Kaptan dümeni kırdı. Uzaya uzayan yıldızlar arası yolculuğun rotasını çoktan aklına yerleştirmişti. Bu nedenle dümenin başında gönlü oldukça rahatı . Gecenin karanlığında çakmak taşı gibi parlayan sancak yıldızı mürettebata güven vermekteydi. Kaptan, gür ve tok sesiyle, dümenin başında mürettebatına yolculuk hakkında kısa bir konuşma yapmıştı. "Bu sıra dışı seferimizin amacı hayatta kaldığımız sürece gidebileceğimiz noktaya kadar gitmek olacaktır. Yolculuğumuz esnasında keşfedilen bakir toprakları dünyaya duyuracağız. Keşfedilecek olan topraklarda elde edilen ganimetler eşit şekilde aranızda paylaştırılacaktır"
Dün, dünya yüzeyinde olanlar bunlardı. Ama bugün için şartlar ve koşullar değişti. Sabah uykumuzdan uyanır uyanmaz birde bakıyoruz ki yer kabuğunda meydana gelen jeolojik hareketlerin sonucunda küçük bir kara parçası yeryüzünüz ücra bir yerinde yerini almış. Deniz, kara parçası doğuruyordu. Tıpkı yıldızların gezegenleri doğurduğu gibi.
"Zerreden evrene, evrenden zerreye, döngü harmanı."
Can Ezgin
Dün, dünya yüzeyinde olanlar bunlardı. Ama bugün için şartlar ve koşullar değişti. Sabah uykumuzdan uyanır uyanmaz birde bakıyoruz ki yer kabuğunda meydana gelen jeolojik hareketlerin sonucunda küçük bir kara parçası yeryüzünüz ücra bir yerinde yerini almış. Deniz, kara parçası doğuruyordu. Tıpkı yıldızların gezegenleri doğurduğu gibi.
"Zerreden evrene, evrenden zerreye, döngü harmanı."
Can Ezgin
Telif Hakkı Saklıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder