Gözden kaçırdıklarımız, toplumları bir arada tutan üretime dayalı sosyal bağlar olduğu kadar düşünceme göre aynı zamanda toplumsal ilişkilerin kökeninde kitlesel psikozların da var olduğudur. Toplumsal yaşamın birlik düşüncesinin köklerinde zayıflama görüyorum. Biz birliği sağlamaya çalışırken yanlış yöntemlere başvuruyoruz. Genelde amacımız toplumlara düzenli ve yaşanabilir bir çevre meydana getirmek olamadığı için sadece toplumsal yönetime odaklanıyoruz. Aslında insanların ihtiyaçları uygun ölçülerde karşılandığında, kışkırtıcı dinamikleri kullanmadan gözlemci ve sürdürülebilir ilişkilere odaklanan bir eğitim sistemiyle birlikte insanların zamanla kendi kendilerini yönetebileceklerine şahit olacağız. Böyle bir toplumun var olabilmesi için toplumsal psikozları en az seviyeye indirecek etkileşimler kurmalıyız; böylece kültürel ilişkileri desteklemiş oluruz.
İnsan odaklı arı bilime ve sanata önem verilmelidir. Kendi kendimize ilgi duyduğumuz, gelişmemize katkı sağlayacak alanlarda kendimizi eğitebilen ve insan olmanın dünyaya gelmekle başladığını, bu sürecin bir ömür boyu sürdüğünü hatırlamaya devam etmeliyiz. Dolayısıyla, tercihim olan sanatla ilgili çalışmalarımda edindiğim yöntemler araç ve gereçler, zamanla mevcut şartların sebebiyle yaratıcı hedeflere dönüşüyor. Çalışmalarımın özgünlüğünü koruyabilmesi otodidakt (özöğrenimli) bir tutum edinmeye yol açıyor. Basmakalıp dünya görüşleri ve gelişime kapalı tutumlar bizleri zamanla tabiatın dinamizminden uzaklaşmamıza sebep oluyor. Bu çerçevede duyarlı bireyler olmaktan söz edemediğimiz gibi evrensel anlayışlar edinemiyoruz. Bu tutumlarımızda görüş ve ifade farklılığı nedeniyle yanılma payımız elbette olabilmektedir.
Can Ezgin
Telif Hakkı Saklıdır
Yorumlar
Yorum Gönder