Ana içeriğe atla

BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ'NDE DENGE: ORTADOĞU MU, UKRAYNA MI?

Bermuda Şeytan Üçgeni'nde dengeyi sağlamak, adeta dev bir satranç gibi, Her iki uçta da savaşların sona ermesiyle mümkün olabilir. Ortadoğu'daki bitmek bilmeyen çatışmaların dinmesi, çölde susuz kalmış bir yolcunun nihayet suya ulaşması gibi, bölgesel istikrarı getirebilir. Aynı şekilde, Ukrayna'daki barışın sağlanması da Avrupa'nın yaralı kalbini canlandıracak bir iyileşmeye neden olacaktır.   

Bu dalgaları dindirmek, küresel barış limanına giden yolu açmakla eşdeğerdir. Ortadoğu, büyük güçlerin çıkarlarının çarpıştığı bir deniz feneri gibidir. ABD, Rusya, Çin ve Avrupa ülkeleri bu noktada nüfuz mücadelesi verirken, dengeyi sağlamak küresel barışın yolunu aydınlatan bir ışık olabilir. Ancak bu ışığın yanması için, güçlerin çıkar değil, barış odaklı bir perspektif benimsemesi gerekiyor. 

Dini ve etnik çeşitlilik, Ortadoğu’yu adeta birbirine dolanmış farklı renklerdeki halılara benzetir. Bu halıdaki desenlerin uyum içinde var olabilmesi, sadece askeri değil, aynı zamanda dini, kültürel ve etnik kimliklere saygı gösteren bir yaklaşımla mümkündür. Bu uyum sağlandığında, Ortadoğu'nun huzuru dünyanın dört bir yanında olumlu etkilere neden olacaktır. Bermuda Şeytan Üçgeni’nin bu iki köşesinde dengeyi sağlamak, hem tarihi hem de coğrafi olarak küresel güç dengelerinin şekillenmesinde kilit bir rol oynamaktadır.  

Tıpkı bir senfonideki farklı enstrümanlar gibi, her etnik ve dini topluluğun kendine özgü bir sesi vardır. Bu sesler, uyum içinde bir araya geldiğinde ortaya çıkan melodi, sadece Ortadoğu’nun değil, tüm dünyanın barış ve huzur notalarına dönüşebilir. Bu uyumu yakalamak, sadece askeri çözümlerle değil, kültürel, sosyal ve siyasi açıdan da dengeli ve kapsayıcı bakış açılarını hayata geçirildikçe sağlanabilir. İstikrarın etkileri, dünya barışına doğru gidilecek rotayı bize verecektir. 

Ortadoğu'daki denge, yalnızca bölge halklarının değil, aynı zamanda küresel toplumun da çıkarına hizmet eder. Burada sağlanacak kalıcı bir barış, dünyanın dört bir yanında özlem ve hasretle beklenen bir olgudur. Bölgenin tarihine ve kültürel çeşitliliğine saygı gösteren politikalar geliştirmek şarttır.

Ukrayna’ya baktığımızda ise, bu coğrafya Avrupa'nın kalbindeki yaralı bir bölge olarak karşımıza çıkar. Avrupa'nın enerji ve güvenlik dinamiklerini doğrudan etkileyen Ukrayna, barışın sağlanması halinde yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte de istikrarın sürekliliğine temel olacaktır. Rusya ile gerilimin azalması, Avrupa'nın güvenlik ağını yeniden dokumasına ve geleceğini sağlam kararlar üzerine kurmasına olanak tanıyacaktır.

Barışın sağlanması, güven ve huzur ortamını pekiştirerek dünya gemisini güvenli bir limana ulaştırmanın temel şartıdır.  

Can Ezgin

Telif Hakkı Saklıdır


 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEMOKRASİ İÇİN KİLİT UNSURLAR

Basın, kamusal alanda doğru bilgiye erişimi sağlayarak demokratik süreçlerin sağlıklı işleyişi için kritik öneme sahip toplumsal bileşendir. Özellikle toplumsal ya da politik krizlerde basın, kamuoyunu bilgilendirerek halkın doğru kararlar almasına yardımcı olur. Basının özgürlüğü, demokratik değerlerin korunması ve halkın bilinçli bir şekilde kararlar alabilmesi için temel bir hak olarak kabul edilir. Ancak, basın mensuplarının hatalı haber yapması durumunda dahi onları suçlamak ve hedef göstermek, demokrasiyi tehdit eder. Basına yönelik suçlamalar, yalnızca basının özgürlüğünü sınırlamakla kalmaz, aynı zamanda halkın özgürce bilgi edinme hakkını da engeller. Bu nedenle, basın mensuplarına yönelik baskılar, hem toplumu bilgilendirme işlevini zedeler hem de demokratik süreçleri tehlikeye atar. Bağımsız ve demokratik toplumlarda, gerçek suçlular adalet önüne çıkarılmalıdır. Toplumları yönetenler ve güç sahipleri, hukukun üstünlüğüne saygı gösterdiklerinde ve suçlular adil bir biçimde y...

BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ'NDE DENGE KÖŞE

Masanın ortasında üç büyük harita yer alır: Ukrayna, Ortadoğu ve Güney Asya.  Ortadoğu’daki çatışmalar ve Güney Asya’da patlak veren Hindistan ile Pakistan arasındaki savaş, küresel krizlerin oluşturduğu Bermuda Şeytan Üçgeni'nin son köşesini tamamlar. Bu jeopolitik üçgen, çatışma ve belirsizliklerin merkezi olarak adlandırılmıştır. Diğer gölgede, Güney Asya haritası odanın karanlık ve belirsiz bir noktasında durur; Ortadoğu'nun haritası ise biraz daha belirgindir. Bir perde, arka planda denizlerin gümbürtüsünü ve uğuldayan rüzgârı temsil eder. Kapıdan içeriye, zaman zaman bir kâhin ya da bir anlatıcı gibi bir figür girer. Anlatıcı (derin bir sesle): Bermuda Şeytan Üçgeni’ne adım atıyoruz… Fırtınalar arasında kaybolan gemiler gibi... Bir yanda Ortadoğu'nun kudretli, yakıcı sıcaklığı, diğer yanda Ukrayna'nın fırtınalı kışı… İki köşe, her biri farklı bir dünya, farklı bir zaman dilimi... Ama hepsi bir şekilde birbirine bağlı. Denge, her iki köşede de bir sırrı barı...

BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ: DÜNÜ VE BUGÜNÜ

Dünya bazen karmaşık bir labirent gibi hissettirir. Ülkeler ve insanlar, çıkar çatışmalarının ve tarihsel yaraların ortasında savrulurken, sanki görünmez bir güç bu karmaşayı daha da derinleştirir. Bugün dünya, yeni bir Bermuda Şeytan Üçgeni'nin kıskacında. Bu üçgenin köşeleri; Avrupa'da Ukrayna Savaşı, Ortadoğu'da bitmek bilmeyen çatışmalar ve Asya'da Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimle şekilleniyor. Bir yanda toprağın, diğer yanda inancın, öte yanda ise kimliğin savaşı... Hepsi bu üçgenin içine çekiliyor.  Tarihsel Arka Plan: İmparatorlukların Çöküşü ve Modern Bermuda Bu çatışmaların köklerini, imparatorlukların çöküşünde buluyoruz. Avrupa’da çatışma kökenleri, Osmanlı, Avusturya-Macaristan ve Rus İmparatorluklarının yıkılışıyla şekillendi. SSCB'nin dağılması, Ukrayna krizine zemin hazırlayan sınır ve kimlik sorunlarını derinleştirdi. Ortadoğu ise kolonyal mirasın yükü altında kaldı. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü ve Batılı güçlerin müdahaleleri, etnik v...