla baş başa kalırız...

Can Ezgin 

Telif Hakkı Saklıdır

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEMOKRASİ İÇİN KİLİT UNSURLAR

Basın, kamusal alanda doğru bilgiye erişimi sağlayarak demokratik süreçlerin sağlıklı işleyişi için kritik öneme sahip toplumsal bileşendir. Özellikle toplumsal ya da politik krizlerde basın, kamuoyunu bilgilendirerek halkın doğru kararlar almasına yardımcı olur. Basının özgürlüğü, demokratik değerlerin korunması ve halkın bilinçli bir şekilde kararlar alabilmesi için temel bir hak olarak kabul edilir. Ancak, basın mensuplarının hatalı haber yapması durumunda dahi onları suçlamak ve hedef göstermek, demokrasiyi tehdit eder. Basına yönelik suçlamalar, yalnızca basının özgürlüğünü sınırlamakla kalmaz, aynı zamanda halkın özgürce bilgi edinme hakkını da engeller. Bu nedenle, basın mensuplarına yönelik baskılar, hem toplumu bilgilendirme işlevini zedeler hem de demokratik süreçleri tehlikeye atar. Bağımsız ve demokratik toplumlarda, gerçek suçlular adalet önüne çıkarılmalıdır. Toplumları yönetenler ve güç sahipleri, hukukun üstünlüğüne saygı gösterdiklerinde ve suçlular adil bir biçimde y...

BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ'NDE DENGE KÖŞE

Masanın ortasında üç büyük harita yer alır: Ukrayna, Ortadoğu ve Güney Asya.  Ortadoğu’daki çatışmalar ve Güney Asya’da patlak veren Hindistan ile Pakistan arasındaki savaş, küresel krizlerin oluşturduğu Bermuda Şeytan Üçgeni'nin son köşesini tamamlar. Bu jeopolitik üçgen, çatışma ve belirsizliklerin merkezi olarak adlandırılmıştır. Diğer gölgede, Güney Asya haritası odanın karanlık ve belirsiz bir noktasında durur; Ortadoğu'nun haritası ise biraz daha belirgindir. Bir perde, arka planda denizlerin gümbürtüsünü ve uğuldayan rüzgârı temsil eder. Kapıdan içeriye, zaman zaman bir kâhin ya da bir anlatıcı gibi bir figür girer. Anlatıcı (derin bir sesle): Bermuda Şeytan Üçgeni’ne adım atıyoruz… Fırtınalar arasında kaybolan gemiler gibi... Bir yanda Ortadoğu'nun kudretli, yakıcı sıcaklığı, diğer yanda Ukrayna'nın fırtınalı kışı… İki köşe, her biri farklı bir dünya, farklı bir zaman dilimi... Ama hepsi bir şekilde birbirine bağlı. Denge, her iki köşede de bir sırrı barı...

BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ: DÜNÜ VE BUGÜNÜ

Dünya bazen karmaşık bir labirent gibi hissettirir. Ülkeler ve insanlar, çıkar çatışmalarının ve tarihsel yaraların ortasında savrulurken, sanki görünmez bir güç bu karmaşayı daha da derinleştirir. Bugün dünya, yeni bir Bermuda Şeytan Üçgeni'nin kıskacında. Bu üçgenin köşeleri; Avrupa'da Ukrayna Savaşı, Ortadoğu'da bitmek bilmeyen çatışmalar ve Asya'da Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimle şekilleniyor. Bir yanda toprağın, diğer yanda inancın, öte yanda ise kimliğin savaşı... Hepsi bu üçgenin içine çekiliyor.  Tarihsel Arka Plan: İmparatorlukların Çöküşü ve Modern Bermuda Bu çatışmaların köklerini, imparatorlukların çöküşünde buluyoruz. Avrupa’da çatışma kökenleri, Osmanlı, Avusturya-Macaristan ve Rus İmparatorluklarının yıkılışıyla şekillendi. SSCB'nin dağılması, Ukrayna krizine zemin hazırlayan sınır ve kimlik sorunlarını derinleştirdi. Ortadoğu ise kolonyal mirasın yükü altında kaldı. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü ve Batılı güçlerin müdahaleleri, etnik v...