Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SÖZLERİN FOTOĞRAFI

  Akıp gidiyor hayat. Tıpkı fotoğraf kareleri gibi, fotoğrafçının işi bu yaşayan kareleri hayat denizi içinden o öfkeli dalgalar arasından tekrar hayat denizine taşımak olmalı... Can Ezgin                                                                                            Telif  Hakkı Saklıdır 

GÖNÜL KÖPRÜLERİ

  Aşkın barınağında yıldız yağmurlarından gönül saraylarına uzanan köprüler inşa eden taş işçilerindenim. Bu köprüler iki medeniyeti bir araya getirecek yıldız köprüleri adını verdiğimiz yüz yıllara meydan okuyan köprülerdir. O vakit gelip çattığında medeniyetler arasındaki köprüler şimdilerde yıkıldı yıkılacak. İnsanlar bu köprüler sayesinde aslında insan olduklarını gördüler insanca şeyler paylaştılar. Dingin hayatın adını masal diyarlarından evlerine dek taşıdılar. Çılgınlıkların, yılgınlıkların üzerine birlik olup gitmeyi bildiler. Bildiler ki hem de ne bildiler. Düş bahçelerinde gördükleri cennet köşeleri el birliği içinde küçük meseleleri büyütmeden büyük meseleleri küçük görmeden inşa ettiler. Aşk barınağında aşkın ruhundan başka hiç kimseyi tanımadılar. Yıldız yağmurları altında dingin köşelerinde cennet bahçelerine köprüler kurdular. Can Ezgin  Telif  Hakkı Saklıdır                           ...

SONUCA YAKLAŞMADAN

Dereyi gördüğünde paçaları sıvadı. Akıllı adam kafasına göre kararlar almayan ve önüne bakan adamdır. Ama aklınız sürekli karışıyor ya da karıştırılıyorsa. O zaman yapacak bir şey kalmamış demektir. Akıllıca önceden tedbirimizi almak zorunda kalıyorsak şu gerçeğin açıkça farkında olduğumuzdandır. Yaşadıklarımızı bir kere yaşarız. Yapmak istediklerimiz varsa ve buna ömrümüz yetmeyecek olursa, bu erkenden öleceğiniz anlamını taşımıyor. Şurası bir gerçek ki ne yapıp ne etsek de herhangi biriyle birlikte çıktığımız bir yolculukta yolda kalan siz ya da yol arkadaşınız olsa da o yolu bitirecek biri geride kalacaktır. Yeter ki çıktığınız yolculuk sizi yaşamın cevherine götürecek olsun. Hayat, karşımıza alınacak bir unsur değil ki aksine anlattıklarına, söylemek istediklerine kulak verilecek yaşam kaynağıdır. Siz ruhunuzla o toprağa kulak verdiğinizde kök salmaya başlarsınız. Çünkü, gideceğiniz adres sizi size götürecek yolun sonu değil başıdır. İnsanlık gelişmekte olan bir organizmanın parç...

GARGARA

Gırtlağımıza kadar ağzımızın içi kokuyor. Her şey bir kenara çocukların acı çığlıkları ve o kan çanağı gibi gözlerinden akan gözyaşlarını gördüğünüzde gırtlağını temizlemeye çalışan caniler ve sırasını bekleyen cellatların arasındasınız demektir. Ne kadar gargara yapsanız da nafile. Bir kere elinize masum insanların kanı bulaşmış bulaşmaya melek yüzlü masum çocukların anne ve babalarını cellatlarıyla kovalamaca oynarken çocuklarını aramaları karşısında irkilmeyen bir insanın insanlığından şüphe duymamız için gargara mı yapmalıyız? Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır                                                               

