Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ATEŞİ ÇALMAK

Taşlara kaldık. Masallara itibar ediyoruz. Koltuk derdine düştük. Ruhumuz kurudu. Çareyi çağların medeni ruhunda, özgür rüzgarların sesinde, gür ağaçların dalında değil, gözyaşlarıyla ve masumların kanında aramakla vakit öldürüyoruz. Havanda laf öğütülüyor. Doğruların önünü kesiyor. Hüküm dağına ateş taşıyoruz. Sevginin dili yerine nefret dilini kullanıyoruz. İnsanca sevgiyi hatırlatacak ne varsa düşman ilan ediliyor. Taşlara kaldık, güneşi balçıkla sıvıyor, insanların gözlerine mil çekiyoruz. Karanlık aydınlığa savaş açtı. Maviliğe açılan aydınlık, gökyüzünde süzülen özgür kuşların ruhundan esinleniyor. Şimdi gökyüzü karalar bağladı. Umut beklemek değil, ruhun ve aklın rehberliğinde karanlıkta ışıldayacak ateşi yakmaktı. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır 

DUVAR GİBİ

Kalabalıklar yalnızlığımızı hatırlatmıyor, haykırıyor. Kalabalıklar duvar gibi, yalnızlığımız o duvara çarpıyor. Yükselen yalnızlığımız. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır 

ÖZGÜR TİN

Tin uyutuldu. Uygarlık adını verdiğimiz idealler ile derin uykuya dalmasına sebep olduk. Tin, özgürleşmeli. Özgür tin, insanın kedisidir. İnsan özgürdür. Çünkü, zaman göreceliyse dilimiz her zaman hangi boyutta olursa olsun zenginleşen ve bakış açımıza yön veren özü içinde var edecektir. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır 

RÜYALAR

Rüyalarımda hayaller dünyasında geziyorum. Yüreğimiz bizi saati saatine takip ediyor. Hayatın güzelliklerini dilemeliyim. Hayallerimizin peşinde geziniyoruz... Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır 

KENTLERE

Kentlere yoğun gölgeler çöküyor. Beton kütlelerin gölgesi. Korkularımızı süsleyip püslemeyi bu kütlelere borçluyuz. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır 

NASIL ve NE ZAMAN

Hiçbir şey bilmiyorum, fakat farkındayım. Gelecek olan fırtınanın farkında... Ne olduğunu nasıl ve ne zaman olacağını bilmeyen kuşlar gibi. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır 

ÇİVİSİ ÇIKMIŞ

Dünyanın sahipsiz olmadığını düşünenlerdenim. Ateş çemberi içinde aslan terbiyecileri, kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor. İnsanın kendisini yetiştirmemesi için bir sebep yok. Ders almak isteyen kişilere dünya sahnesi her gün aklımızın sınırlarını zorlamaya itiyor. Bütün mesele silkinip kendimize gelmekle ilgili. Ama buna aslan terbiyecileri müsaade eder mi? İşte orası meçhul. Çünkü evrensel doğrulardan alabildiğine insan ruhunu uzaklaştırdılar. Kimsenin düşünmeye fırsatı yok. Kümesten başını çıkaranlara "hop" diyorlar. Dünyayı onların doğrularıyla görüyor ve onlar gibi duyumsamaya başlıyoruz. Ondan sonra gelsin liyakatler, madalyalar, ödüller... Kime takdir verilecekse, dünyayı daha yaşanabilir kılmasını bilen kişilere verilmeli. Nefret nasıl insan duygusu ve insan ürünü ise, sevgi ve saygı da insana özgü duygulardır. Çivisi çıkmış bu dünya, ancak sevgiye inanan insanların üstesinden zamanla geleceği bir şeydir. Olumlu düşüncelerin hayat bulması yalnızca bireysel bir çaba...

SUSTU

Cıvıl cıvıl sesler sustu. Mutluluğa açılan kapı öfkenin elinde kaldı. Yürek yarasıyla karardı sokaklar. Umut çıkmaz sokaklara çekildi. Şiddet, korkuyu uyandırdı sinsi yatağından. Zalimlik zirve yaptı bir gece yarısı. Boşluğa boşluğa bıraktı çocukları. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır 

ANLAMSIZ LANET

Hiçbir şeye ömrüm yetmeyecek. Anlamaya belki... Oda sanıyorum benim lanetim. Anlamsızlığa çıkılan bu yolculukta niçin anlama çabası içindeyim bilinmez. Evet, anlamsızlık ile anlam verme çabası içinde oluyor olmamız anlamsızlığa kapı aralıyor... Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır

SEVGİ İÇİNDEN

İ nsan olabilmenin hayat damarlarını kurutuyorlar. Düşünmeyeceksin, fikrin olmayacak, kendin olmayacaksın. Onlar anlaşılabilene karşı anlamsız bir anlaşmazlık içindeyken. Yüce olarak adlandırdıkları anlaşılmayana yakınlık duymaktalar. Onlar için yüce nedir? Cehaletin karanlık dehlizlerinden yükselen, yüce olana tapınmak ve karanlık iktidar ilişkileri. Dolayısıyla insanın ruhunu olduğu gibi işleyen sanat ve sanatçıya karşı düşmanlık besliyorlar. Çünkü, sanat "kral çıplak" demekten kendini alıkoyamıyor. Gerçeğin sözcülüğünü üstlenmiş sanatçıya zorla yalancılığı ve sahtekarlığın sözcülüğünü yakıştırmak istiyorlar. Dünyada şiddetin önüne geçilemediği sürece ve buna bağlı olarak insanların sorunları görmezden gelindikçe birileri sürekli sorunların üstünü örtecek ve suyu bulandıracaktır. Nefret körüklendikçe insanlar üzerinde hakimiyetini sürdürüyor. Dolaysız sevgiden beslenmeye çalışan insanların hayat damarlarını keseceklerini sananlara son sözümüz sizden fazla şey biliyoruz olac...

SEVGİ ÇINARI KÜÇÜK FİDAN

Benim adım Küçük Fidan. Beni özenle toprağa diken adam, bir gün yanıma geldiğinde bana, "Küçük Fidan, susadın mı?" diye seslenmişti. O gün, adımın Küçük Fidan olduğunu öğrenmiştim. Cılız, küçücük, marazlı bir fidan olduğumu hatırlıyorum. Ama o adam, nedense benden umudunu yitirmiyor ve gün boyu aklından beni çıkaramıyor gibiydi. Zaman zaman su vermeye geldiğinde çevremde biten yabani otları üşenmeden temizliyor, ilgisini esirgemiyordu. Bir an önce toprağa tutunmam için çaba gösteriyor, üzerime titriyordu. Köklerim toprak anaya tutunduğu gibi ben de günden güne büyüyordum. Zaman bizim için hızlı akıyordu. İlk günkü endişem ve "Ne olacak bu çelimsiz hâlim?" düşüncesi, yerini zamanla kendine güven duygusuna bırakmıştı. Günün birinde, sevgi ve ilgisini esirgemeyen o adam yanıma uğramaz oldu. Bu sırada köklerimin güçlendiğini, daha derinlere indiğini hissediyor; toprağa iyice kök salıyordum. Dallarımın büyüdüğünü, gövdemin gün geçtikçe kalınlaştığını, boyumun uzadığını a...

ÜÇ KİŞİDEN İKİSİ

Üç kişiden iki kişi şiir yazarmış... Şiir yazmayı sevdiğimiz dönemlerimizse malum gençlik zamanlarımızdaki hercai hallerimiz. Ama şiir okumaya ve dinlemeye sıra geldiğinde gençlik zamanlarımızda yazdığımız şiirlere önem verdiğimiz kadar şairlerimizin şiirlerine de gereken önemi vermiş olsaydık... Sanırım edebiyat dilimiz gelişecek ve insanımızı tanıyabilme konusunda toplum fertlerini kavrayacak kadar yol almış olacaktık. Çünkü, dilimizin yapısal gelişmişliği ve özgünlüğü bizi toplum olarak bir birimize ekonomik ve sosyal bağların dışında toplumsal anlamda olduğu kadar bireysel bakımdan özgün değerlerimizle kurulacak bağlar sayesinde gelişime açık olan kültürel eserlerimiz dünyanın evrensel değerlerine katılmış olacaktı. Şairler bizi insanlarla örülü bir dünya götürüyor... Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır 

YILGIN GÜNEŞ

Yabancılaşmayı tercih etmiyoruz. Biliyorum. Bir anafor çağı içindeyiz. Aydınlığın içinden karanlığa doğru çekiliyoruz. İnsanlığımızı unutmadık. Unutamayız. Sonu karanlık gibi görünen anafor, aslında aydınlık ile tamamlanacak. Güneş, insanın özünde var. Yabancılaşmanın içinde savrulan insan, cesaretin senin içindeki yılgın güneşi görmene tek etken. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır