Ele geçirilmişlik içinde, özgürlüğe duyduğumuz ihtiyaç gözden kaçırılmamalıdır. Sorunun özünde aşırılık ve dengesizlik yatmaktadır. Özgürlüğü ve ahlakı aynı yolda, kol kola yürürken görebiliriz. Eğer bugün ahlaka ihtiyaç duyuyorsak ya da ahlaksal davranışlarımızın karar mekanizmalarımızı şekillendirebileceği, aklımıza ve ruhumuza ışık olabileceği öngörüsüne sahipsek, bu düşüncenin temeli, doğduğumuzda bize verilen özgürlüğümüzün gasp edilmiş olmasıdır.
İnsan, hayalinde uçabilmek, yollarda özgürce koşabilmek için yalnızca bedensel değil, zihinsel ve ruhsal özgürlüğe de ihtiyaç duyar. Özgürlüğün kısıtlanması, ahlaksızlığın doğmasına sebep olur. Doğadaki tüm canlılar, özgür zeminde doğal ahlaka sahipken, aralarında sınırsız koordinasyon kurabilme yetisi yalnızca insana aittir. Akıl, özgürlük ve ahlak arasındaki eşsiz uyumu kurabilecek koordinasyon görevini üstlenen yegâne cevherdir.
Ancak ahlak yalnızca nesnel bir yapı değildir. Öznel ahlak, bireyin iç dünyasında filizlenen ve toplumun dayattığı kurallardan bağımsız olarak şekillenen ahlaki değerlere dayanır. Kimi zaman bireyin özgürlüğü, nesnel ahlakın sınırlarına çarpar ve çatışmalar doğar. Bu nedenle özgürlüğün olmadığı yerde ahlaktan söz edilemez; fakat yalnızca nesnel ahlakın olduğu yerde de birey kendini kısıtlanmış hissedebilir. İşte burada, öznel ahlakın özgürlükle kurduğu bağ devreye girer: İnsan, kendi ahlaki değerlerini özgür iradesiyle inşa edebildiği sürece, nesnel ahlakın baskısını dengeleyebilir ve özgürlüğünü gerçek anlamda yaşayabilir.
İnsan, aklı olduğu sürece özgürlük, nesnel ahlak ve öznel ahlak arasında dengeyi kurmak, aramak ve sağlamak zorundadır. Eğer bu denge sağlanamazsa, ahlakı güvence altına alarak toplumun fertlerine özgürlüğü göstermek, insanın temel sorumluluğu hâline gelir.
Unutulmamalıdır ki: Özgürlüğün teminatı, sadece bireysel ahlaki değerlerle değil, toplumsal işleyişlerde güvence altına alınmış iletişime dayalı doğal ahlak ile sağlanabilir. İnsanlar arasındaki bağ, ortak bir vicdanın ve doğallığın üzerine inşa edilmelidir. Özgürlük, yalnızca bu tür bir zemin üzerinde ahlaki anlamını koruyabilir ve sürekliliğini sağlayabilir. Aksi takdirde, ne özgürlük gerçektir ne de ahlak hakiki bir değer taşır.
Can Ezgin
Telif Hakkı Saklıdır
Yorumlar
Yorum Gönder