ÖVGÜYE LAYIKTI

Çalışmak kutsal mıdır?  Çalışamadığın gün kapına kilit vurulur, yüzüne bakmazlar. Nasıl olsa çalışacak insan alabildiğine vardı. Aslında çark çalışandan yana değildi, suyun aktı yana doğru dönüyordu. Beden işçileri, hizmet işinde istihdam olan işçiler sigortalıysa, asgari ücretin üzerinde biraz maaş alıyorsa üzerine de bahşiş varsa bundan fazlası hak getire. Fazla mal göz çıkarmaz. Fazla maaş göze batardı. İnsanlıktan dem vuranlar para saymasını bilen hatta parasını nereye koyacağını bilmeden parasını saymaya ömrü yetmeyecek olanlarsa. Aldıkları üç kuruş maaşla ayın sonunu getirmeye çalışan dar gelirli çalışanların insanlıktan söz etmeye hakları yok mu? Onlar insanca yaşamaya çalışıyorken insanlıktan söz açmaya zaman bulamıyordu... Soma bize neyi hatırlattı. Çalışkan insanları, hayatlarını hiçe sayan insanların övgüden çok merhametten çok çarkın suyu olduklarını hatırlattı. Su olmazsa çark nasıl döner. Soma bize emeğin kutsallığını, doğrunun içinde yanlışın, yanlışın içinde doğrunu...

GEZDİKÇE

  Gezgin gezgin olalı, hep neyi arayıp durmuştur? Herkes kendinde olmayanı ararmış. Peki, gezginin aradığı nedir? Gezginin yüreği, sevdiklerini yollarda aramakla atmakta. Gönlü, hep mucizeleri aramakla meşgul. Gözleriyse, yüreği ile gönlü arasında dengeyi ve uzlaşıyı sağlamanın yollarını arıyor. Can Ezgin  Telif  Hakkı Saklıdır     

BİLGECE

  Yeni dünyayla eski dünya arasındaki fark ne olabilir? Yeni dünya parçalardan küçük küçük karelerin birbirlerini tamamladığı bir yapıya tekabül eder. Yeni dünya küçük şeylerin içindeki büyük evren modelleriyle size sonsuz evrenle iletişim kuracak olanakları sağlayacak. Size sınırlar arasında özgürce sörf yapma imkanı verecek.  Görselliği, işitselliği ve ışığın artık bir nesne gibi işleneceği çağda olanaklar sonsuz olacağı gibi her şey yolunda gidecek olursa geleceğin yeni dünyası rüyalarla yaşanabilecek gerçeklik arasında düşlerimizin de ötesinde bir gelecek vaat ediyorken. Bu kristalize geleceğin yeni dünyasını tehlikeye atacak eski dünyanın kırıntıları, kalıntıları arasında insanın tek başına sonsuz evrenle kurduğu nöron bağları gelişip güçlenirken doğanın ruhundan uzak kalacağı için doğallık ve tabi kavramları bugünkü anlamından insanla birlikte uzaklaşacak. Eski dünyanın yeni dünyaya dönüşüyor olması tabi bir süreci içinde takip etmiyor. Müdahale ile doğan boşluklara ilav...

SÖZLERİN FOTOĞRAFI

Fotoğrafçılık bir yaşam biçimi olduğu an, orada kendimi tekrar keşfedecek, benliğimizden silinip giden karelerin içinde kayıplara karışmadan fotoğrafçılık serüvenine katılacağım ! Fotoğrafçılık benim için benliğin arınmasıdır. Can Ezgin  Telif  Hakkı Saklıdır                                                                                                                                                              

KORKU DÖNENCESİ

Büyük korkular derinlerde saklıdır. Oradan dışarıya çıkmasını, adım atmasını istemezsiniz. Varsın orada dursun , diye düşünürsünüz. Ancak, rahat duracağını sanıyorsanız aldanırsınız. Çünkü, aynı yanınızda dolanan gölgeniz gibi, peşinizi bırakmayacaktır. Hal böyle olunca, bu kaçınılmaz korkularınızla bir gün yüzleşirsiniz. O zaman, kimin mağlup olacağı, kimin zafer kazanacağı sizin ne kadar hazırlıklı olduğunuzla ilgilidir. Korkularımızı engellemek için çepeçevre duvarlar ördüğümüzde, derin korkularımızın dışarıya çıkması için en uygun iklimin yaratıldığını anlamaya fırsatımız olmadan, korku dönencesi birdenbire bizi kıskıvrak yakalar!  C an Ezgin                                                                                            Telif Hakkı S...

