Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YALNIZLIĞIN İSTEK FORMU

Yalnızlıktan vazgeçtim. Vazgeçelim bir çağrıysa ben bu durumda bu çağrıya uyarım. Çünkü yalnızlık bir tercih değildir. Siz bir insana nefes almayın diyebilir misiniz? Aslında bu zamana kadar tanıdığım hiç kimse bana ben yalnızım demedi. İnsanın yalnızlığı yadırganacak bir şey değil. Yalnızlığın derinliklerinde kalabalıkların uğultusunu duymaktansa, unutulmuş korkularımızın, unutulmaya yüz tutmuş benliğimizin kabaran yanlarını su yüzüne çıkarmayı yeğlerim. Yalnızlık turlar.   Yalnızlık turları olmasa  nasıl içten olur bu şairin dizeleri? Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır                         

YALNIZLIK GİRDABI

Özgürlük, sınırlarımızı yeniden çizmemizi zorluyorsa nitekim öyle oluyor. Ve bu durumda bizi yalnızlığa itiyorsa, ne denebilir ki. Özgürlüğün bedelini derin yalnızlıklar ile ödemeye hazır olmalıyız. Tutsak ruhların bekçiliğini yapmaktansa yalnızlık girdabında kaybolmayı yeğlerim.  Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır  

İMAYLA DA OLSA

Duygularımız volkan gibi kabarınca bir gün açığa çıkacaktır. İmayla da olsa gün yüzünü görmek isteyecektir. Düşünüyorsan yatağına sığmayan bir ırmak gibi taşarsın. Bir kelimeden ya da bir cümle aralığından dışarıya çıkmak için can atarsın. Kendin olabilmek arzusuyla dolup taşarsın. Belleğimizde silinmez izler bırakan hayal kırıklıkları içimizdeki duygusal fırtınayı nereye kadar gizleye bilir? Nereye kadar yüzümüzü saklayabiliriz?  Nede olsa hepimiz güneşin çocukları değil miyiz?   İzbe, karanlık yerler bizleri palazlandırır. Günü geldiğinde güneşin bitip tükenmeyen cazibesine farkına varmadan ruhumuzu kaptırırız. Parıltılı şeyler beklide sadece bundan dolayı olmasa bile bizleri etkiler ve işte o zaman gizli duygularımız kendini açığa çıkarır. Gün dönümü her yerde cazibesini korur. Biz inkara kalkışsak dahi bu durum böyle değil midir? Ve hayatın görünen ve de görünmeyen çehresinde, bahçenizde gezintiye çıkmışken, pencerenizin kenarındaki çiçeklere sevginizi verirken, kap...

RUHANİ HÜKÜMDARLIKLARDAN SÖZ AÇMAYIN

Bana ruhani hükümdarlıklardan söz açmayın! Onlar aklımızın alamayacağı boyutlar da yaşarlar. Bizler kör kuyuların dipsiz dibinde yaşam mücadelesi içinde Babil'in asma bahçelerinde, Babil'in o muhteşem gecelerinde, üzüm taneleri gibi gökyüzüne serpilmiş yıldızları, geceyi aydınlatan kandili seyre dalmışken. Ruhani hükümdarlar o yıldızların ve kandilin tepesinden evrenin yegane sahibi gibi davranırlar. Bana ruhani hükümdarlıklardan söz etmeyin! Bu köhne, ama bir o kadar tatlı hayatta çektiğimiz çilelerin muhteşem gölgesinde ruhani hükümdarların varlıklarına sonsuz enerji tutarız. Bizler uykusuz, yarı aç, yarı susuz bırakıldık. Sonsuz karanlığa kurban seçildik.  Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır                                                                                   ...

SEÇİME ve SEÇİM

Oyun sandığı, çeyiz sandığı, alet edevat sandığı, define sandığı, harita sandığı. Görüyor bakıyoruz ki kıymetli varlıklarımızı ve gelecek umutlarımızı hep sandıkların içine koymuşuz. Sandıktan ne çıkacak, ne çıkmasını bekliyoruz? Tabi ki geleceğimizin teminatı olan araç gereçlerimiz değerli eşyalarımız. Acaba, katılımcılık, çoğulculuk, eşitlik, adalet, gibi kavramların pratikte çıkacağı bir sandık var olacak mı? Yoksa her zaman bencil kişilerin elinde şekillenen yukarıda saydığımız sandıklar gibi benim sandığım, senin sandığın diyen kişilere hizmet eden, her daim olduğu gibi A kişisinin sandığı sandık mı olacak?  Demokrasi sandığı verilen sınav sonucunda hissi bir sandık mı, bilinçli bir sandık mı olduğunu bizlere ayan beyan gösterecek? Rüzgâra kapılan yapraklar bakalım hangi evin bahçesinde daha fazla toplanacak? Ayakları yere sağlam basan yürekli insanların bilinçli seçimi geleceğimizi güvence altına alacak. Gerçek demokrasinin bahar havasını estirecek. Çocukluğumuzdan ...