Ana içeriğe atla

GUERNİCA TUVALE ÇARPAN NEFESLER

1881’de,bir Ekim sabahı, Málaga’nın birkaç kişinin karıncalar gibi sıralanarak geçebileceği dar sokaklarında yaprakların dahi kımıldamadığı bir sessizlik vardı. O sokaklara doğru açılan bir evin içinde, dünyaya yeni pencereler açabilecek bir hayat gelmişti. Bu doğumun umut ışığı silikleşiyor, yerine ölümün gölgesi çöküyordu. Güçsüz düşmüş görünen bebek öylesine hareketsiz ve sessizdi ki, odada bulunan herkes onun bu dünyaya aramıza katılamadan, o minicik ayaklarıyla adım atamadan gideceğine inanmıştı.

Tam o sırada, bir doktor olan amcası cebinden çıkardığı purosunu yaktı. Küllerinden doğan bir kıvılcım gibi, aldığı dumanı bebeğin yüzüne üfledi. Aniden küçük göğüs kabardı, sessiz dudaklardan yükselen çığlık, odadaki ölüm sessizliğini paramparça etti. O çığlık, yalnızca bir bebek ağlaması değildi. Tarih, o an farkında olmadan geleceğin en büyük haykırışlarından birini işitti.

Pablo büyüdü. Ellerinde tuttuğu kalem, fırça ve renkler sıradan birer araç olmaktan çıkıp, dünyanın gizli yüzünü açığa çıkaran anahtarlara dönüştü. Çizgileri, insanların görmezden geldiği acıları, parçalanmış yüzleri, kederin ve umudun aynı bedende nasıl yaşadığını gösteriyordu. O, güzelliğin ressamı değildi yalnızca; o, insanlığın ruhunu çıplak bırakıyordu.

Yıllar ilerledi. İspanya iç savaşın karanlığına gömülürken gökyüzü kara dumanlarla doldu. 1937’de, Guernica adlı küçük bir kasabanın üzerine bombalar yağdı. Kadınların feryadı, çocukların çığlığı, hayvanların korkusu aynı anda göğe yükseldi. İnsanlık sustu; ama bu sessizlik, Picasso’nun kulağında çocukluğunun ona sık sık anlatılan ilk çığlığı gibi geri dönmüştü.

Can Ezgin

Telif  Hakkı Saklıdır  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEMOKRASİ İÇİN KİLİT UNSURLAR

Basın, kamusal alanda doğru bilgiye erişimi sağlayarak demokratik süreçlerin sağlıklı işleyişi için kritik öneme sahip toplumsal bileşendir. Özellikle toplumsal ya da politik krizlerde basın, kamuoyunu bilgilendirerek halkın doğru kararlar almasına yardımcı olur. Basının özgürlüğü, demokratik değerlerin korunması ve halkın bilinçli bir şekilde kararlar alabilmesi için temel bir hak olarak kabul edilir. Ancak, basın mensuplarının hatalı haber yapması durumunda dahi onları suçlamak ve hedef göstermek, demokrasiyi tehdit eder. Basına yönelik suçlamalar, yalnızca basının özgürlüğünü sınırlamakla kalmaz, aynı zamanda halkın özgürce bilgi edinme hakkını da engeller. Bu nedenle, basın mensuplarına yönelik baskılar, hem toplumu bilgilendirme işlevini zedeler hem de demokratik süreçleri tehlikeye atar. Bağımsız ve demokratik toplumlarda, gerçek suçlular adalet önüne çıkarılmalıdır. Toplumları yönetenler ve güç sahipleri, hukukun üstünlüğüne saygı gösterdiklerinde ve suçlular adil bir biçimde y...

BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ'NDE DENGE KÖŞE

Masanın ortasında üç büyük harita yer alır: Ukrayna, Ortadoğu ve Güney Asya.  Ortadoğu’daki çatışmalar ve Güney Asya’da patlak veren Hindistan ile Pakistan arasındaki savaş, küresel krizlerin oluşturduğu Bermuda Şeytan Üçgeni'nin son köşesini tamamlar. Bu jeopolitik üçgen, çatışma ve belirsizliklerin merkezi olarak adlandırılmıştır. Diğer gölgede, Güney Asya haritası odanın karanlık ve belirsiz bir noktasında durur; Ortadoğu'nun haritası ise biraz daha belirgindir. Bir perde, arka planda denizlerin gümbürtüsünü ve uğuldayan rüzgârı temsil eder. Kapıdan içeriye, zaman zaman bir kâhin ya da bir anlatıcı gibi bir figür girer. Anlatıcı (derin bir sesle): Bermuda Şeytan Üçgeni’ne adım atıyoruz… Fırtınalar arasında kaybolan gemiler gibi... Bir yanda Ortadoğu'nun kudretli, yakıcı sıcaklığı, diğer yanda Ukrayna'nın fırtınalı kışı… İki köşe, her biri farklı bir dünya, farklı bir zaman dilimi... Ama hepsi bir şekilde birbirine bağlı. Denge, her iki köşede de bir sırrı barı...

BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ: DÜNÜ VE BUGÜNÜ

Dünya bazen karmaşık bir labirent gibi hissettirir. Ülkeler ve insanlar, çıkar çatışmalarının ve tarihsel yaraların ortasında savrulurken, sanki görünmez bir güç bu karmaşayı daha da derinleştirir. Bugün dünya, yeni bir Bermuda Şeytan Üçgeni'nin kıskacında. Bu üçgenin köşeleri; Avrupa'da Ukrayna Savaşı, Ortadoğu'da bitmek bilmeyen çatışmalar ve Asya'da Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimle şekilleniyor. Bir yanda toprağın, diğer yanda inancın, öte yanda ise kimliğin savaşı... Hepsi bu üçgenin içine çekiliyor.  Tarihsel Arka Plan: İmparatorlukların Çöküşü ve Modern Bermuda Bu çatışmaların köklerini, imparatorlukların çöküşünde buluyoruz. Avrupa’da çatışma kökenleri, Osmanlı, Avusturya-Macaristan ve Rus İmparatorluklarının yıkılışıyla şekillendi. SSCB'nin dağılması, Ukrayna krizine zemin hazırlayan sınır ve kimlik sorunlarını derinleştirdi. Ortadoğu ise kolonyal mirasın yükü altında kaldı. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü ve Batılı güçlerin müdahaleleri, etnik v...