GEZGİN

Cevaplar kafamızın içinde mi yoksa sorular mı kafamızda? Dolambaçlı yola gerek var mı? Basamakları çıkacak ya da ineceksek merdiven orada, tıpkı arka bahçenin kapısı gibi... Gideceğin yol önünde adım atacak sensin. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

Sevgi özgün olmalı. Taklit sevgiler ruhumuza işlemiş. Nede olsa mayamız da var. Yapmacık, kısıtlı, buyruk altında sevgilere yapışıp kalmamak özgünlük, yaratıcılık ister. Doğa yaratıcı ve özgün, sevgide özgün olmalı. Kelimeler kifayetsiz kalmalı. Herkesin sevgisi kendiyle başlamalı kendiyle bitmeli. Ruhumuzu özgür kılabilirsek sevgiyi yaşarız. Bu nasıl olacak diye bana sakın sormayın. Karanlıkta aydınlığı düşlediğimiz sürece umut var demektir. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

Salt iktidar odaklı sistemler çökecek. Her şey pul, tuz buz olacak... Çünkü dünyada herkes için sefalet gün geçtikçe artıyor. Varlıklı yapıların yanında yerini bulan iktidarlar. Siz, o yapıların günah keçileri. Oyalayıcı politikalarınızı kendinize saklayın. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır   

Dar zamanlara sıkıştık. Kalıplara döküldük. Dünya bizim... Evimizden çıkamıyor, Köyümüzden sahile inmeyi düşünmüyor, kentimizin yollarını bilmiyor, köylerimize gidemiyoruz. Çevremizi tanımıyoruz. Ama uzakları görmek için değil, gezmek için gidiyoruz. Dünya bizimmiş. Zaman bizim değil. Olmayan zamanımızı harcıyoruz. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır   

Varoluşuma müdahale etmeyen kişi... Özgürlük yolunda sonunda beni karikatürize etti. Çığlığıma kulak verir misin?  Can Ezgin  Telif  Hakkı Saklıdır   

Sevgi, duygu dünyalarına açılan kapıdan içeriye girmektir. Sevgi, keşifle öğrenip riyasız yaşamaktır. Can Ezgin  Telif  Hakkı Saklıdır       

Bir şeyin varlığı size güven veriyorsa onun size güveni sizin güveninizle örtüşmedikçe güven tek taraflıdır. O güven çıkarlara dayalıdır. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır   

Tecrit ve dışlamak egemenlerin olmazsa olmaz tavrıdır. Mutlak iktidar düşüncesinde olan bir yönetim. Ağzından çıkan her cümleyi istediği gibi evireceğini hesaba kadar. Yalanlarını geçerli unsur haline getirmenin ilk koşulu mutlak iktidara sahibi olmaktır. Tecrit ve dışlamak, yalanları yaşatabilmek için vazgeçilmek bir politik tavırdır. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır   

Dolambaçlı laflar ruhumuzu daraltıyor. Dolambaçlı laflardan bir adım geride kaldığımızda mutluluğun içimizde bir yerde yalın ve basit şeylerle yol aldığını görüyoruz. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır   

Düştüğün an, ayrıldığın an, ardına bakmadığın an, sustuğun an, yürüdüğün an... Büyüdüğün zamandır.  Can Ezgin  Telif  Hakkı Saklıdır    

Tesadüfler arasındaki bağı görünce...  Rastlantı, tesadüf olmaktan çıkmış. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır 

Aydınlık istiyoruz, kara tahtalara içimizi dökmek için kırık bir tebeşirimiz olsaydı; şimdi uyuşuk beyinlerimizde aydınlık doğacaktı. Ve yarınlar için umut tacirleri peşinde koşmayacaktık… Umut üreten ötekileştirilmemiş toplum içinde uyumlu yaşam tarzımız olacaktı. Kayıpları konuşan toplum bireylerinden çok, kazançlarımızı konuşan kişiler olacaktık. Birbirimize sarılmanın doruklarında; yüreklerimizle sevgi ve barış türküleri söyleyecektik. Doğal olanı istemek ne kadar yanlış olabilir ki? Kafalarımızdaki barış umutlarını bombalayanlar boşaltılmış kafalarımızın içinde savaş tamtamları çalmak istiyorlar. Her zaman olduğu gibi... Elimizde savunulacak toplumsal argüman neredeyse bırakmadılar. Toplumun ruhunu temsil eden değerleri de çökertme peşindeler. Yavaş yavaş doğacak olan güneşi kendi istikametlerine doğru çekmekteler. Bir zaman sonra barış güvercinleri içimize çöreklenmiş kin ve nefreti törpülemeye yeterli olmayacak. Karartma günleri, acı sirenler kapımıza gelip dayanmadan önce… Mace...

