Ana içeriğe atla

KİTLELER ve MUAMMA ÜZERİNE

Her halimden anlaşıldığı üzere kötümserim. Kötümserliğimin ardında gizli bir ışık var. Zaman zaman beni düşündüren iyimser bir kötümserlik. Bu şekildeki kötümserliğin her ne kadar gerçekçi duyularımda ve duygularımızda karşılığı olsa da... O, gizli ışık, hayatımızın muamma kısmına, yani düşüncelerimizin metafizik kısmına bir vurgu yapıyor. Biz buyuz, akılcı tasarımların fantastik dünyasında meydana getirdiğimiz yapılar ile gelecek vizyonu yaratabiliyoruz. Farkında olalım ya da olmayalım bir saniye öncesini tasarlıyor ve uyguluyoruz.                                                                                

Saflık, temizlik kavramlarıyla ilgili değerler nesnelerde ve kimyada matematiksel bir karşılığa denk geliyor. Bu kavramlardan söz edildiğinde insanın aklına hemen bir şeyi idealize etmek gibi bir algı ya da düşünce geliyor. Acaba idealize edilen bir düşüncenin karşılığı neye göre arı kavramına işaret ediyor. Bu durum, insan ve toplum olunca nedense somut bir karşılığa denk gelmiyor. Çünkü şu anda dünyanın hakkından geldik geleceğiz. Hep böyleydi, gezegenimize yaptıklarımız ve ettiklerimiz ekosistemi etkiledikçe şimdi daha da görünür oldu. Bu nedenle ne varsa birey ve bireyin çizeceği yol haritasında var. Kitleler uykuda. Ve bakış açıları gereğinden fazla sığ. Ne yazık ki bu durum böyle. Bireyin tarihini yazmalıyız. Kitleler değer bilmiyor. Kitlelerin dayattığı değerler iktidar odaklı olduğu sürece işimiz zor. O nedenle umut yok. Yıkım ve yok oluş kitleler için kapıda...  Ama ondan sonra ne olacak, işte orası muamma. Ötesini seçemiyorum, beynim geriliyor...  İyimser kötümserliğim, geçerli olup olmadığını bilmediğim bir bakış açısı bu durumda henüz cümlem bitmiş değil.                     

Bize yaşatılanlar olumsuz, tercihlerimiz doğru değil. Yine de masalsı bir geleceği düşlerimizde tasarlıyoruz. Belki de düşsel bir gelecek bir çoğumuz için imkansız olmaktan zamanı gelince çıkacak. Çok uzakta olmayan bir gelecekte olumlu düşlerimiz gerçekleşecek. Artık sonumuz yaklaştı deriz. Oysa tabiatın kılcal damarlarından ummadığımız noktada yaşam yeniden kendine dönünce hayat dolu sayfalar bir bir açılır.           

Can Ezgin 

Telif  Hakkı Saklıdır



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEMOKRASİ İÇİN KİLİT UNSURLAR

Basın, kamusal alanda doğru bilgiye erişimi sağlayarak demokratik süreçlerin sağlıklı işleyişi için kritik öneme sahip toplumsal bileşendir. Özellikle toplumsal ya da politik krizlerde basın, kamuoyunu bilgilendirerek halkın doğru kararlar almasına yardımcı olur. Basının özgürlüğü, demokratik değerlerin korunması ve halkın bilinçli bir şekilde kararlar alabilmesi için temel bir hak olarak kabul edilir. Ancak, basın mensuplarının hatalı haber yapması durumunda dahi onları suçlamak ve hedef göstermek, demokrasiyi tehdit eder. Basına yönelik suçlamalar, yalnızca basının özgürlüğünü sınırlamakla kalmaz, aynı zamanda halkın özgürce bilgi edinme hakkını da engeller. Bu nedenle, basın mensuplarına yönelik baskılar, hem toplumu bilgilendirme işlevini zedeler hem de demokratik süreçleri tehlikeye atar. Bağımsız ve demokratik toplumlarda, gerçek suçlular adalet önüne çıkarılmalıdır. Toplumları yönetenler ve güç sahipleri, hukukun üstünlüğüne saygı gösterdiklerinde ve suçlular adil bir biçimde y...

BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ'NDE DENGE KÖŞE

Masanın ortasında üç büyük harita yer alır: Ukrayna, Ortadoğu ve Güney Asya.  Ortadoğu’daki çatışmalar ve Güney Asya’da patlak veren Hindistan ile Pakistan arasındaki savaş, küresel krizlerin oluşturduğu Bermuda Şeytan Üçgeni'nin son köşesini tamamlar. Bu jeopolitik üçgen, çatışma ve belirsizliklerin merkezi olarak adlandırılmıştır. Diğer gölgede, Güney Asya haritası odanın karanlık ve belirsiz bir noktasında durur; Ortadoğu'nun haritası ise biraz daha belirgindir. Bir perde, arka planda denizlerin gümbürtüsünü ve uğuldayan rüzgârı temsil eder. Kapıdan içeriye, zaman zaman bir kâhin ya da bir anlatıcı gibi bir figür girer. Anlatıcı (derin bir sesle): Bermuda Şeytan Üçgeni’ne adım atıyoruz… Fırtınalar arasında kaybolan gemiler gibi... Bir yanda Ortadoğu'nun kudretli, yakıcı sıcaklığı, diğer yanda Ukrayna'nın fırtınalı kışı… İki köşe, her biri farklı bir dünya, farklı bir zaman dilimi... Ama hepsi bir şekilde birbirine bağlı. Denge, her iki köşede de bir sırrı barı...

BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ: DÜNÜ VE BUGÜNÜ

Dünya bazen karmaşık bir labirent gibi hissettirir. Ülkeler ve insanlar, çıkar çatışmalarının ve tarihsel yaraların ortasında savrulurken, sanki görünmez bir güç bu karmaşayı daha da derinleştirir. Bugün dünya, yeni bir Bermuda Şeytan Üçgeni'nin kıskacında. Bu üçgenin köşeleri; Avrupa'da Ukrayna Savaşı, Ortadoğu'da bitmek bilmeyen çatışmalar ve Asya'da Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimle şekilleniyor. Bir yanda toprağın, diğer yanda inancın, öte yanda ise kimliğin savaşı... Hepsi bu üçgenin içine çekiliyor.  Tarihsel Arka Plan: İmparatorlukların Çöküşü ve Modern Bermuda Bu çatışmaların köklerini, imparatorlukların çöküşünde buluyoruz. Avrupa’da çatışma kökenleri, Osmanlı, Avusturya-Macaristan ve Rus İmparatorluklarının yıkılışıyla şekillendi. SSCB'nin dağılması, Ukrayna krizine zemin hazırlayan sınır ve kimlik sorunlarını derinleştirdi. Ortadoğu ise kolonyal mirasın yükü altında kaldı. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü ve Batılı güçlerin müdahaleleri, etnik v...