SABİTLENMİŞ

Yerinde durmayan şu güneş sistemi başımızı döndürüyor. Duygu boşluğunu oluşturansa hiçbir şeyin yerli yerinde sabit durmuyor olmasıydı. Ve biz bilmeden şu evreni yalanlarımızla sabitlemeyi düşlemenin dışında şiddetle istiyorduk. Evren ne yapıp ne etmeli, bize ayak uydurmalıydı. Kabullenmeyi filan bırakın bir kenara, şöyle dursun. Biz her şeyin durmasını istiyorduk. Sabitlenmiş evrenin etrafımızda dönmesini beklerken tiranlığa oynadığımız bilindik bir şeydi! Can Ezgin                                                                                                Telif Hakkı Saklıdır                                               ...

AĞIZLARININ İÇİ ALEV TOPU

Kadife dokunuşlar arasında geriye doğru akan kum saati. Ölüm çığlıkları kulaklarımızı tırmalıyor. Korku, caddelerde çıkmaz sokaklarda esir aldı insanları. Hapishane duvarları boş levhalardan sonra suçsuz insanlara ev sahipliği yapıyor. Ama durun bir bildikleri vardır cehennem zebanilerinin. Peşin hükümlü davrandığımızda acıya dayanmak için dudaklarını ısıran o suçsuz insanların duvarlara yansıyan gölgeleri. Ve sevinçten raks eden zebaniler. Ateşi ağızlarının içinde taşımaktan hiç geri kalırlar mı? Herkes bildiği işi en iyi şekilde yaparken. Yani insan öldürmek ve insanları evinden yurdundan etmek gibi. Artık bırakın şu zembereği düşmüş boş hayalleri. Aslında kimse doğruyu bilmiyor. Yaşam akıyorsa sular seller gibi dudaklarımızdan kırmızı gül yaprakları gibi. Durun, olmadı durdurun savaşları, kayıpları, acıları, göçleri. Can Ezgin                                            ...

İNSANLIK ADINA HAKLIYIZ

İnsanlık öldü. Karanlık suretler var. Kabuslar dünyasında adı bu günden konan çocuk sana doğma diyemem. Ama, karanlık suretler arasında dolaşma. Can Ezgin                                                                                                  Telif Hakkı Saklıdır                                                                                 

MUTLULUĞUN SINIRLARI

Kapitalizm mutluluğun sınırlarını çiziyor. Dünyada mutlu olmayı amaç edinen insanların önüne tonlarca geçici tatmin aracı koyuyor. Bu günün dünyası, kapitalist dünyanın kirli eseridir. İstisna olan azimli, kararlı, düşünceli ve her seferinde dünyayı b ir parça daha iyi yapmaya çalışan insanların elinden aldığı güzellikleri kendi varlığına katmasıdır. İnsanın ruhunu kirleten iklimin kaynağını görmezden gelmemek için hiçbir sebep yoktur. Kapitalizmde iyi olan hiçbir, şey kapitalizmin eseri değildir. Kapitalizmin çirkinliklerini bilirsiniz ama dışında duramazsınız. İnsan, bu eşiği de günü geldiğinde geçmesini bilecek. İnsanlığa ortak bir düş, bu çarkın dışında ortak bir düş kurabileceklerini göstermeliyiz. Her şey bir düşle başladı. Kapitalizm, insanların ortak düşlerini ellerinden aldı. Parçaladı, lime lime etti. Kapitalizm kirliliği, sizin çıkmaz yolda olduğunuza ve bu yoldan başka çıkış yolu olmadığına sizi inandırmış olmasıdır. Her zaman bir çıkış yolu vardır. Sınır tanımaya başladığ...

KAPSAMA ALANI DIŞINDA

              Geçmişte silah fabrikaları yoktu. Yayılmacılık, güç merkezli toplumların en bilindik politik davranışlarındadır. Eskiden beri dominant toplumlar hükmetmek için fetih hareketlerinden yola çıkarak hükümdarlıklarını güçlendirmişlerdir. Dünyada bir çok imparatorluk kurulmuştur. Dünyada kurulan imparatorluklar 20 taneyse bu kurulan imparatorlukların en fazla 8 tanesi Türk boylarınca kurulmuş devletlere ve Müslüman ülkelere aittir. Tıpkı nesli tükenmiş canlılar gibi devlet ler de tarih sayfasından zamanla silinir ve yerini başka devletlere bırakır. Bundan daha olağan bir şey düşünülemez. Dünya iki yüz yıldan beri büyük bir değişim dalgası içinde gelgitler yaşamakta. Bu gelgitlerin başını çeken batı toplumları dünyayı bu hale getirdi. Onların değerleri bugün çağdaş toplumlar tarafından tartışılmakta. Dünyayı yönetenlerin bizlere vaat ettiği gelecek her zaman iktidarların dünya görüşlerini kapsamıştır. Kapsama dışında kalan insanlarsa yok hükmü...

YÖNETİMİN GÜCÜ

                    Konu iktidar ve yönetim gücünü kimin elinde tutacağı ve bunun için verilen mücadeleler az olmuş çok olmuş kaynaklar ileride sonsuz olacakmış bu gibi ifadeler sadece iktidar çevrelerince teferruat. Demiş olduğunuz gibi kıt olan tek kaynak insan. Daha d oğrusu insanın köreltilmesi insanın sağlam insanlığı. Çünkü İktidarlar tabanda yer alan insanları kendi kimliklerine ne derece devşirirlerse en azından kullanıma yatkın insanları yetiştirecek olurlarsa iktidarlarını da o derece garantiye almış ve güvenliğini sağlamış olurlar. O nedenle bireyin iktidarı ve özgürlüğü insanlık adına çok önemli. Çünkü birey her şeyden önce doğayı tahripten kaçınacağı gibi ona sırtını da dönecek değildir. Bilindiği gibi evrende sonsuz derecede enerji kaynakları ve kullanım alanları adına temiz enerjiler var. Şimdiki toplumsal anlayışlarla bu kaynakları keşfederek dünyanın ve insanlığın faydasına...

DALGA DALGA YIKIM

                 Yönetimsel gücü elinde tutan sömürgeler o kıt kaynaklara el koyduğunda kıt kaynakları iktisadi açıdan işin doğası gereği kendi güçlerine güç katmak için kullanmayı amaçlarlar. Bu kıt kaynaklardan daha iyi yararlanmayı hedefleyen topluluklarsa sadece ür etime dayalı hedeflerle topluluklarını ayakta tutamayacaklarını er ya da geç anladıklarında. Ellerindeki o toplumsal değerleri de kaybettiklerini yani işgalci yapısıyla saldırgan olan  sömürgecilere bırakılan üretim araçlarını, ham maddelerini insan gücünü teslim ettiklerinde dolaylı olarak kime hizmet etiklerini anlamaya vakit bulamadan harmanda savrulan buğday taneleri gibi saplarından ayrıştırıldıktan sonra güçsüz düşürülerek değirmende un olmaya gönderilirler. Çünkü kapitalist politikalar her şeyi ayrıştırır. Her şeyin özüne kadar inmeyi hedefler. Bu yapılanlar doğal dengeye aykırıdır. Yani yıktıktan sonrada yaptığımız şeylere ü...

MEKANİK DÜNAYA

           Mekanik düşünceyi yadırgayacak değilim. Ama insanı nesne yerine koyan kapitalist sistemin insanın kendine yabancılaşmasına zemin yarattığını ve insanların önünde kronik sorunlara neden olduğu kanısındayım. Dolayısıyla her bir şeye üretim ve tüketim iliş kileri  kavramalarından yola çıkarak yaklaşımlar sunarsak ruhumuzu  dünyadaki  güzelliklerden dünyanın diğer işleyişlerinden uzaklaştırırız.. Ve mekanik düşüncenin tamda göbeğinde yer alırız. Yaşadıklarımıza yalnızca ekonomik açıdan bakamıyorum. Beni ilgilendiren toplumların ruhsal dengelerinin bir kıvılcımla bozulmaya nasıl bu derce elverişli olduğu. Bakın yıllar önce dedelerimiz ninelerimiz ne yer ne içerlerdi? Şimdi biz neler  yemekteyiz? Daha ne gibi yeni yeni alışkanlıklar edinmişiz? Nelerin kölesi olmuşuz? Ve nelerin etkisi altında kalıyoruz. Niçin kişiliğimizi yitirdik? Hangi çıkmaz sokakta kaldık? Dünyanın yarısı açken, bakımsız...

MAKYAJIN ALTINDAKİ

Kapitalizm, her ne kadar size bilgi edinmeniz adına burs veriyor olsa da, bu durum sadece şimdilik bizim gibi ülkelerde geçerliliğini korur. Gerçekten kapitalizmi temsil eden ülkelere bakarsak yani burs konusunu tekrar örnek olarak verecek olursak. İnsanlar çocuklarını iyi okullarda okutabilmek adına binlerce dolar para ödemek zorunda kalıyor. Bizim gibi ülkelerde bilgi sermaye olarak daha henüz benimsenmiş, kabul görmüş değil. Çünkü kapitalist ülkeler güncellenen yeni bilgilere ha dediğinizle ulaşamıyorlar. Onlarda o güncel bilgilere ulaşmak adına yatırım yapmak ve bedeller ödemek zorunda bırakılıyorlar. Yabancı bir çok üniversitelerde köşe bucak yeni yeni kürsüler açılıyorken bizde devlet üniversitelerinde felsefe bölümleri kapatılıyor. Aptallar ordusu yetiştirmek istiyorsanız sadece teori konuşan öğrenciler yetiştirin yeter. Peki uygulamalı pratik sahada risk almayı gerektiren bilimsel öğretiler için ne olacak? Yani minimum düzeyde riski içinde barındıran bilgiler için ben ne yapm...

SAVAŞ LORDLARI

Batı, doğunun  ne istediğine hiç kafa yordu mu? Biz batıyı anlamak adına göbeğimizi çatlattık. Birinci ve ikinci dünya savaşının çıkma sebebi batının bitmeyen arzularıdır. Onların gelişmişlik düzeyleri. toplumlar arasında makasın açılmasına sebep oldu.  İnsanlığın en temel sorunu burnumuzu her bi şeye sokuyor olmamız. Hiç bir şeyi kendi akışına bırakma eğiliminde olamadık. Sonrada batıyı suçluyoruz. Bugün için görünen köy kılavuz istemez. Batı kültürü sömürü ve çatışmalardan beslenen bir anlayışa sahiptir. Bilim ve bilimsel gelişmeler hatta dogmalar onlar için bir sömürü aracı olmuştur.. Bu anlamsız kültürlerini de bizlere gelip aşılamışlardır. Onlar hiç bir zaman doğuyu anlamak için kafa patlamadı. Sürekli gericilikle ve gerikalmışlıkla suçladı. doğuyu geri bırakan doğunun güç merakımıdır? Bu güç merakı bugünkü dünya uygarlıklarının temelini, mayasını meydana getiren sosyolojik bir gerçektir. Bu sosyolojik gerçekten hiç kimse batılılar dahi kaçamaz. Doğunun kusuru vardır suçu...

SÖZLERİN FOTOĞRAFI

Dünya küçülmedi sadece karelere bölündü...     Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır                                                                                 

FOTOĞRAFÇININ ZİRVESİ

Gezi ruhu sınırlarınızı aşmak arzusuyla başlayan ve gezip gördüğünüz yerlerde, yörelerde yaşamın akışındaki renkleri, ışık oyunlarını yakalamakla içinizde zirve yapar. Bu zirveye eriştiğinizde elinizde tuttuğunuz ya da omzunuzda taşıdığınız sizden bir parça olmaya aday fotoğraf makinanızın deklanşörüyle yakaladığınız kareleri fotoğraflarsınız. Bir fotoğrafçı için ulaşılabilecek en uç zirve budur. Can Ezgin                                                                                   Telif Hakkı Saklıdır

ESTETİK ve KURGU

Estetik, ideal neyse bir başka değişle ideal anlayış neyse o ideal anlayışı yapıta dönüştürme eğilimidir. Kurgu bize estetik arayışını estetik arayışı yani göze, beyne, kulağa, vs duyu organlarımızdan algıya ve algıdan kavramlara kadar uzayan süreçte evrensel uyuma yakın durmak için yön tayin etmemize yardımcı olur. Can alıcı kısma geldiğimizde "İnsan öğrendiği kadar vardır. Öğrendiğini uyguladığı kadarsa hazırdır. Artık tek başına hareket edebilir." Yani öğrendiğimiz kadarıyla bilgiye bilgi katar, bildiğimiz kadarıyla yol alırız. Ve evrenin o baş döndürücü hızına eşlik ederiz. Dolayısıyla nesneler bilindikleri taktirde bizim dünyamızda hak ettikleri yeri edinirler. Nesneyi tanımlama şeklimiz, yaşadığınız bölgede, şehirde, yörede gündelik hayatımızda yaşayan insanlara temas ediyorsa zihninizde bilgi düzeyinde kavranır. Can Ezgin    Telif Hakkı Saklıdır                                ...

