Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KARŞILIKLI KARŞILIKSIZ

İyilik, içten ve karşılık beklemeyen bir duygu olarak varlık bulur, yapılan bu davranış zamanla unutulur, göz ardı edilir. İyiliğin karşılıksız doğası, onun unutulmasına, görünmez olmasına sebep olur.  İyilik ne kadar içten yapılırsa yapılsın, toplumsal bellekte kısa süre yer alsa da yaşam, bize olması gerekenleri en acı dersler karşılığında tekrar öğretir. Öte yandan, kötülük, karşılıksız bırakılmamak için hep bir bedel arar. Kötülük, iz bırakarak insanın duygusal dünyasında kalır; çünkü bir karşılık, bir intikam arayışı vardır. Kötü olan, bir anlamda sürekli haksız yere hesap keser, bekler ve bu hesap sorma eğilimi kötülüğü kalıcı kılar. İntikam, kötülüğün her şeyin karşılıksız olmaması gerektiği anlayışının bir ifadesidir. Bu da, insanların kötülüğü sürekli taze tutma, ona tepki verme ya da ondan kurtulmak için sürekli bir çaba harcama gerekliliğini doğurur. İyiliğin doğurduğu hassasiyetin unutulmasına karşılık, yapılan kötülüğün karşılıksız bırakılmaması sürekli hatırlatma çaba...

ŞİİR ve RESİM

Şiir nesnelliğe ve nesnelleşmeye ait olmamalı... Hayattan kopuk yaşamalar bir oyun gibiyse, peşin peşin kaybetmeyi göze aldığımız içindir. Şiirde ne kaybeden nede kazanan vardır. Çünkü hayatın tek oyun kurucusu var; yine hayatın tabi koşullarıdır. Başı da yenilgiye uğrayacağımız, oyuna dahil olduğumuz an itibari ile geçerlidir. Hayattan kopuk yaşamlara itibar ediyor olmamız bu gerçeği görmezden gelmek isteyişimizin dışa vurumu gibidir. Şiir hayata dahildir. Şiir unutmak istediğiniz yenilgilerden söz eder. Hazır mısınız? Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

NEYİN İDEALİ ?

İ deal olan safsata diyorlarsa da diyen zaten demiş. Ama paçalarından kötülük akan kendini bilmez topluluklar için ideal olanı birileri ortaya koymalı. İnsan başka nasıl kendini bilecek? O nedenle sanat ve bilim diyorum... İdeal olan bireyin varoluş çabasıyla görünür olacaktır... Salt güce yön verdikçe cüce duygularımızın kölesi oluyoruz... Toplumların perspektifinden bakarsak güçlü olanın sözü geçerlidir. İnsanlığın geleceği için önem arz eden değerleri sanatında canlandıran ve yansıtanlar için ideal olanı gözetmek yaşam arzusudur. Başka türlü insanın kendisini bilmesi mümkün müdür? Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

DÜZ DÜNYADAN

Dünya düz, dünyanın düz olduğunu iddia edenler için söyleyeceğimiz ne olabilir. Dünyanın yuvarlak olduğunu söyleyenlere bir şey diyemediğimiz gibi ya da tam tersi evet demekle yetineceğiz. Veya bu görüş farklılıklarına değinmeden şüphe içinde yaşamaya devam edeceğiz.  "Dünya düz, buna ne şüphe." Diyenleri duyar gibiyim.  "Hayır öyle saçmalık mı olurmuş dünyamız yuvarlak.  Kimi kandırıyorsunuz." Diyenlerinizi de duyar gibiyim. Şu anda, bir çok alanda olduğu gibi çekişmeli konular için de zihinsel aktiviteleri kapsayan konulara popülist yanıyla bakıldığında üzerimizde oynan oyunlar ile arafta bırakılıyoruz. Düzmece, hayal ürünü olan, gerçeklerden saptırılmış konuları gündeme taşıyarak önyargılarımız harekete geçiriliyor. Bu çerçevede kamuoyu tartışma diyebileceğimiz kısırdöngü çekişmelere sahne oluyor. İnsan anlamaya, anlamlaştırmaya çalıştığı hayatın bu suni girdabı içinden boğuluyor. Bilen elbette biliyor. Temel bilimlerden uzaklaştırılan toplum fertleri ve bir nesi...

SAYGI ÖLÇÜTÜ

Ölülere yaşayanların saygısı, ölülerin duyduğu ölçüdeydi . Ölülerin yaşayanlara saygısı öldükleri içindi. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

ÇILIZ ÇIĞLIK ve ETKİLEŞİM

Ret etmek içinde gerçekleri ret ediş varsa. Güç, ne yapıp ne edecek kendini haklı görerek doruğa çıkacaktır. Ucuz kahramanlıklara soyunan kimseler ya da kurum ve kuruluşlar hakimiyet iç güdüleri doğrultusundaki kaygılarından yola çıkarlar. İnsanların düşleri ellerinden bir kere çalınınca geriye yaşanacak özgür, özgün dünya bırakılmamıştır. Ret ediş bu noktada insanın sistemler tarafından fark edilmesini sağlayacak görünüşte basit fakat içerikte, özellikle günümüzde insanca atılan önemli bir adımdır. Ret ediyorum, şiddetin her türlüsünü, ret ediyorum, merkeziyetçi gücün yaptırımlarını, ret ediyorum beni nesne ve araç olarak kendi çıkarları doğrultusunda ruhumu çalma cüretinde bulunan bütün zalim girişimleri. Ret ediyorum insanlığını yitirmiş, bizi yok olmanın eşiğine getirmiş çıkarcı çıkar odaklı topyekun politikaları. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

AYMAZLIK

Hiçbir şey kader değildir... Aymazlık: Çaresiz olduğumuza, zorlaştırılan koşullar gereği inandırılıyoruz. Kendi hakkımızdaki kararları, kendini bilmezler alıyor. Bizim olanı bizden alanlar, takacak maske, oturacak koltuk, konuşacak kürsü bulamayacaklar. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

CAN KIPIRTISI

Dili tutulmuşlar, gözleri bağlı, elleri tutuklu, yol iz bilmeyenler. Yüreklerine kulak verdiklerinde ruhsuz dünyanın bir köşesinde varlığını açığa vuracak küçük can kıpırtılarının ayak sesleri kulaklarında yankılandıkça evrenin kadim ruhuyla karşılaşma ihtimali muhtemeldir. Çünkü kulaklarımız duyuyor ve yüreğimiz hissediyor. İşte kulakları ve ruhu duyanlar için her zaman umut ağacındaki can kıpırtıları, gürültülü dünyanın konuştuğunu bilecektir. Gerçeği bilmek, ruhu nefes almak isteyenler için muhtemeldir. Can Ezgin  Telif  Hakkı Saklıdır  

KADİFEMSİ GÜL YAPRAKLARI

Kadife dokunuşlar arasında geriye doğru akan kum saati. Ölüm çığlıkları kulaklarımızı tırmalıyor. Korku, caddelerde ve sokaklarda esir aldı insanları. Hapishane duvarları boş levhalardan sonra suçsuz insanlara ev sahipliği yapıyor. Ama durun; bir bildikleri vardır cehennem zebanilerinin. Peşin hükümlü davrandığımızda acıya dayanmak için dudaklarını ısıran o suçsuz insanların duvarlara yansıyan gölgeleri... Ve sevinçten raks eden zebaniler. Ateşi ağızlarının içinde taşımaktan hiç geri kalırlar mı? Herkes bildiği işi en iyi şekilde yaparken. Yani insan öldürmek ve insanları evinden yurdundan etmek gibi. Artık bırakın şu zembereği düşmüş boş hayalleri. Aslında kimse doğruyu bilmiyor. Yaşam akıyorsa sular seller gibi dudaklarımızdan kırmızı gül yaprakları gibi. Durun, olmadı durdurun savaşları, kayıpları, acıları, göçleri. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