İnsan, yanlışların çocuğu, doğruların efendisidir. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

Sert ya da yumuşak çeşitleriyle taşlar... Anıtlar, ölümsüzlüğe açılan kapılar. Çember daralıyor, ölümsüzlüğe açılan kapılar eskiye göre şimdi daha çok. İnsan insan olalı düşlerini gerçekleştirdi. Ölümsüzlük insanın özlem dolu en büyük düşüydü. Ölümsüzlüğü yakalayan insanların amacı gelişi güzelde olsa tarih sayfalarında yer almaktı.   Önemli olan insanların hayata ve kendi bakış açılarında köklü değişiklikler oluşması sağlanmalı. Yani geçmiş, şimdi ve gelecek arasında bağ kurulmalıydı, ölümsüzlük süre gelsin. Düşünce, duygu ve eylem birliği... İnsan, nesneye yönelmeden önce kişinin varlığını evrenden soyutlamadan, ona hak ettiği önceliği vermeliydi. B ağımlı doğan insan gözlerini açtığı gibi özgürleşmek arzusuyla içen içe yanıyor. Bu yangın yeri insanın ruhu ve zihni özgürleşemediği sürece cehennemi olmaya devam edecekti. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

Her şey bizden önce vardı. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

İnsanlarla dünya arasındaki mesafe açıldı. Kapı ile eşik arasındaki arayı kapatalım derken dünyanın çivisini çıkaran insan, İnsanı umursamadıkça dünya umursar mı? Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

Damarlarımız kurudu, büzüştü yüreğimiz, çürüdük. İçerden çürütüyorlar. Can Ezgi̇n Telif Hakkı Saklıdır

Yargılar yerine anlamaya çalışmak, anlamak için düşünebilmek, düşünebilmek için hissederek gözlem sahibi olabilmek. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

İnsana sevgi yakışır. Günümüzde yani endüstri çağında insan doğasında olan sevgi duygusunu üretim ilişkileri ile ifade ediyor. Evet sevgi işçisiyim diyebilmekle yetinmek ne acı. Ama görünen tablo ışık istemez. Halbuki şunun şurasında sevgi her yerde yüzünü açık eden bir duygu ve pozitif çekim alanı iken şu an insanlığın geldiği duruma bakıldığında bu endüstriel çağ insanı derinlemesine üretim ve tüketim koşullarının bir parçası yapmış durumda. Sevgiyle düşünebilmek. Sevgi, bir şeyi gereğinden çok istemek ya da ona bağlanmak mıdır? Eğer bağlılıksa neyin bizim için önemli olduğuna ve o şeyi seveceğimize nasıl karar vereceğiz. Belki de sevdiğimiz, bağlılık duyduğumuz şeyin ardında sürükleneceğiz. Burada yanlış olan bir şey var sürüklenmek, sürüklendiğimiz o şey bizim hakkımızda o an için yani geleceğimizle ilgili neyin doğru neyin yanlış olduğuna nasıl karar verebilir? Bugün endüstriel ilişkilerin temelinde insan için bu açmaz yatmakta. Her zaman olduğu gibi birleri yine bizim için neyi s...

Açsanız ve insanlar bilginin, doğrunun arayışı içinde olmadan sadece güç için, yani her şekilde hükmetmek adına birbirlerine yapmadıklarını bırakmıyorlarsa, ister istemez hayat değil, bizim yarattığımız dünya yine bizi yoracaktır. Bu durumda sevinçleriniz, kazançlarımıza ve güce sahip olduğumuz oranda boy gösterecektir. Dengeyi sabitleyen ve sınırlarını hem toplumsal hem de bireysel bakımdan zorlamayan güç odaklı anlayışlar geliştirmeyen medeniyetleri yükseltmiş olsaydık, şu durumda kendi cehennemimizle yüzleşmiyor olacaktık. Geriye dönüş olacak. İstenilse de istenilmese de geriye döneceğiz. İnsanlık birden bire çark yapacak. Bizim çabamız bilimin o baş döndürücü hızında yenilik adına insanlığın sonunu getirmek değil, daha net bir ifade ile başkalaşmış insan formlarını yaratmak olmamalı. İnsanın yeni bir yol haritasına ihtiyaç duyduğu gerçektir. Ateşi soğutmak geçici önlemlerle olabilir. Önemli olan ateşi söndürmekse, bunun üzerine yöntemler düşünmeliyiz. Fakat dünya tarihine bakıldığı...

Dünyayı sömürüyorlar. Çalışsakta yoksuluz, çalışamasakta. Yoksulluk hiç bir zaman bu kadar çok insanın insan yüzünü ortaya çıkarmamıştı. Sizden bir şey istemiyoruz. İnsanca değer görerek yaşayabilmek hepimizin özlemi. Hamuduyla götürmeyin yeter. Hepsi bu. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

Kişisel sorunlarımız bizlere yaşatılanlara bağlı bakış açımızdan doğuyorsa ve en belirgin olgu buysa... Çıkmaz sokağın adı sebepsiz yere bulunduğumuz konumdan dolayı bir çok şeyi hor görmekti. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

Cezalar kestiler çocuk korkularıma, sevgime, isyanıma... Gördüm ki cezalar bana kesilmemiş. Yüreğinde kuytuya çekilmiş o mazbut çocuğa kesmiş... Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

Yeni insanlar görüp tanımak için yollara çıkmalıyım. Günlük gelgitlerden uzakta adını duymadığım kitapları okumalıyım. Tabi bu durum yolculuk esnasında seyahatlerimde bana yarenlik edecek türden kitaplar olursa ne ala. Göçebeler gibi yeni şehirleri, yeni solukları keşfedebilmek uğruna göçmen kuşlar gibi, kendi kendimizin peşinde kendimizle kendimize doğru çıktığımız yolculuklar için... Hep böyle olmamış mıydı? Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

Sahne hiç değişmedi... İmkansız ne diye sorduklarında. Çok düşünmeye gerek duymuyorum. Bu sahneyi değiştirebilmek ve bütün çocukların kendince hayatları olduğunu görebilmek. İmkansızı başarmaktır. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

Akşam üstü, geceden sabaha karşı. İnsan bu aralıkta hemen büyür mü? Büyüyormuş... Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

Gerçeklere giden yolda yolculuğumuz gönül kapılarından gönüllere geçtiğimiz an başlar. İnsanın gönlü gerçekleri buz gibi yansıtır. Tüm çıplaklığıyla görünür kılar.  Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır   

Dünya bir bebekti, sonra her yeni doğan varlık gibi yetişkin oldu. Şimdi olgunluk evresine geçmesi gerekiyorken. Bizim duyarlılığımız sebebiyle hızla yaşlanıyor... Dünyayı ellerimizle öldürüyoruz. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

Evimiz her şeyimiz. Başka evlere gidebilmek için evimize değer vermeliyiz. Evimizi kaybedersek başka dünyalarda bir hayatımız olmayacak. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

Mutluluk hiç bu kadar yakın ve kırılgan olmamıştı. Can Ezgin   Telif Hakkı Saklıdır

Seni başka bir dünyaya taşıyacak fikrin olmalı. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

Gezegenin midesi bulanıyor. İçi tıka basa dolmuş. Gezegenimiz kendini temizliyor. İçini daha fazla yabancı maddelerle doldurmayalım. Dünyanın sırtına kaldıramayacağı şeyleri yüklemeyelim. Sonuç ortada. Üzülürken kendimizi çaresiz hissediyoruz. Yapılacakları herkes biliyor. Öncelikle yapılacaklar için dünyayı dünyadan fazla düşünmeliyiz ve elimizden geldiğince düşündüğümüzü eylemlerimizle pekiştirmeliyiz. Yol ayrımına gelindiğinde müdahale şansımız kalmayacak. Seçeneklerimizse çok kısıtlı olacak. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

Evet, bilmeyenler ya da sevemeyenler için öyle olabilir. Buna diyecek bir şeyimiz yok. Peki felsefe olmadan daha doğrusu bir felsefe, yani evreni bütün olarak kavrayabilmemiz için felsefi anlayışımız olmadan, elimizde yönümüzü bulabilmek adına bir pusulamız olmadan, varmak istediğimiz noktaya nereye kadar varabiliriz? Ve bize, "işte alın, hayatınızda bundan başka pusula ve harita yok; bununla yetinmeye bakın olmaz mı?" Diyenlere bence felsefe ayna olmalı; yani aynaya baktığımızda ne görüyoruz? Zaten felsefe yüzyıllardan bu tarafa insanın kendini tanıma, kendi kendini ve kendisiyle birlikte evreni zihninde canlandırma eylemi olmamış mıdır? k endi adıma bir şeyler söylemek gerekirse, küskünlük bir tarafa, dünyamı etkileyerek yapılandıracak felsefi düşüncelere vakit geçirmeden yüzümü dönmek istiyorum. Elbette soru sormak kimsenin tekelinde olmamalı. İletişim çağında yaşıyorken, soru sormak ve o sorduğumuz soruların peşine düşerek, artık bir cevap için Çin'e gitmemize lüzum y...

Naif karakterli misin? Doğanın ergonomisi gözüne çarpar. Ama bu ahengin arkasındaki gerginlikleri göremezsin. Romantik bilgelik sadece güzel duygulara seslenir. Ve başımız dara girdiğinde dizlerimiz kırılır... Teselliyi gözyaşlarımızda aramakla yetiniriz... Doğa aceleci değil diyorsan... Nabız ölçmeyi iyi bilmelisin. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

Tan kızıllığında bilendi gözler. Bir başka oldu insancıl bakışlar, öfke kan basıncımızı yükselti. Saplantılı zihinlerimizde bastırılmış karanlık yok saydı bütün ışıltıları. Vahşi hayvanlar daha masum göründü bugün tan kızıllığı oturmuş gözlerime. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

Hayatın örgüsü içinde yaşamın kalbinden beslenen canlının dünyanın sonuna katkı sağlaması üstelik seyirci kalması... Ve bu gerçekler karşısında yüreği parçalanan kadim ruhlarıysa aciz bırakması. Ne kadar ürkütücü. Hayatı kendi yarattığı kalıplara sığdırmaya çalışan bu canlının adı insan. Kendi kendine methiyeler düzen insan. Ormanlarımız yandı. Hala yanıyor. Yüzyıllara vurduğunuz zaman doğa kendi kendini temizler, yeniler ve yaralarını sarar. Bunun gerçekleşmemesi için dışarıdan engelleyici, zorlayıcı bir etken olmamalı. Mesela insan nüfusunun çokluğu ve çarpık yaşam tarzımız gibi etkenler. Çünkü, büyük miktarda ekosistemden bağımsız yaşam tarzı geliştirmiş tek canlı bildiğiniz gibi insanoğludur. Yani biz yapacaklarımızdan topyekûn vazgeçemezsek ya da yeni yaşam tarzları üzerine, temiz enerji odaklı yaşama yoğunlaşmazsak dünyanın kendi kedisini yenileyebilmesi ve tazelemesi için çok uzun zamana ihtiyacı olacak. Şu anda varoluş sınırının eşiğindeyiz. Yok oluş demek istemedim. Elbette bi...

Kim bilir belki bir gün özgürlüğün kokusu midemizi kaldırmaz. Niyeyse her zaman baskılar midemi kaldırmıştır. Durumun eşitlenmesi... Özgürlük kokan atmosferle yaşamın olanakları arasında özgürlüğün tadına varılır. Eşitlikten kastımsa parçaların bir şeyi olduğu gibi tamamlaması. Herkes dünya görüşünü insanca ifade edebilmeli. Bu nasıl olacak bilemiyorum. O nedenle belki bir gün... İnsanlık için özgürlük. Totemlerle ve tabular kalktığında ışığımız kesilmediğinde yüzyılların gölgesi altında ruhumuz güdük kalmayabilir. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır