Sanat, yaşadığımız çağın ruhunu nasıl yansıtıyor? İçinde bulunduğum zamanın sanat anlayışı, özgürlüğü, bireysel çabayı ve varoluşsal sorgulamaları nasıl şekillendiriyor? Zaman, sanatın içinde nasıl akıyor ve onun anlamını nasıl dönüştürüyor? Bir sanatçı olarak, bu çağın sanatına nasıl bir değer katıyorum? Onun içinde soluk alıyor, onunla dünyayı yeniden anlamlandırıyorum. Sanat, yalnızca bir yaratım süreci değil, aynı zamanda özgürlüğün, düşüncenin ve varoluşun kendisidir. Zaman, sanatla şekillenir ve sanat, zaman içinde farklı anlamlar kazanır. Gerçekleştirmediğim her eser, tamamlanmamış bir benlik gibi içimde yankı bulur. Bir çizgi, bir kelime, bir imge... Eğer sanatım hâlâ içimde doğmayı bekliyorsa, tamamlanmadan gitmeyi düşünmek istemiyorum.
Kimi için bir ifade biçimi, kimi için bir başkaldırı, kimi içinse sessizce çağlayanların yolculuğudur. Benim için sanat, yalnızca bir yaratım süreci değil, aynı zamanda varlığımın sebebini derinlemesine kavrayabilme çabasıdır. Zamanın akışı içinde sanatımın nasıl değiştiğini ve dönüştüğünü gözlemlemek, kendimi yeniden keşfetme sürecimin bir parçasıdır. Özgürlüğü, insanı ve evreni keşfetme çabamın özünde sanat, düşüncelerimi şekillendiren, beni sürekli yeniden inşa eden bir kuvvet olarak hayatıma yön verir. Sanatın zamansızlığı, onu anlamanın ve ona değer biçmenin temel taşlarından biridir.
Sanat, yalnızca bir anlatım biçimi değil; aynı zamanda varoluşsal bir mücadele, özgürlüğe ve kendi doğamıza yakınlaşmaktır. Zaman, sanatçının yolculuğunda en büyük öğretmendir. Sanatçının büyüklüğü, sadece eserlerinde değil, sanata adadığı yaşamın kendisinde de saklıdır. Gerçekleştirmediğim eserler, tamamlanmamış bir benliğin parçaları gibidir… Henüz doğmamış bir kelime, çizilmemiş bir çizgi, boyanmamış bir yüzey… Eğer sanatın içinde soluk alıyorsam, zamanın bana sunduğu fırsatları değerlendirmeden gitmeyi düşünmem. "Eserlerimi gerçekleştirmeden gitmeyi düşünmek istemiyorum!" Çünkü yaptığım eserler, yalnızca estetik bir yaratım değil, aynı zamanda içimde yüzeye çıkan soruların, varoluşumun bir uzantısıdır. Bu yüzden, eserlerimi gerçekleştirmeden gitmeyi düşünmem. Bir düşünce tamamlanmadığında, bir his dile gelmediğinde ve bir gerçek aktarılmadığında, içimde bir boşluk oluşur.
Sanat, bir nevi benim varlık sebebimdir. Bu cümle basit ama derin bir gerçeği içinde barındırır. Çünkü sanat, benim için yalnızca bir eylem değil, aynı zamanda varoluşumun ta kendisidir. Beni ben yapan, dünyayla bağımı kuran ve içimdeki yankıları dış dünyaya taşıyan bir güçtür. Zamanın akışında sanatımla var oluyorum, onun içinde kayboluyor ve yeniden doğuyorum. Sanat, yalnızca bir şeyler üretmek değil, bir anlam inşa etmektir.
Geceler, bazen derin düşüncelerin en güçlü yankılarını taşır. Şimdi, uykuya yenik düşen bir çağrıyı hissediyorum. Yarın, yeni bir gün ve yeni bir yaratım süreci olacak. Çünkü sanat, sadece şimdiye değil, sonsuz bir zamana yayılır. Zamanın içinden geçerken, sanatla kendini farklı formlarda var eden sanatçı, boşluğun içinden kendi evrenine yelken açar.
Can Ezgin
Telif Hakkı Saklıdır
Yorumlar
Yorum Gönder