GEZGİN

Ne yapıp ne ettiler taşları yerinden oynattılar. Dünyaya savaş ihraç etmesini bilen tek ülke konumunda olan Amerika ne zamandır Suriye'ye ihraç ettiği savaşın taşlarını kendince oturtmuş, savaş hazırlıklarını son hadde taşımış öldürücü vuruşu yapmaya hazırlanıyor. Türkiye bu savaşa ev sahipliği yapmaya itilir de "tanrı misafiridir" kapılarımızı açalım rahat etsinler anlayışıyla destek sağlarsa birde şu var ki, "yavuz hırsız ev sahibini basarmış" biliyorsunuz, aklımızın köşesinde bulunsun.. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır.

Oyun içinde oyun... Buna komplo yaklaşımı diyorlar. Ama birde şu var ki böylesi yakınlaşmalarda bulunanlar kandırıldıklarını iddia etmiş, ayağa kalmak istemişlerdi. Ve şimdi her şeyi unutmamızı bekliyorlar. Bana kalırsa sadece inandırmak ve kandırmak üzerine kurulu yapılar iktidarı zorbaların kucağına iter. Yani bunlar söylediklerine körü körüne inanmazlarsa kimseyi kandıramazlar. Her şey sizin eseriniz. Ülkenin çıkarlarıyla paralellik kurmaya çalışan illegal yapılar içinden gelen bumerang size geri döndüğünde umarım çok vahim bir tablo ile karşı karşıya kalmayız. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır.

İnanç, gerçekliği doğuracak.. Soru soran düşünsel eylem, gerçeği arayacak. Gerçek, aslında iç içe olduğun yaşam döngüsü içinde senin rasyonel ve irrasyonel düşünce arasındaki geçidi tuttuğunu bize iletir.. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır.

Kederli palyaço, burun deliklerinden çıkan o renkli duman, gökkuşağından kalan, ruhundaki izler mi? Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır.  

Ey şehirlere hükmeden tanrılar! Zincirleri bırakın ve sıradan bir insan olmayı göze alın. Biz insanlar da tanrı olma emelinden vazgeçelim. Çünkü aslında istediğimiz tek şey özgürlük. Sizleri başımızda buyuran ve bizi yarattığını iddia eden titanlar olarak görmek istemiyoruz. İzin verin, insanlar özgürlüğün tadına varsınlar; zincirlerimizden kurtulalım.  Ama korku dalgaları, şehirlerin her köşesine yayılıyor. Histerik bir ruh haliyle hükmeden tanrılar, korkuyu bir silah gibi kullanarak insanların zihinlerini zincirliyor. İşte korku melekleri kanatlarını açmış, masum ruhları karanlıkta boğmak için pusuya yatmış bekliyor. Ve sen, ruhunu bu korku dalgalarına teslim etmiş kişi... Camdan tahtında oturup saflığı mağduriyetle devşiren; hayatını bu kırılgan temeller üzerine kuran sen, göreceksin: Gerçekler her zaman karanlığın içinden doğar.  Korkuları canlandıran sensin. Kitlelerin karanlık korkularından beslenen şehirlerin gerçek sahibi. Ama gerçekte senin yaşamın da korkuların kıyıs...

Filozofça:  Alıştığımızı sanmasınlar, kafalarına göre yaptıkları işlere... İktidarın yanında yer alan hiç kimsenin filozof olma gibi yazgısı olamaz. Filozof, soru üreten ama iktidarın savunduğu açılardan değil, kendi hür iradesiyle, deliliğin çılgınlığı içinde toplumun hezeyanlarını, iki yüzlülüğünü ve iktidarı elinde tutanların, iktidar tahtına kurulanın da aslında bizden zere kadar bir farkı olmadığını gerçeğe not düşen kişidir.  Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır.

İnsan suretleri bize ayna olsun isteriz. Niyedir bilinmez. Herkes bir ruh ikizidir tutturmuş.  Bireysellikten söz açarız. Ama iş yalnız kalmaya gelince hani benim ruh ikizim nerede acaba? Katlanmak zorunda olduğumuz bu tanrısal yazgımızın üstünü  örtmeye çalışır dururuz. Bireyselliğin temelini yalnızlık labirentlerinde nesnelerin ve olayların evrensel dilini keşfetmek ya da zamanla yaratıcı unsurlara akılcı yöntemler katmakla attığımızda, Şunu fısıldamadan edemeyiz.  "Aynaların hiçbiri beni yansıtmıyor. Bu dünya aslında dalgalı ruh halimi yansıtan kabus evindeki aynalı oda olmasın?"    Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır.

Doğruluk ülküsüyle, gerçekleri paylaştığında canlar sıkı dost olur.  Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır.

Düşünceye set çek. Düşünceye kapı arala. "Unutmayalım dünya sorulardan ibaret, cevaplardan değil. Cevaplar, soruları nasıl sorduğumuza bağlı". Can Ezgin                                   Telif Hakkı Saklıdır.

Neyi yalanlıyorsunuz? Dünyanın ağzına etmediniz mi? Yalanlayın mahsuru yok. Ne de olsa sağır, ne de olsa dilsiz şu garip kimsesiz dünya. Savunmasız, tahribata, tecavüze açık. Vurun beline baltayı, kesin o balta girmemiş ormanlardaki ağaçları. Kurutun su yataklarını. Dünyayı seyirlik varsayın. Şu dünyada iki tane arkadaşın, eşin, dostun, bir evin, bir araban, banka hesabındaki paran, benzine gelen ileri vites, doğal gaza gelen zam. Küçük dünyamızın sığ sularında büyüttüğümüz kaygıla rımız. Ne zaman harekete geçeceğiz. Bu kısır çekişmelerin sonu var mı? Her şey formalite, verilen sözler tutulmadı, unutturuldu. Kyoto sözleşmesi gibi. Dünyada yedi milyar insan var. Toplumları uyutmakla insanlığın geleceği ile ilgili dünyamızın hayati problemlerini tek taraflı çözemeyeceğimiz su götürmez gerçek. Geleceğimizle ilgili hayati sorunlarımız yanlış tutumlarımız sonucu devam ettikçe, yüzyıllar olumsuz etkilenecek. Geleceğimiz için kaygı duyuyoruz. Kötüleşen iklim verileri insanlıkla beraber denges...

Özgürlük bireye herhangi bir etki altında kalmadan seçim hakkı tanınmasıdır. İnsanlar insanca yaşayabilmenin şanlı onurunu ancak neleri neye göre seçeceği kavradıkları an yaşam koşulları içinde kendi kültürlerini yeşertebilir. Şunu şöyle seçeceksin, bunu böyle yapmalısın dayatmaları. İnsanı insancıl güdülerinden koparır. Ve kültürünü yaşatacağı yaşam koşullarından yani doğasından uzaklaştırır. Her şeyi bilen emperyalistler bu gerçeği de biliyor ama yayılmacı politikaları için öncelikle bir toplumu işgal ederken o toplumun yaşam kaynaklarına el koymayı hedeflerken özgürlüklerini de ellerinden çaldıkları gibi sömürüye dayalı sistemlerine o bölgeleri katıyorlar. Böylece işgalle ele geçirdikleri yerlerde özgürlük anlayışı gerçek doğasını yitiriyor. Özgürlük kavramı onların buyruğunda insanların kafasında tekrar şekilleniyor. Doğanın ruhundan ve doğasından koparılmış insanlar arasında özgürlük oyunu başlıyor. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır.

Toplumsal bilincin önünde duran en büyük engel. Güce sorgusuz sualsiz bağlılık yemini etmektir. Güç yok mudur? Vardır. Ama adını doğru koymanın yolu gördüğünü, olup biteni göz göre göre işimize gelmediği için inkar etmemektir. Bu irade sadece toplumsal bilinci süperego temelinde kavramış olmalı. Bilinç altında sosyokültürel uçurumlar, keskin sınıf ayrılıkları, mevki ve makam sahibi kişilerle alt sınıfta vasıfsız işçiler ile onları var eden toplumun ayrılmaz elemanları olduğu  gerçeğini yatsıyamayız. İnsan, geleceğini ancak toplumsal yaşam olanakları içinde kurabilir. Bireyin toplumsal anlayışı toplumla birey arasındaki uçurumu derinleştiren değil. Bireyle toplum arasındaki ortak bağları güçlendiren eğitim ve yaşam biçimi ile gelecek kuşaklara aktarılacak girişimlerle olabilir. Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır.

Filozofa Sormuşlar: Değer ölçülerini belirleyen ne gibi koşullardır? Toplumsal yaşamda, değerler dünyasına geçiş, yani en basit üretim ilişkileriyle eş zamanlı var olmuş ve üretim ilişkileri her açıdan topluma dinamizm kazandırmışken. Yaşamsal önceliklerin yerini toplumsal sistemler almıştır. Değerler ölçütü toplumsal sistemlerin dinamik unsurları arasında baskın ve yönetici yapılar içinden devinerek şekil alırken karşıtını var etmiştir.  Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır. 

Duyun. Duyan duymayana duyursun. Acılar, insan üstü acılar... Başınızda duran, size buyuran büyük insanların acıları kederli, acıları acı gelir size. Siz, sıradan insanlar sevgi rıhtımında insanlık gemisine liman olmuş insanlar, sizin acılarınız hükümsüz yok hükmünde ve zaten yoktunuz. İllüzyon oyuncuları sahnede, sahne onların... Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır. 

Kısır döngüyü kır, okyanusa açıl görüp göreceğin akvaryum kadar bir dünyadır. Can Ezgin                                   Telif Hakkı Saklıdır. 

Bir konunun gerçeğe dayalı ana fikri dışında tek bir düşünceyi öne sürerek bireye toplumsal baskılarla kabul ettiriliyor olması faşizmdir.                     Can Ezgin                                Telif Hakkı Saklıdır. 

Aklın yolu birdir. Rasyonel düşünme zamanı. Uzlaşı, insana ve medeni toplumlara mahsus bir tutumdur. Öyleyse şu anda parlamentoya girme hakkını kazanmış partiler halkımız tarafından verilen bu tarihi misyonu nasıl görmezden gelir. Kafamızın gerisindeki düşünceleri bırakalım, niyet okuyucular okusun. Kafalarına göre takılsınlar. Dün nasıldık bugün nasılız? 07.Haziran.2015 tarihi demokrasimiz açısından, toplumsal hayatın zenginlikleri açısından bölgesel anlamda başarıya  gidecek yolun ilk adımıdır. Bölge halkları her bakımdan Türkiye'ye bakarak demokrasi sınavı veren halkımızdan uzlaşı kültürü benimseme fırsatını yakalamış olacaklar. Bunun için T.C Meclisi çatısı altında yeni kurulacak uzlaşı hükümeti halkın sağduyusuna kulak verdiğinde tarihin akışında ayrıştırıcı değil tarihsel anlamda birleştirici imkanlar doğacaktır. Uzlaşıya giden yolda güven ve istikrar zamanı. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır.   

Bilge çatışmadan kaçılamayacağını bilir. Bunu zihnini bir konu üzerine çok boyutlu düzeyde yoğunlaştıramayan kişide bilmektedir. Ama bilge küçük çatışmaların içindeki evrensel çatışmaları ruhunda yaşayan kişidir. Çünkü bazen bilinç altımızdaki küçük çatışmalar bizim davranışlarımıza yön verir. İnsanları tanımak çok uzun zaman alır. Herkes kafasının içinde bir şey tasarlıyorsa çatışma o yaratım sürecinde kendini gösterir. Evrenin görece olmayan yanı yaratım sürecidir. Evren var olmak için yaratmalıdır. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır.   

Asıl konu iyilik veya kötülük yapıp yapmamak değil. İyilik yaptığın kişiye belki de farkında olmadan zarar vermiş oluyorsun. Çünkü iyiliğin içinde genellikle hükmetme duygusu vardır. Bu duygu zaman zaman  kendini sende gizler. İyilik yaptığın insanı gerçeklerden uzaklaştırırsın ve onu alı koyarsın. Önemli olan yapılması gerekeni yapmak. V e gerçekçi olmak. En zararlı zarar iyilikse ve orada zarar kuluçkaya yatıyorsa iyilik somut anlamda kötülük değilse de değil ama düşüncesizce yapılan iyiliğin her koşulda zarar verdiği aşikardır.. Kişilerin ruhsal gelişimini bir nevi engellemiş oluruz. Kötülük, sana olduğu gibi hem de kötülüğü yapana fazlasıyla geri döner. Gücün peşinde olan insan kötülük yapmaktan kendini alıkoyamaz... İyilik yapma amacımız kişiyi özgür noktaya götürecek yolda rehberlik yapmak mı? Ya da zarara uğratmak mı olmalı? Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır.               

Ben, hayatın akışından daha değerli değilim. Yaşamı ötekileştirenler şunu bilmeliler ki bilmek onlar için ne ifade ediyorsa tabi. Onlar tabi olana karşı olan çoğunluğun, kokuşmuşluğun çöplüğünde eşelene dursunlar. Karanlık, bir canı yakar. Aydınlık, bilinçleri harekete geçirir. Sonrası malum bir ışık filizlenir.  Bizler çocukken sokaklarda nasıl korkusuzca oyunlar oynardık. Sokaklar bizimdi. Büyüklerimiz merakta kalır, dışarıda başımıza talihsiz bir şey gelsin istemez ve endişe duyarlardı. Gözümüz karaydı ve bir şeyden korkmaz sokaklardan kopamaz, kopartılamazdık. Şöyle geriye dönüp baktığımda o çocukluk anılarımız hala taze. O anılarıma dönüp bakmak istediğimdeyse aklıma her zaman yüzyılımızın hazin manzaraları  gelecek.  Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır.                

Bugün için geleceğin dünyası insanı görmezden gelse de aslında işin özü, gerçek tarihin akışında saklıdır. İnsanlık tarihi insan merkezli gün yüzüne çıkmış ve daha sonra medeniyetler doğmuştur. Aslında bugünkü tarih uygarlıktan doğmuş güçlerin oyunu ve o güçlerin devamı için var gibidir. Yine işin özüne döndüğümüzde açık seçik görülen odur ki tarih insan olmadığı zaman boşlukta kalacaktır. Çünkü, tarih zeki insanların eseri olduğu gibi bu eseri görmezden gelen ve yıkmak isteyen insanlar arasındaki çatışmanın bütünüdür. Tarih, insanın varoluş hikayesidir. Şimdiyse geleceğimizi kurgularken gözden kaçırdığımız en önemli öz insandır. Çünkü, insanın olmadığı bir dünyada yaşamak mümkün değildir. İnsanlar olacaktır olmasına, peki insan varoluş hikayesini özgürce yazacak ruhu yaratacak mı? Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır.  

İktidara esir olmak mı? Yığınlar özgürlüklerine sahip çıkmalı ve bir avuç kendini bilmeze kalmamalı, devrimin adı özgürlük olmalı... Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır.