Sevgini karşılık beklemeden sunmak, içtenliğin en saf halidir ve bir hünerden ziyade yüreğin cesaretidir. Hüner, ustalık ve kontrol gerektirirken, sevgi hesap yapmaz; doğal bir şekilde ortaya çıkar ve kendiliğinden gelişir. İnsan sevdiğinde yüreğini karşısındakine açar ve ona güvenmeyi seçer. Amaçsız sevgi, bu güveni koşulsuzca sunmak, içtenliği ve samimiyeti karşılık beklemeden paylaşmaktır.
Bu tür bir sevgi, sevilen kişiye güç verebilir; ona varoluşunda bir destek, bir dayanak olabilir. Ancak aynı zamanda büyük bir sorumluluk da yükler. Sevilmek, her zaman hafif bir yük değildir; bazen insanı ağır sınavlarla baş başa bırakır. Sırat Köprüsü metaforu, tam da burada devreye girer. Sevilen kişi, bu saf ve karşılıksız sevgiyi nasıl taşıyacağını bilemeyebilir. Bu sevgi, onu yükseltebilir ya da sorumluluk duygusunun ağırlığıyla köprüde sendeletebilir.
Toplum, özellikle korkak olanlar, amaçsız sevgiyi anlayamaz. Çıkar gütmeyen, karşılık beklemeyen bir sevgiyi naiflik, hatta aptallık olarak görebilirler. Çünkü dünyada birçok ilişki pazarlık üzerine kurulu gibidir: "Ben sana şunu veririm, sen bana bunu ver." Ancak gerçek sevgi bu denklemin dışındadır. İşte burada cesaret devreye girer. Karşılıksız sevebilmek, bir insanın en büyük özgürlüğüdür. Çünkü o sevgiye yön veren bir koşul, bir beklenti yoktur; yalnızca içten gelen bir akış vardır.
Ve belki de en büyüleyici olan şey şudur: İnsan, sevdiğini özgürleştirirken farkında olmadan kendisi de özgürleşir. Sevgi, zorlamadan, baskı kurmadan, olduğu gibi kabul ederek var olduğunda, ruhu genişletir ve insanı korkularından, bağımlılıklarından arındırır. Gerçek sevgi yalnızca vermek değil, aynı zamanda var olmaktır. Ve gerçekten var olan bir sevgi, insanın içindeki en derin duvarları bile yıkabilecek kadar güçlüdür.
Çoğu insan, karşılıksız sevgiyi kavramakta zorlanır. Dünyada pek çok ilişki, bir çıkar dengesi üzerine kuruludur. Oysa gerçek sevgi, hiçbir pazarlığın parçası değildir. Yüreğini sevgiye açanlar, sevgiyi bir karşılık uğruna değil, var olmanın en doğal hali olarak yaşarlar. Onlar için sevgi, özgürlüğün ta kendisidir; ne kısıtlar ne de sınır çizer. Karşılıksız sevgi, insanın içindeki en derin korkularla yüzleşmesini sağladığında, hem seveni hem de sevileni özgürleştirir.
Can Ezgin
Telif Hakkı Saklıdır
Yorumlar
Yorum Gönder