Ana içeriğe atla

Kayıtlar

TRAJEDİ ve FİGÜRAN

Yeniden doğuş ile bir nebze insanın trajedisi hafifletilmeye çalışıyor olsa da bu durum karşısında çok geç kaldık demek istemiyorum. İnsanın dünyadaki trajedisi derinleştikçe derinleşmiş ve bugün ise kabus vaziyetini almış görünüyor. Şunu iyi bilmeliyiz biz insanlarda bu gezegeni paylaştığımız diğer canlılar gibi tabi ortamımızdan koparıldığımız için bocalıyoruz. Toplumsal yaşantı ile doğal hayatın ve bireysel akıl arasına sıkışıp kaldık. Doğal hayatın zorluklarını hiçe saymamız gerçekçi olmayacaktır. İnsanın dünya ile mevcut uyuşmazlığı bir gün evrensel uyumluluğu açığa çıkarırsa şaşmamalıyız. Bundan böyle bir çoğumuz için vakit hızlı geçmeye başlayabilir. Kendimizi avutmayı bırakmanın zamanı geldi de geçiyor. Dünyamız göz göre göre için için elden gidiyor. Ne yazık ki yazdığımız felaket senaryolarında figüranlarız. Bu felaket senaryoları üzerine geç kalmış olmadan gitmeliyiz.    Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır  

DOĞA ve GÖRKEM

21. Yüzyıl bilindik Homo Sapiens'in yaşam süresinin doluşu... Bu durumda bir yere ait olamadığını görecek olan insan. Kendi fişini çekecek. Hiç bir şey kolay olmayacak. İnsanlık intiharın eşiğinde. Tarihi geriye sardığımızda sadece süreci uzattığımızı göreceğiz. Medeniyetlerin göz alıcı teknolojik gelişimleri bir çoğumuza kolaylık ve konfor sağlıyorken bir çoğumuzu da güvensiz, içi boş ilişkilere itiyor. Devasa yalnızlığımızın tadını çıkarmalıyız. Olup bitenlerin sorumluları şu anda bu dünyada ikamet etmiyor. Bizler onların kurgu evreninde dünyaya gözlerimizi açtık. Fakat o dünya bu dünya olmaktan uzaklaştıkça uzaklaşıyor. Görmemizi arzu etmedikleri en önemli değer, doğanın görkemli oluşu. "Doğa Görkemlidir." Can Ezgin    Telif Hakkı Saklıdır

KÜÇÜK SEÇİMLER

Farklılıklarımızın birleştirici olduğu ve birbirimizi ötekileştirmeden eğitim yöntemine bağlı tutumlar. Yetenek ve bilginin temel alındığı çağdaş ve evrensel normların eğitim ve öğretime kazandırılması, insanın nesneleştirilmediği sömürüden uzak yarınlar için bireyselliğin desteklendiği, kolektif aklın bu uğurda canlandırıldığı, bireyin kendi sınırlarını aşmasına olanak sağlanacak özgür toplum için... "Küçük Seçimler." Adım başı seçim... Özgürlüğün olmadığı aklın ötekileştirildiği tek tip eğitim sistemi içinde zihnimizi köleleştiren metotlar. Toplumun geneli olmayıp belli zümrelerin alım düzeyinin arttırılması, hukuk düzeninin güçlüyü gözetmesi, toplumsal kurum ve kuruluşların bilimsel metotlardan uzaklaştırılarak tek elden siyasallaştırılması, kolektif aklın sağduyunun yerini, o doğruyu savunmuştur doğruyu yapar diyerek onu söz sahibi yapmak. Yapılan edilenlerin ardını arkasını aramadan rüzgara kapılmak. Olan bitenleri her cepheden sorgulamadan yol almaya çalışmak mı doğrudu...

ADlNl DOĞRU KOYMANlN YOLU

Toplumsal bilincin önünde duran en büyük engel. Güce sorgusuz sualsiz bağlılık yemini etmektir. Güç yok mudur? Vardır. Ama adını doğru koymanın yolu gördüğünü, olup biteni göz göre göre işimize gelmediği için inkar etmemektir. Bu irade sadece toplumsal bilinci süpere gosuyla kavramış, bilinç altında sosyokültürel uçurumlar, keskin sınıf ayrılıkları, mevki ve makam sahibi kişilerle alt sınıfta vasıfsız işçiler ile onları var eden toplumun ayrılmaz elemanları olduğu düşüncesi gerçeğini yatsımamaktan geçer. İnsan, geleceğini ancak toplumsal yaşam olanakları içinde kurabilir. Bireyin toplumsal anlayışı toplumla birey arasındaki uçurumu derinleştiren değil. Bireyle toplum arasındaki ortak bağları güçlendiren eğitim ve yaşam biçimi ile gelecek kuşaklara aktarılacak girişimlerle olabilir. Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır

SİYAH GÜNEŞ

Güneş, merkeze doğru kaydıkça, binlerce yıllık derin uykusundan uyanacaktı. İnsanlar yeraltındaki yaşantılarından sıyrılıp mevsimler döngüsüne katılmak için sabırsızlanıyordu.  Mevsimler yeryüzünü keşfetmenin başlangıcına işaret ediyor cennetin kapılarını müjdeliyordu.  Tarih sıfırlanmış, Güneş tarihi adını almıştı. Güneş, bu tarihten sonra Siyah Güneş adıyla anılacaktı. İnsanlık tecrübe adına yaşadıklarını hiçbir zaman unutmamalıydı. Öyleyse Güneş'in adı bundan böyle Siyah Güneş olmalıydı.    Küçük bir zümre geçen yüzyıllarda dünyanın eşsiz güzelliklerinden yararlanıp mutlu olmuştu!  Genç ama bir o kadar da yaşlı olan gezenimiz yok olmanın eşiğine, her şey insanlar için güzel olacak söylevleriyle gelmişti. Bizler için belki de bir parça güzel şeyler olmuştu. Sonuca bakıldığında gezegenimizin çabuk yaşlanmasında bizim payımıza düşen sorumluluk hiç de azımsanacak kadar bir pay değildi. Aslında payda üzerine, şu kadar, bu...