Ana içeriğe atla

Kayıtlar

ATEŞİ ÇALMAK

Taşlara kaldık. Masallara itibar ediyoruz. Koltuk derdine düştük. Ruhumuz kurudu. Çareyi çağların medeni ruhunda, özgür rüzgarların sesinde, gür ağaçların dalında değil, gözyaşlarıyla ve masumların kanında aramakla vakit öldürüyoruz. Havanda laf öğütülüyor. Doğruların önünü kesiyor. Hüküm dağına ateş taşıyoruz. Sevginin dili yerine nefret dilini kullanıyoruz. İnsanca sevgiyi hatırlatacak ne varsa düşman ilan ediliyor. Taşlara kaldık, güneşi balçıkla sıvıyor, insanların gözlerine mil çekiyoruz. Karanlık aydınlığa savaş açtı. Maviliğe açılan aydınlık, gökyüzünde süzülen özgür kuşların ruhundan esinleniyor. Şimdi gökyüzü karalar bağladı. Umut beklemek değil, ruhun ve aklın rehberliğinde karanlıkta ışıldayacak ateşi yakmaktı. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır 

DUVAR GİBİ

Kalabalıklar yalnızlığımızı hatırlatmıyor, haykırıyor. Kalabalıklar duvar gibi, yalnızlığımız o duvara çarpıyor. Yükselen yalnızlığımız. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır 

ÖZGÜR TİN

Tin uyutuldu. Uygarlık adını verdiğimiz idealler ile derin uykuya dalmasına sebep olduk. Tin, özgürleşmeli. Özgür tin, insanın kedisidir. İnsan özgürdür. Çünkü, zaman göreceliyse dilimiz her zaman hangi boyutta olursa olsun zenginleşen ve bakış açımıza yön veren özü içinde var edecektir. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır 

RÜYALAR

Rüyalarımda hayaller dünyasında geziyorum. Yüreğimiz bizi saati saatine takip ediyor. Hayatın güzelliklerini dilemeliyim. Hayallerimizin peşinde geziniyoruz... Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır 

KENTLERE

Kentlere yoğun gölgeler çöküyor. Beton kütlelerin gölgesi. Korkularımızı süsleyip püslemeyi bu kütlelere borçluyuz. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır 

NASIL ve NE ZAMAN

Hiçbir şey bilmiyorum, fakat farkındayım. Gelecek olan fırtınanın farkında... Ne olduğunu nasıl ve ne zaman olacağını bilmeyen kuşlar gibi. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır 

ÇİVİSİ ÇIKMIŞ

Dünyanın sahipsiz olmadığını düşünenlerdenim. Ateş çemberi içinde aslan terbiyecileri, kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor. İnsanın kendisini yetiştirmemesi için bir sebep yok. Ders almak isteyen kişilere dünya sahnesi her gün aklımızın sınırlarını zorlamaya itiyor. Bütün mesele silkinip kendimize gelmekle ilgili. Ama buna aslan terbiyecileri müsaade eder mi? İşte orası meçhul. Çünkü evrensel doğrulardan alabildiğine insan ruhunu uzaklaştırdılar. Kimsenin düşünmeye fırsatı yok. Kümesten başını çıkaranlara "hop" diyorlar. Dünyayı onların doğrularıyla görüyor ve onlar gibi duyumsamaya başlıyoruz. Ondan sonra gelsin liyakatler, madalyalar, ödüller... Kime takdir verilecekse, dünyayı daha yaşanabilir kılmasını bilen kişilere verilmeli. Nefret nasıl insan duygusu ve insan ürünü ise, sevgi ve saygı da insana özgü duygulardır. Çivisi çıkmış bu dünya, ancak sevgiye inanan insanların üstesinden zamanla geleceği bir şeydir. Olumlu düşüncelerin hayat bulması yalnızca bireysel bir çaba...