ELİMİZDEKİ MUTLULUK

İnsanlar barınaksız ve açsalar tabi ki çalıştıklarının karşılığını alamıyorlarsa. Özellikle özel yaşantılarına müdahale ediliyor eğitim ve öğrenim vasat verimsiz çağ dışı anlayışlara kurban edilmişse. Tek taraflı mutluluğu savunamazsınız. Çünkü basit anlatımla küçük şeylerle mutlu olmaya çalışmak farkındalıkla mümkündür. Kaldı ki farkında olabilmeniz için kitap okuma alışkanlığı edinmelisiniz. Bunun dışında gözlemci ve araştırmacı olmanızda lazım ondan sonra küçük şeylerin değerini gerçekten kavrar hayatımızı başka insanların yaşantısına göre kıyaslamadan yaşamayı öğrenmiş oluruz. Yani mutluluk için elit olmak gerekmiyor. Elit insanların beklentilerini büyük mutluluklarını besleyenlerin mutlulukları o insanların iki dudağı arasında olması bir trajedidir. Can EZGİN  Telif Hakkı Saklıdır

AN ve AN MUTLULUK

Mutluluk kaçar gibi gitmiş. Bu diyarlarda mutlu olan insan sayısı nüfus ortalamasına göre ne kadardır acaba? Bende o mutsuz insanlar arasında yer almaktan gocunmuyorum. Aslında beni düşündüren küçük bir azınlığın saplantılı zevkleri için, yani kendilerini ayrıcalıklı görüp mutlu olmayı düşleyen elit tabakanın mutluluğu için o kadar insanın mutsuz olması kabul edilir olmadığı gibi insani açıdan kaygı vericidir. Çünkü, bu güzel topraklarda bizi mutsuz kılanlar bu toprakların bizleri bağrına basıyor olması olanlar adına elem vericiyken yeri geldiğinde her fırsatta mutluluğa gideceğimiz yolda bizlere rehber olacaktır.   Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır                  

ÖZGÜR iÇGÜDÜLER

Özgürlük bir adım ötemizdeki pencereden, dışarıyı seyrettiğimizde, eşikten dışarıya bir adım attığımızda belki de kuşların kanatlarında başlıyor. Kim bilir? Doğadaki hayvanlar yaşamın kutsallığı hakkında bizden fazla şey algılıyor olmasın... Düşündürücü ve ilginç olurdu. Çünkü, bu zamana kadar her şeyi bildiğimizi sanıyorduk. Bildiğimizi sandığımız her şey ön yargılarımızın yansımasından başka bir şey değilmiş. Can EZGİN Telif Hakkı Saklıdır   

KUTSAL YOLCULUK

Zorluklar bizi ya pes etmeye sürükler ya da ikinci bi seçenek olan her şeyi enine boyuna sorgulamaya iter. Bir sorunun peşine düştüğünüzde bazen bir ömrü o sorunun cevabını aramakla geçiririz. Amacımız bir şeyin içeriğini yani karşılığını somut olarak hayatınızda gözlemleyerek yol almaksa en sonunda bize yakışan neyse onu yaşarız. Can Ezgin    Telif Hakkı Saklıdır

CANAVAR RUHLU

Bir diye bir şey kalmadı bu çağda. Kelimeler anlamını  yitirmişken  insancıl ruhlar  dünyanın zirvesinde yalnız kaldı. Gelecekten umudumuz kalmayınca hayat bu hengâmeyle canavar ruhluların elinde yangın yerine dönüştü. Sahneye konacak oyunlar içinde herkes başrolün peşine düşmüşken rollerinde önemi pek kalmadı. Başrol oyuncusunun aldığı ücretler dolgun olunca. Rol gereği ölenlerin yani figüranların hiç kıymeti değeri kalır mı? Kalmaz tabi ki. Oynayacağımız oyundaki roller için her an aynanın karşısına geçip rol yapan biz değil miydik? Belli ki onlar biz değildik. Bizim içimizden çıkacak olan canavarlardı... Can Ezgin  Telif   Hakkı Saklıdır

PERİŞAN SIRLAR

Aşk, sınır gözetmeksizin insanın yüreğinde başlar. Bir sır gibi... Özeli sende saklıdır. Senin anlam dünyanda bir boşluğu dolduruyorsa seni senden alıp götürür. O resim sadece ve sadece sana özgü bir çizgiden türemişse bir gün açığa çıktığı taktirde meşrulaşır. Ve buharlaştığı gibi havaya karışır... Bunun önünü almaksa neredeyse imkansız gibi bir şey. Belki de bu nedenle ya da buna benzer nedensiz şeylerle insan her zaman bir başkası için var olma ihtiyacı hissediyor... Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

ADAM OL

Oku oku adam ol. Bu memlekette okuyan adamı sevmezler. Göreceli sevgileri elinin tersiyle itersin. Bilgiyi seven bir kişi olduğunda. Ve burnundan kıl aldırmadığında seni sevmek ihtiyacı duyarlar. Adam ol, burnundan kıl aldırma. Seni isterlerse sevmesinler. Çünkü, bilgelik parayla değil yaşanmışlıkla senin kişiliğinde yer edinir. Oku oku  hayatı oku. Bu işin alfabesi yok. Okuduğunu okudukça öğren, öğrendiğini güzelce hayatına nakşeder gibi işle.   Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır

ÖRÜNGÜ AŞK

Bazen her şey önemini yitirir. Aşk, anlamsızlığa açılan ve kendisiyle anlam yaratma eylemine aralanan çoğalma arzusudur. Yani doğanın yaratıcı döngüsüne geri dönme isteği, kaybettiğin o benliğini sana dayatılan tekdüzelikten özgürlüğe kavuşturma tutkusu ve sadece aşk. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır.  

KIYMETİ HARBİYE

İşimiz gücümüz yerindeyken yoksulluk diz boyu. Çalışıyor olmak çareydi hani. Yoksulluğu hiç bir zaman perde arkasına bu kadar saklamıyorlardı. İnsanın, kıymeti harbiyesi kalmadı. İnsan unutulmaya yüz tuttu. Sizden bir şey istemiyoruz. İnsanca değer görerek yaşayabilmek hepimizin özlemi. Siz hamuduyla götürmeyin yeter. Hepsi bu!   Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır.  

ZAMAN YOLCUSU

Yeni insanlar tanımak ve onları sevmek istiyoruz.. Ama, kendimizi sevmekten aciz ve yoksunuz. Çünkü, hızla dönen bu çarkın dişlisi olduğumuzu bilmeden yaşıyoruz. Ne acı. Tüketirken tükeniyoruz. Yeni insanlar görüp tanımak için yollara çıkmalıyız. Günlük gelgitlerden uzak kalmak adına kitap okumalıyız. Tabi bu durum yolculuk esnasında  seyahatlerimiz de bize yarenlik edecek türden kitaplar olursa ne ala. Göçebeler gibi yeni şehirleri, yeni solukları keşfedebilmek uğruna göçmen kuşlar gibi, kendi kendimizin peşinde  kendimizle kendimize doğru çıktığımız yolculuklar için... Hep böyle olmamış mıydı? Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır.  

PATLAMA

Vaat edilmemiş dünyanın çocukları olmak. Umudu tanrıdan alıp kör kuyunun dibine fırlatmak. Ve hayat dediğimiz şu patlamalara karşı göğüs germek. sevgi ağacın da bir tomurcuk olmak isterdik.. Patlamaların içinde yer almak gibi! Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır.  

NAİF

Naif yaradılışlı mısın? Doğanın ergonomisi gözüne çarpar. Ama bu ahengin arkasındaki gerginlikleri göremezsin. Romantik bilgelik sadece güzel duygulara seslenir. Ve başımız dara girdiğinde dizlerimiz kırılır... Teselliyi gözyaşlarımızda aramakla yetiniriz... Doğa aceleci değil diyorsan, nabız ölçmeyi iyi bilmelisin.  Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır.  

BASKIYLA BİRLİKTE

Baskıyla birlikte toplumsal limitleri zorlamaya kafamıza göre yaparsak. Gereksiz olan şeyleri ihtiyaçtan doğan önceliklerimiz olarak görmeye başlarız. İşte, tamda bu noktada aklımızın özgürlüğünden söz edemeyiz. Toplumsal dinamiklerin bizi acımasızca yönlendirdiğine şansımız varsa şahitlik ederiz. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır.  

AFFOLA

İnsanlık satılıyormuş. Yok mu alan? Kelepir fiyatına, batan geminin malları bunlar. "Rağbet olamayınca etiket fiyatının yarısına." Bekleme vatandaş gel gel. Sata sata insanlığı insanlık mı kaldı? Değerli olan şeye talep olmayınca, alıcı bulamayınca 3 kuruşa düştü... Her şeyin karşılığı parayla ölçülünce bizde bu ironi ile gündemi değerlendirelim dedik... Sürçülisan eylediysek affola.  Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır                                         

HUZURSUZ

Huzursuzluğumuz kimyamızın bozuk oluşundan mı? Ya da ne bileğim, başkasının huzursuzluğu mu? Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır.    

İNANÇ PİRAMİTİ

İnanç piramitleri yıkıldı. Kimine göre sert rüzgarlar, kimine göre taşkın bir sel, kimine göre deprem. İhanet, insanın insana olan duyarsızlığı. Canilik, ve tanrılara verilen kurbanlar, insanları sunaklarda tanrılara adamak. Yıktı, kendi eliyle yıktı. İnsan ne yaptıysa kendi kendine yaptı... Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır.  

TSUNAMİ TSUNAMİ

Doğal afetlerden kaçamayız. Fakat korunmaya çalışırız. Afetten sonra elimizdekilerle yetinmeye çalışır hayata tutunmak için birbirimize destek çıkar, yaralarımızı sarmaya kayıplarımızı unutturmaya özen gösteririz. Gelecek olan toplumsal dalgaya doğal afet diyebilmek için bin tane tımarhane kaçkını lazım. Derseniz ki ondan bol ne var. Haklılık payınız yok diyemem. Çok doğru. Biz korunmaktan bile acizken doğal afetlerden korunmaktansa afet zedelerin mu htaç hallerinden kendimize her şekilde pay çıkarmasını, üstünü örtmesini çok iyi becerirken timsah gözyaşlarını silmemizin ne lüzumu var ki. Adı üzerinde doğal afet. Öyle ya birileri taktir etmiş de olmuş. Siz insanların etnik kökenlerinden yola çıkarak siyaset yapın, insanları ayırın sonrada bir araya gelmeleri için bir tek adres gösterin. Ve bu sokağa dinsel inançlar adını verin. İnsana insan gözüyle bakacak olursanız maazallah çarpılırsınız. İnsanı tek düzey canlı olarak düşünür ve yaşadığı sosyal çevreye bağlı yaşam alanları içinde edi...

ÖLDÜĞÜ GÜN

İşine geldiği zaman her şeyin bir bedeli vardır, görüşünü paylaşanlara sesleniyorum. Özgürlüklerden ve dengi dengine eşit haklardan yana, silahların susması masum insanların akan kanını durdurmak maksadıyla demokratik çerçevede eylemlerini gerçekleştiren. Memleket daha fazla kan gölüne dönmeden önce yollara düşen sonra katliama kurban giden bu gençlere, bizler sırtımızı dönecek kadar kulaklarımızı tıkayacak kadar tavır alıyorsak bana insanlıktan söz etmeyin. Olmaz mı? Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır.

OTOMAT DÜNYA

Otomat dünya, uzaktan kumanda ile yönetilen toplumsal anlayış. Bu anlayışın fertlerde alışkanlık olarak yerleşmesi için insan unsurunu ortadan kaldırmak noktasında, salt sistem odaklı toplumsal işleyişlere kişinin uyum sağlamış olması gereklidir. Öyleyse bu aşamada insan dönüştürülmeli. Mevcut sistem tarafından hissettirilmeden makineleşme çağına hazırlanmalıdır. İnsanları insanlıklarından uzaklaştırma çabaları insanın sadece sisteme adapte edilmeye çalışılması çağımızda toplumsal anlamdaki bütün değerlerin hükmünü yitirmiş olmasıyla bağlantılıdır. Sevgi, güven gibi insani duygular böylesi şiddet ortamında gerçekliğini ve önemini yitirmişken. Otomat dünyanın kurulumu için zemin hazırlamıştır. Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır.