Soruların cevaplarıyla anlamını yitirdiği günler yüzyılımızın içinde olmasın? Olmamalı. Çünkü, döngüler girdabında ruhum soruların içinde kendini yaratıyor. Her gün yeniden bir şey keşfetmenin diriliği ruhumu ayakta tutuyor. Dünyada doğal diyemediğim yaşanılan onca facia üzerine düşünmediğim neredeyse bir gün yok. Hep sonlara odaklanmak istemiyorum. Yok oluşların içine doğru bizi sürükleyen nedir? Bu olanlara rağmen ruhumun arka bahçesi cennetten bir köşe gibi. Doğa bizlere şu mesajı veriyor olabilir. Kurduğumuz toplumsal sistemler yaşam alanlarımızı daraltıyor. Dolayısıyla doğa ile uyum içinde yaşayanlar yanılgı içinde sanılıyor. Doğa aşılması gerekli bir şey diyenlere cevabımız şöyle... Yarattığımız sorunların çözümü tabiatın yaşamı destekleyen yapısında var. İnsanlar için doğal bir yaşam ulaşılmaz değil. Evet, dünya genelinde yaşanılan bu faciaların sonucunda İhtiyaç duyduğumuz şeyleri yerine koymak onlarca yılımızı alacak. Ateş çemberi içindeki akrep gibi olmayalım. Kaderine teslim olmayı bekleyenler, bizlere geleceğimizle ilgili olumsuz sonları dayatıyor. Asla ruhumuzun arka bahçesini ateşlere teslim etmeyelim. Sorular anlamını yitirdiğin de bu diyarlarda olmayabiliriz. İnsan, hiçliğin içinde dahi hayal gücü sayesinde evrenin kapısını arka bahçesinden aralayabilir. Doğa, yeter ki insana seslenmeye devam etsin ve yeter ki insana tabiatın sesine yürekten kulak verebilsin. Çaresiz değiliz. Bizler yaşamın ve hiçliğin gölgesinde büyüyen evrenin sorularına cevaplar aramak için buradayız.
Can Ezgin
Telif Hakkı Saklıdır
Yorumlar
Yorum Gönder