Ana içeriğe atla

Kayıtlar

HAYRET ve SEVGİ

Felsefeyle hayatı özümsüyorsunuz . Doğa, insan ve toplum merdiveninden düştüğüm sıralarda felsefeye duyduğum ilginin hız kesmemesine hayret ediyorum. Felsefeyle çıktığım yolculuklar da geldiğim en son kavşaktaysa yol ayımı yok. Çünkü felsefe bilgeliğe ve bilgiye duyulan sevginin başlangıcıyla başlar. Yani o kadar yol yürüdükten sonra tekrar en başa geldim.. Her şeyin özüne sevgi duygusuyla erişebiliyorsun. Ama bu sevgi kapsamlı bir duygu bütünlüğünü içine alıyor. Sevmek, sevebilmek güzel bir şey. İnsanları ancak sevgiyle tanıştırdığın zaman gerçeğin vadisine çıkarabiliyorsun. Aksi düşünülemez. Sevgisiz gerçeğe elini uzattığın zaman gerçek sana özünü açmıyor. Olgusal bütünlük henüz bunu hak etmediğini, daha yolun başında olduğunu, başka bir değişle kavramsal parçalanmışlıktan kavramsal bütünlüğe içsel yolculuğunu tamamlamadan geçemeyeceğini senden daha iyi biliyor. Aslında herkes bütünsel gerçeğin dışındaki illüzyonla haşır neşir. O illüzyonun merkezinde kendisi duruyor. Ama sevgi öyle ...

KALBİNİZ FISILDAR

Gezgin de herkes gibi kalbinin sesini dinler. Çünkü, hayatın insana ve yaşama dahil söyleyeceği çok şey olduğunu sadece kalbiniz size fısıldar... Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır.

HANGİ GERÇEĞE GÖRE

Çünkü insanların sadece kendilerine ait olmayan dünyaları var. O dünyaları yaratan devin adı toplum. Ve bu toplum canavarlar yaratıyor. İnsanı dünyanın gözünden göremiyoruz. Dünyanın gözüyle insanlar dünyaya bakılabilseydi... Dünya, modellemiş toplumları bir arada tutan insanları nasıl tanımlardı?  Gözlerimizi tahrip ediyorlar. Gerçekteyse o gözler dünyanın işleyişini hissederek görecek ve anlamlandıracaktı. Hangi gerçeğe göre? Şimdiyse dünyanın gerçeğini seçemeyen gözlerimizin içine mahkum olduk.  Zavallılar her şey dünyanın yaşamsal koşulları içinde ve yaşam alanında var. Dönemsel süreçler ve varlık... Çok iyi biliyorlar... Sorduğunuzda sadece kendi dünyası var. İnsanı dünyanın gözüyle göremiyoruz. Asılında o gözler gerçeğin ruhunu görecekti. Hangi gerçeğe göre? Gerçeğin ruhunu seçemiyoruz. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır.

ANLAM KAZANACAK

Biliyoruz, söyleyince ardından gelen sessizlik... Türlü bahaneler üretecek kadar yaratıcılığa sahip olduğumuzu fark ettiğimiz de sessizliğimiz anlam kazanacak. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır.

NE DEMELİ

Ne demeli bilemiyorum. Payıma ne düşüyor ve ne düşecekse yani bekliyor gibi görünürken beklemiyor hareket ediyorum. Hareket ediyor gibi görünürken belki de bekliyorum. Yaşıyor gibi yaparken belki de nefes almıyorum. Güler gibi görünürken içim kan ağlıyor. Bazen sevincim kursağımda kalıyor. Varlık bana yokluğu yokluk bana varlığı aratıyor. Korkularım aslında beni zindanıma kapatmışken. Cesaretim kendime meydan okuyor. Ben bir şey söylemiyorum rüzgar esiyor. Fırtına çıkarsa ya fırtına çıkarsa. İyimserlik bana düşman kesilmişken. Kötümserlik ayaklarımda pranga. Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır.

AKLIMIZDAKİ SORULAR

Herkesin aklındaki soru şu, film bitti mi yeni mi başlıyor? Bunuysa gelişmelere bağlı zaman gösterecek... Halkın sağ duyusuna kulak verdiğinizde bu zamana kadar gelinen süreçte beklenen şeylerin olduğunu görüyorsunuz. Demokrasi kimin için ve kimler için var? Demokrasinin tesisi ne cuntalarla kurulur. Nede demokrasi kriterleri belli bir zümrenin çıkarları adına kullanılmalıdır. Bir şeyler yolunda gitmiyorsa birileri yoluna koymalı ama bu zorlayıcı politika, siyasal yapı, ve torba yasalarla tombala gibi değil demokrasi çerçevesinde hak, adalet, ve özgürlükler için genel ihtiyaçlara cevap verecek işleyen demokrasimizle olur. Vatandaşların güvenliği toplumun bekası sağlanmalıdır. Biz kadim bir toplumuz. Kara düzen yol alacak kadar önünü göremeyen toplumlardan değiliz. Kaos ortamları gözümüzün önünü görmemiz için derinlerde bir çok şey barındırır. Dün yaşananlar yaşadıklarımız ve yaşanılacaklar ortak bir görüşe bizleri yöneltecektir. Fakat ."Minareyi çalan kılıfını uydurur." Atasö...