ÜTOPİK DÜŞÜNCE ve OTORİTE

Ayaklarımızın üzerinde kalabildiğimizde güçlü sayılır mıydık? Tek başımıza ne kadar güçlüysek, ayaklarımızın bizi taşıdığı yere kadar gücümüz de yerinde sayılırdı. Peki, bu durum sadece kendi kendimize ispat ettiğimiz fiziksel bir yetkinlikten mi ibaretti? Hayatın bir yerinde egemen duygularımızı geçerli kılmak, bu duygularımızı başkalarına kabul ettirmek ve onların üzerindeki etkisini görmek güçlü olduğumuz anlamına mı gelirdi? Yoksa güç, her durumda ve her zaman diliminde insan için değişen bir yapıyı mı içinde barındırıyordu?  Güç, bizimle birlikte büyüyen istek ve taleplerimize göre şekil alan, nesnel olgulara, araçlara ve gereçlere verdiğimiz önemin bir yansıması mıydı? Yoksa tam tersi bir süreçle mi karşı karşıyaydık? Güç, egemenliğe açılan bir kapı mıydı? Hayatta kalmamız, bu kapıdan içeriye girmeye mi bağlıydı? Peki ya anlamsızca tehdit savuranlar? Güç kisvesi altında çevresine korku salanlar, kaçınılmaz şekilde kendi varlıklarını da riske atmıyorlar mıydı?  İhanet duy...

KAZANMAYA ODAKLIYIZ

Kazanmaya odaklıyız. Dünya dediğimiz gezegene odaklandığımızdaysa ruhsal acılarımızın törpülendiğine şahitlik ederiz. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

KAPİTALİZM NEYİN ESERİ?

Unutmayalım kapitalizm insanlığın eseridir. Biz insanlar günah keçisiyiz demedim. Toplumda sınıf ayrılıklarını derinleştiren bir sistemden söz ediyoruz. Böylece düşündüğünüzde bu sınıf ayrılığı toplumlar arası hangi siyasal kutuplaşmaya neden olurdu sizce? Cevabı açık, zengin fakir ayrımından ziyade daha derin kutuplaşmaları yaratır. Toplumdaki karşıtları yaşatmaya elverişli olan bu sistem artık kapitalistler için dahi öncelikli tehdit oluşturuyor. İnsanlar için ne öncesi nede sonrası vardır. Sadece şu an vardır. İnsan evveliyatından bu tarafa gelen bütünsel ruhunu kaybetti. Acı tarafı bu tarafken, bu nokta kapitalizmin insanlığa yaşattığı derin trajedinin sonucudur. İnsanın edindiği bilgi ruhundaki bölünmüşlük duygusunu derinleştirirken meydana gelen çaresizlik duygusu şu anda hiçbir çağda yukarıya tırmandığı kadar insanın ruhunda tırmanmamıştı. İnsanlar doğasından koparıldığı gibi acısını acısı, sevincini de sevinci gibi yaşayamıyor. Kapitalizm insan yapısı değilse insanlığın kendini...

KAPİTAL RUHLAR ve ÇATIŞAN DÜNYA

Kapitalizm mutluluğun sınırlarını çiziyor. Dünyada mutlu olmayı amaç edinen insanların önüne tonlarca geçici tatmin aracı koyuyor. Bu gününün dünyası kapitalist dünyanın kirli eseridir. İstisna olansa azimli, kararlı, düşünceli ve her seferinde dünyayı bir parça iyi yapmaya çalışan insanların elinden aldığı güzellikleri kendi varlığına katmasıdır. İnsanın ruhunu kirleten iklimin kaynağını görmezden gelmemek için hiçbir sebep yoktur. Kapitalizmde iyi olan hiçbir şey kapitalizmin eseri değildir. Kapitalizmin çirkinliklerini bilirsiniz ama dışında duramazsınız. İnsan bu eşiği de günü geldiğinde geçmesini bilecek. İnsanlığa ortak bir düş, bu çarkın dışında ortak bir düş kurabileceklerini göstermeliyiz. Her şey bir düşle başladı. Kapitalizm insanların ortak düşünü ellerinden aldı. Parçaladı, lime lime etti. Kapitalizmin kirliliği, sizin çıkmaz yolda olduğunuza ve bu yoldan başka çıkış yolu olmadığına inandırmış olmasıdır. Her zaman bir çıkış yolu vardır. Sınır tanımaya başladığınız an gücün...

YOK HÜKMÜNDE

Geçmişte silah fabrikaları yoktu. Yayılmacılık, güç merkezli toplumların en bilindik politik davranışlarıdır. Eskiden beri dominant toplumlar hükmetmek için fetih hareketlerinden yola çıkarak hükümdarlıklarını güçlendirmişlerdir. Dünyada bir çok imparatorluk kurulmuştur. Dünyada kurulan imparatorluklar 20 taneyse bu kurulan imparatorlukların en fazla 8 tanesi Türk boylarınca kurulmuş devletlere ve Müslüman ülkelere aittir. Tıpkı nesli tükenmiş canlılar gibi devletler de tarih sayfasından zamanla silinir ve yerini başka devletlere bırakır. Bundan daha olağan bir şey düşünülemez. Dünya iki yüz yıldan beri büyük bir değişim dalgası içinde gelgitler yaşamakta. Bu gelgitlerin başını çeken batı toplumları dünyayı bu hale getirdi. Onların değerleri bugün çağdaş toplumlar tarafından tartışılmakta. Dünyayı yönetenlerin bizlere vaat ettiği gelecek her zaman iktidarların dünya görüşlerini kapsamıştır. Kapsama dışında kalan insanlarsa yok hükmündedir. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır   ...

YOLU ALIR

Gerçekleri görmeyen, görmek istemeyenler yolu alır. Ama yolda yürünemez. O yolu alanlar sizi ve her şeyi satar. Can Ezgin  Telif  Hakkı Saklıdır  

YIKIMDAN SONRA

Yönetimsel gücü elinde tutan sömürgeler o kıt kaynaklara el koyduğunda kıt kaynakları iktisadi açıdan işin doğası gereği kendi güçlerine güç katmak için kullanmayı amaçlarlar. Bu kıt kaynaklardan daha iyi yararlanmayı hedefleyen topluluklarsa sadece üretime dayalı hedeflerle topluluklarını ayakta tutamayacaklarını er ya da geç anladıklarında. Ellerindeki o toplumsal değerleri de kaybettiklerini yani işgalci yapısıyla saldırgan olan sömürgecilere bırakılan üretim araçlarını, ham maddelerini insan gücünü teslim ettiklerinde dolaylı olarak kime hizmet etiklerini anlamaya vakit bulamadan harmanda savrulan buğday taneleri gibi saplarından ayrıştırıldıktan sonra güçsüz düşürülerek değirmende un olmaya gönderilirler. Çünkü, kapitalist politikalar her şeyi ayrıştırır. Her şeyin özüne kadar inmeyi hedefler. Bu yapılanlar doğal dengeye aykırıdır. Yani yıktıktan sonrada yaptığımız şeylere üretim ve tüketim adını vermişiz. Özetle şimdi varılan sonuç budur. Sistemin imdat çağrısı vermesinin en önem...

MUTLULUK EZGİSİ

Mutluluk ezgisi çağları birbirine sarmalayan melodi gibi... Yolları yüreğindeki ezgi ile arşınlayan  gezginin sözleri. " Mutluluğumuz toprağa, toprağın bereketine bağlı; bereketli topraklara doğru." Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

SEBEPSİZ

Burnumuzun ucunu göremiyoruz! Sebepsiz bir çağın kurbanlarıyız. Bizlere yakıştırılan son, mezbaha da süre gelen sıkıştırılmış konserve kutularıyla başlıyor. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

NE VARDIR?

Gerçek, yalan. Doğru, yanlış, Dost, düşman. İnsanın öğrenmeye yatkınlığı ve dayanma gücü. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır    

GÜÇLÜ SES

Sesinize kulak verecekler, ölüm bize geçit verdiğinde. Çünkü, ölüm sessizlik değil aksine kainattaki en güçlü sestir. Hepimiz o sesin bir parçasıyız. Can Ezgin T elif  Hakkı Saklıdır 

ÖĞRENDİKÇE

Özgürlüğü iyide canlandırmalıyız... Bize söylenenlere bağlı kalmak yerine sebeplerini öğrendikçe özgürleşiriz. Can Ezgin  T elif  Hakkı Saklıdır 

BENSE

Bize öğretilenler bizi hayattan koparıyor. Bense toprağa kök salmak arzusu içinde kıvranıyorum! Can Ezgin T elif  Hakkı Saklıdır 

NE KADAR VARSIN?

Yüreğinin ateşi, beyninin büyüklüğü, ruhunun giriftleri kadar varsın. Gerisi ise bütünün parçaları. Can Ezgin   T elif  Hakkı Saklıdır 

SOĞUK DUŞ

Söyleyecek çok şey var. Anlıyorsun, bilmiyorsun. Görüyorsun, anlıyorsun, bilmiyorsun. Bilseydim çözerdim. Can Ezgin T elif  Hakkı Saklıdır 

ARAYIŞ SONSUZLUĞU

Arayış sonsuzdur. Bundan öncede öyleydi. Şimdi de böyle. Senden sonrada form değiştiren bedenin en küçük parçalara bölündüğünde, bilincin bu değişimle darmaduman olduğunda o sonsuz arayış süreci bitimsiz devam edecek. Onlar seni bulana kadar sen o arayışın kendisi olacaksın. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

SÖNMEZ SEVDAMIZ

Gün gelir sevdalılar sevgili olmuş geçiyorlar. Biz alemleri seyre dalar gideriz. Sevdamız kavuşmayı bilmez. Ta ki can kafesten çıkana kadar. Doğadaki etkileşimin, değişimin hücresi olan kadar. İçimizdeki sevda ateşi sönmeyecek. Biliyoruz. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

ORMANIN HİKAYESİ

Hayata köklerinden bağlı. Bulutlara erişiyor, kökleri birbirine bağlı ağaçların dalları. Yaprakları rüzgarları çağırıyor, rüzgarlar getiriyor yağmur dolu bulutları... Bir ağaçla başlar, bir ormanın hikayesi. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

BASİT BİRŞEY Mİ ?

Asaletiyle bize zaman zaman ne olduğumuzu, ne olacağımızı vurgulayan şu hayatın akışını bir an görme şansı yakalıyorum. Yaprak basit bir şey mi? Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

AÇLIK SİRENİ

Açlıktan kıvranarak acılar çeken çocuk. Sesini duyamıyoruz. Bizi yok oluşun eşiğine getirenlerin sesi daha çok çıkıyor. Onlar her şeyi açlığa ve yokluğa mahkum ederken. Seni ve her şeyi unutuyoruz. Zenginliğimiz kendimize, övgüler kime? Umutsuzluk size, yok oluş size, varlıklı yaşam onlara. Adaleti korkular esir aldı. Kaosun habercisi, korkularımızı korkularla sindire sindire geliyor. Açlığı, aç kalanları sindiriyoruz. Dün olduğu gibi, yıllar önce olduğu gibi, yüz yıllar önce olduğu gibi. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

BUYURANLAR

Buyuranlar dünyada günden güne hortluyor. Güç odaklı anlayışlar, gerçek gücü görmezden gelenler ve sadece küçük bir azınlığın geleceğini düşünen anlayışlardır. İktidar odaklı çıkışlar, insanlığın yürüdüğü yolda gerçekleri maskeleyen tuzaklarla doludur. Kaldı ki iktidarın değişmesi, yine güç merkezli ve iktidar odaklı oluşlar, sadece tekrar iktidar merkezli toplumsal işleyişleri körükleyeceği için dünyanın asıl insan merkezli sorunlarını görmezden gelecektir. Bir dünya düşünün ve o dünyada insan olmak önemini yitiriyor. İnsanın ve insanlık değerleri üzerine iktidarın tayin ettiği ülküler, toplumun varlığını ve geleceğini şekillendiriyor. İnsanca hangi gelecekten söz edebiliriz? Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

ZORLAMALARA KARŞI

Sıra dışı dünya geleceğin kendisidir... Çeşitliliğin önüne geçebilecek ikinci bir süreç yoktur. Çünkü birincisi hiç olmadı. Zorlamalara karşın çeşitlilik varoluşun temeli olmuştur. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

SANATÇININ İNİŞİLİ ÇIKIŞILI SANATI

Sanatçı yaşamın hücresine inmeli. İnebilmeyi günlük hayatında sergileyebilmiş kim varsa sanatsal bir faaliyet içindedir diye biliriz. Küçükten başlayan, gösterişten uzak materyallerle sahne dekoru, bir tuvaldeki arka fon sadelik gözetilerek biçimlendirilir. Işık, bir resimdeki tuvale, ya da bir sahne içine dökülürken mimikler ve jestler yardımıyla gerçek vurgulara ulaşabilen sanatçılar ilgi ve abartıyı her zaman hikayenin sonuna saklamasını bilir. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

BİR ADIM ÖTESİ

Altın suyuna bandırılmış anlamsız, fakat değerli gözyaşları. Karanlık sabahın kıskacında uyuşturulmuş bedeninde tılsımlı ince ruhlar. Parçalı bulut gibi akıtıyor cehennem kızgın yüreğinden zakkumun zehrini. Bu gün siyanür içtim. Göz göre göre. Çünkü, bir adım ötesi felaketti. Cehennem kapıları ardına kadar açılacak. Zebaniler "işte beklediğimiz o gün geldi." diyerek. Sevinç çığlıkları arasında, bizleri insan olma yolunda ilerleme gösteremediğimiz için kolumuzdan tuttukları gibi, içeriye, cehennemin kör çukuruna çekeceklerdi. Siperlere çekilmeliyim. Ruhunu satmaktansa ölüm siperine çekilip, ölüm meleğini beklemeyi bilmeli insan. Her işine geleni bilecek, gelmeyeni bilmeyecek değil ya... Sansürlenen insan nasıl insan olacak? Nasıl kendini bilecek. Ölmeden ölümü yaşamasını bilmeli. Köşesine çekildiği gibi. Ama bu denli zalimce değil... Öldükçe insan çoğalıyormuş ya. İnsandan insanlar doğar. Haksızlıklara karşı sesini duyurabilmek için... Sükunet içinde öldükçe çoğalır insanlar. ...

LEKESİ VAR

Lekesi var, özüne dek işlemiş çıkmayan lekeler; ateşle yazılmış, suyla soğutulmuş lekeler var... Gözümüzün beyazında leke, bebek cildinde leke, ağacın kabuğunda leke, güneşte leke, lekeler her yerde. Kalbinde leke, zihninde leke, lekesiz dünya mı arıyorsun? Bulacaksın. Umudunu yitirme. Çünkü, sadece içinde beslediğin umutlar diyarında lekeler yok. Biliyorsun. Can Ezgin  Telif  Hakkı Saklıdır    

DÜNYA DIŞI ZEKİ CANLILAR

Dünya insanları benim ailem. Bize benzediğini en azından fiziksel ve biyolojik açıdan benzerlikler göstereceklerini var saydığım uzaylı zeki canlıların olduğu düşüncesindeyim. Dolayısıyla dünyada yaşayan bütün insanları ailem olarak görüyorum. Böylece birbirimizle daha iyi empati kurabilir ve birbirimizi dinleyebiliriz. Çocuklarımız bu gezegenin varisleri. Kimseyi yerinden yurdundan etmeye, canını politik ve siyasi ya da gelecek kaygısıyla almaya hakkınız yok... Çünkü gelecekte ne olacağı konusunda kimsenin bir fikri yok. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

KENDİNLE BAŞLASAN

İçimizdeki sevgi ölünce asıl hayat ışığımız çoktan kararmaya başlıyor. Neyin yasını tutacağımızı karıştırır olduk. Kendimizle başlayalım. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

ÖZGÜRLÜK DÜŞLERİ

Özgürlük için yalnız başınıza o kapıdan geçilir. O kapıdan geçmeyen yoktur. Dünyada yaşıyor ya da yaşıyor gibi yapıyor olmamız özgürlük kapısından geçtiğimizi gösterir. Sadece gösterir, doğuştan özgür doğan insanın karnını doyurmak için ödeyeceği bedel özgürlüğünden vazgeçmesiyle başlar. Özgürlüğü ve kendin olmayı istemek varoluş sorunsalıdır. Özgür kalmayı istemek veya istemiyor olmak o kapının bir daha açılmayacağını bilmemekten ve kavrayamamaktan geçer. Bilgi insanı özgürleştirirken insanları egemenliğin altına almak anlamını da taşır. Egemenlik insana ait değildir. Bu ince çizgiyi anlamış olmalıyız. Buysa tabiatı ve evreni kavramamız noktasında yolun başında olduğumuzu biliyor olmaktan geçer. Sonuçta bilgi özgürleştirirken kendi sınırların içerisinde egemenlik kurabileceğine işaret eder. Ve aynı zamanda özgürlüğümüzü güvence altına almamızı salık verir. Özgürlük çabaları tabiatın dilini öğrenme gayretimize bağlıdır. Toplumsal uyumsuzluk içinde bireysel görüş farklılıklarımız olacak...

MAVİLİĞİ

Mutluluğu tanıyan, bilen kalmamış, sonrada mutluluk almış başını bu diyarlardan göçmüş gitmiş. Onu tanıyan ve özleyenlerin yanına. Buradaki insanlar içlerindeki hıncı doğuran ezilmişliği ve aşağılanmış ruh hallerini tatmin ettiklerinde mutlu sanıyormuşlar kendilerini. Halbuki mutluluk kendimizi özgürce ifade edeceğimiz toprakların diyarında mutluluğu tanıyan insanların yüreğinde güneş gibi doğar. Ben mutluluğu çağırıyorum. Ama ömrü kısa olacağı için şimdilik mutlu olmayı umut ediyorum. Bir gün herkes tanımalı küçük mutlulukları. Sonra mutluluk yüreğimizin o maviliğinde güneş gibi doğacaktır. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

SADECE ÖĞRENDİM

Bilmek acı verirken gördüğünde gözlerin yanıyor. Sevmek suç olmamalı. Sevgi korunmayı bekliyor. İnsan bazen kendini düşünmek konusunda acımasız oluyor. İşte o zaman sevgi şemsiyesini seven gönlün açıyor. Ama yine de başkalarıyla kaynaşmayı arzuluyor ve yolumuza bakmak istiyor gibiyiz. Dediğim gibi gerçeğe davet içimden geçen en büyük erdem... Ben bu erdemi paylaştıkça mutlu oluyorum. Bunun dışında kalanlar benim için gölge oyunu. Benim tek gerçeğim... Bu yalanlarla örülmüş dünyanın ağına düştüğünü düşünemiyorum. Seni kaybettiğimde dünya kazanacak. Bunu anlatması çok zor. Kendin olabilirsin. Ben kendi gerçeğimle yaşamayı çoktan öğrendim. Benim gerçeğim yalan değil. Yalana düştüğün an o yalan çukurunda daha çok incineceksin. Her şeyi bildiğimi söylüyorsam sadece öğrendim. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

KUZGUNUN ÖLÜM ŞARKISI

İlham kaynağımı sormayın... İzbe ve karanlık yerler. Oralar da ışığı yeterince anlamlandırırken ölümün içini görüyorum. Ölüm, ışığın içinden doğduğu gibi karanlıkta son buluyor. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

UNUTULAN İLK SÖZCÜK

İmkansızlıklar ile çevrili olan özgür aklın ruhu... İmkansız gibi bilinen şeylerin ön yargılara teslim olduğunu görecektir. O zaman imkansız koşullar imkanlıya çevrilir. İçinden çıkılamaz dediğimiz anlayışların içinden çıkılır. İmkansızlıklar yenilgiye uğramıştır. Ondan sonra imkansız kelimesi unutulan ilk sözcük olur.  Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

KÖTÜLÜK ARANIYOR

Kötülüğün anası gibi durmayın. Bunu artık kendimize, insan suretimize yakıştıramıyorum. Bağnazlık, ötekileştirmek, ayrıştırarak her şeyi yok saymanız kötülüğü doğuruyor. Biz kabul edemesek de durum bu. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

TERK EDİLİYORUZ

Çocukları ölüme terk ettiler. Ağaçları, orman sakinlerini ölüme terk ettiler. Suları ölüme terk terk ettiler. Soluduğumuz havayı ölüme terk ettiler. Gezegenin katili aranıyor. Katil cinayet mahalline geri döner. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

ATEŞ TOPU

Biz insanlar yaşadığımız yerin bir kaç metre, birkaç yüz metre, bir kaç bin metre kare olduğunu değil de dünyada yaşadığımızı görmeliyiz... Ne yazık ki bizler sadece tapu mülkiyetimiz kadar, bayrağımızın temsil ettiği görünen ya da görünmeyen sınırlar kadar bir yerlere sahip olduğumuzu ve bu sınırlar içinde kalan alanların dünyanın parçası olduğunu görmek istemediğimiz gibi maalesef dünyanın kültürel parçası olmadığımızı savunuyoruz. Senin sistemin kötü, benim sistemim iyi mantığı bizleri kümes kadar yerlere kapatıyor. Dünyayı ulaşabildiğimiz mecralar kadar sahipleniyoruz. Sonrası pekte önemli değil. Bizim dışımızda yaşayan canlıların bir önemi yok.... Bakalım hangi ülke ateş topuna gelişi güzel vuracak. Sonrası... Sonun başlangıcı! Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

BİÇİMDEN BİÇİME DÖNÜŞ

Bugünün olayları dün yaşadığımız olayların içeriğinde saklıdır derler. Nispeten doğru. Geçmişini bilmeyen, tarihini unutan kesimler geleceğini de bilemez derler. Nispeten doğru. Tarih yalanlar üzerine kurulur ve politikacıların elinde sürekli devşirilirse tek ülkümüz geçmişin tozlu sayfalarında kalan tek taraflı hikayeleri yaşatma azmiyse düşmanlıklar körüklenir. Sonrada tarih tekerrürden ibaretmiş deriz. Yüreğimiz de zihnimiz gibi boş levha gibidir. Yani aslında tarihi farkında olmadan kendimiz yazıyor gibiyiz. O nedenle zincirin bi halkası nasıl boşalıp giderse her şey o istikamete doğru evriliyor. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

REÇETESİ YOK

İnsanlık gelecek adına elit kesimler tarafından, kendini elit sananlar değil, gerçekten elit kesimler tarafından tehdit altında. Çünkü, onlara göre onlarında varlığı insanlar tarafından tehdit ediliyor. Sadece kendi varlıklarını değil hızla artan dünya nüfusu dünyayı yok olmanın eşiğine getirdiği için... Geriye dönüp bakıldığında geçmiş bulanıkken herkes geleceğini garanti altına almak ister. Kurtuluşun reçetesi yok. Değişimin reçetesi var. Bu değişim yeni toplumsal anlayışla birlikte yeni bir yapıyı işaret etmekte. Bu toplumsal yapıda eski anlayışlara ve Bizans oyunlarına yer yok. Yolun başında amaçlarını açık ettiklerinde şeytanın bile aklına gelmeyen oyunları kurmayı göze aldıkları anlaşılacak... Değişimi göze almayanlar kendi varlıklarını güvence altına almak için yok etmeyi göze alacaklar... Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır