Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BİNBİR

Sevmeye değer bir hayatın ortasındayım; güneşli, aydınlık bir gökyüzü, mavi deniz, yeşilin binbir tonu... Böyle bir yaşamın içindeyim. Hava kirliliği, yoğun trafik ve insan kalabalığı içinde hızla akan zamana yetişemiyorum. Bir yanımla da yaşamın kıyısını arıyorum. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

İŞARET EDER

Toplumların mahalli ve kültürel değerleriyle ters düşürülmesi, sancılı ve çatışmalı bir sürecin başlangıcına işaret ederdi. Can Ezgin    Telif Hakkı Saklıdır  

ANIT ve SANAT

Anıt, tüm çıplaklığıyla ortada durandır. O nedenle sanat, korkusuz bir biçimde ortada olduğu gibi duracak olana verilir. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

ANLAMLI ANLAMSIZ

   Şimdi, tabiat ve insanlar arasında köprüleri atmadan dünyanın iyileşmeyen yaralarına nasıl merhem olunur? Bu köprüleri tekrardan kalıcı olarak inşa etme zamanı geldi de geçiyor. Bizim için zaman döngüsel. T abiatı, toplumlarla  eşitlemesini bilen bireyler hayatı perdelemeyen kayda değer şeyler öğrendiğini söyler. Gözlerini ne yaşadığı toplumun geleceğinden kaçırmış. Dünyadan vazgeçmeyi hedefleyen amatör öğrenci kimliğini kenara atmış. Öğrenmeye devam et. Bu evren sırlarını içinde barındırıyor. Biz gezginler bu yolculuğa çıktığımızın farkında değiliz. Ve bu yolculuğu gerçekten anlamlı kılan bizce bu olmalı. Sizin için bu yolculuğu anlamlı kılan ne olabilir? Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır  

YÜREKLİ ve BİLİNÇLİ

Yürekli ve bilinçli bir annenin yavrusunu sahiplendiği gibi, tabiat kanunlarını savunduğumuz ve sahiplendiğimiz zaman insanlığın kurtuluşunu konuşabiliriz.  Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

SONSUZLUK KARESİ

Hızla gidiyor gezegenler, giderken dönüyor. Ağır çekimde seyre dalmışken şu alemi... Küçük bir kare, fotoğraf karesinde donuyor zaman. Sonsuzluk karesinde dönüyor o bir anlık görüntü! Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

ÖZNEL ZAMANIN YANSIMALARI

Şuna değinebilirim. Bireyin ve bireyselliğin etkisi ve önemi konusunda bakış açımızı geliştirmeliyiz. Eğitim ve öğrenim sayesinde toplumsal yapıları güçlendirecek bireyler desteklenmelidir. Bire bir taklitlerden sakınmak istiyorsak, doğa ve insan sevgisiyle bilimsel ve sanatsal düşünceler ışığında yapılacak çalışmalar, eserlerin özgünlüğünü yansıtır. Bu çalışmaların olamasa olmazı öznel zaman kavramında aranmalıdır. O nedenle öznel zaman anlayışı sanatsal ve bilimsel çalışmalarda dikkate alındığında bireylerin yaratıcılığı ve verimliliği artacaktır.  İnsanlar varoluşsal soruları bilinçli ve farkındalık düzeyinde ele almıyor. Genelde acımızı acı, sevincimizi sevinç gibi yaşamayı bilemiyoruz. Çünkü içimizde bir öfke var ve öfkenin tesiriyle bitmeyen bir kavga sürüyor. Bu sebeple ekseriyetle bakış açımızdaki somut ve soyut arasındaki bağlantılar kavranamıyor.  Beynimize olduğu kadar ruhumuza da baypas yapmalıyız.  Sanata ve öznel zamana ihtiyacımız olduğu aşikar.  Varol...

DUYGU ZİNDANI

İ nsan, duygu zindanına kapatılmıştır. Oradan çıkmayı düşünecek olması, kendini fark edeceği andır. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

AKIŞ

Suyun olduğu yerden sadece su geçmez, aslında akıp geçen huzurun diğer adıdır. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

YAĞMUR DANSI

Uzayan çenesinde burgulu aşk kızağı, özgürlük şarkıları, ıslak saman kokusuyla boğuk ateş dansı. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

PARLAYAN IŞKLAR ARASINDA YÜKSELEN AĞAÇLAR

Mesela toplumların ve bireylerin yeniden doğuş aşamasına geldiğini öngörüyorum. Bu doğuş gerçekleşince mevcut toplumlarda karşılığı olan güç kuramını destekleyen kavramlar çökecek. O zaman insanlar ellerinde olan değerleri kaybetmekten çok o değerler insanlar için anlamını yitirecek. Bu duruma sonun başlangıcı denebilir. Dünya arenasında birçok kavramı destekleyen güç kuramı, edinilen mevcut bilgiler ışığında farklı bir anlam taşıyacak. Değişim ve dönüşümün nasıl gerçekleşeceği konusunda elle tutulur bilgi kırıntısına sahip değilim. Bu farkındalığa iç görü ya da önsezi diyebiliriz. Aşama aşama doğacak olan yapıyla insanlık için farklı bir kapı açılacak. Başlangıçta güç kuramı o günün ihtiyaçlarına uygun olarak nasıl tanımlanacak? Tam bilemiyorum. Tarihsel dönüşümün merkezindeyiz. Hurafe ve uydurma, kulaktan dolma saçma sapan genellemelerden yola çıkarak bu fikir üzerine durmuş olmadığımı ifade etmek istiyorum. Sadece okuyan, soru soran ve öğrenme eğiliminde olan bireyler gibi felsefeni...

KIRLANGIÇ SEMALAR

Karamsarlığa gömülen yıkık telgraf direkleriyle yıkılır umutların. Kırlangıç semalarda her saniye umudu arayan gözlerin. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

ÇAĞLAYAN COŞKUNLUK

Ercan bir gün, Can'a sırrı olduğunu ve paylaşmak istediğini açıklar. Can, meraklı gözlerle Ercan'a döner ve samimiyetle dinler. Can, hayatında ve dostluklarında bir dönüm noktasına geldiğini sezer. "Evet Ercan, seni dinliyorum," der. Ercan, sözlerine başlamadan önce yeni bir hayal kırıklığı yaşayacağını önceden Can'a söyler ve Can'ı anlayışlı olması için uyarır. Can, hayal kırıklıklarıyla dolu bir insandır ve her zaman sürprizlere açıktır. Can, kafasını sallar ve dingin bir şekilde Ercan'ın anlatacaklarını aklından hızla tahmin etmeye başlar. Ercan, sözlerine devam eder. "Evet Can, senin beni ormanın derinliklerinde bulmuş olman tesadüf değil. Çünkü benim kişiliğim senin bilinçaltının bir tezahürü. Benimle karşılaştın çünkü özgürleşmeyi ve kendi yolunu çizmeyi her şeyden fazla önemsedin. Şimdi benim görevim, bitti. Senin ruhsal yolculuğundaki evrimsel anlamdaki görevimi tamamladım. İstek ve arzularını bu zamana kadar anlaşılmamış olabilir. Fakat senin...

KAYGININ ÜSTESİNDEN GELMEK

Bir şeye sevgi duyduğumuzda onu ruhumuzda yaşarız. Bütün ayrıntılarıyla... Bütünü tamamlayan ayrıntıları görebilmemiz içinse uzaktan seyretmeyi ve sevdiğimiz şeyi ruhumuza işlemeyi bilmemeliyiz. Sevgi müdahaleyi hiç yerinde bulmaz. Ta ki bize ihtiyacı olana kadar. O da sadece yardımlaşmak olmalı. Güzel şeyler, güzel bulduklarımız değil, sevginin güven verici halkasından beslenir. Trajedi hayatımızın yörüngesinde yer alan bir sonuçsa, bunun temel sebebi her eylemin başında, sonuca kitlenip kalıyor olmamızdır. Hayata dair kaygılarımızı içimizden atamıyor gibiyiz. Bu kaygıların üstesinden gelecek bir ruh hali varsa, sevgiyi yaşatabilmekten geçiyor. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

HAYATIN İÇSELLİĞİ ve SANATIM

Hayata dokunmaktan geri kalmayı düşünmüyorum. Geldiğim noktada yapmak istediklerim sanatımın ışığını parlatmak. Çevremin benden izinsiz aldığı zaman... Uçup giden bir şey ve her şey ruhumda, sanatını icra etmeyi şiddetle arzulayan ve kendinden delicesine emin olan bir çocuk var. Yetişkin yanımsa önüme çıkabilecek hayatın gereği olumsuzlukları düşünmeden edemiyor. Çevremde boş zamanı olan, ya da elinden zamanı alınan, bu durumda ruhumun özverilerini anlamazlığa gelen, duymak istemeyen körleşmiş ruhlar... Bu bataklığın dibinde sevgiyi zamana aşılıyorum ve zamanın azizliğini bekleyen fakat yine de öğrenme arzusundan bir şey kaybetmemek için savaşan sanatçı bir çocuk var. Bu ruhsal ışık sönmemeli, benim bu yaşantım, kendime karşı duyduğum evrensel bir tutku. Görev değil, insan olduğum için içimde filizlenen hayatın içselliği ve sanatım.   Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır

BİLGELİK ARAYIŞI

Hegel ve Mevlana bir arada konuşuyorlar; ikisi de inançları gereği Tanrı konusunda edindikleri görüş ve kişisel deneyimlerinden söz açmışken içeriye Utku girer ve onlara "Merhaba dostlar" der. "Bana da bu derin sohbetinizde bir yer var mı? Bu konuşmanızda tartıştığınız ve paylaştığınız konu neydi?"  Biz de tam senden söz ediyorduk ki kapıdan içeriye girdin. Elbette "hoş geldin" derler ve sıcak bir karşılamayla Utku'yu davet ederler. Hegel, sözlerine başlar. Biz de konuşmamızı neredeyse bitiriyorduk. Evrensel düşüncede Tanrı'nın varlığını sorgulamayı bir kenara bırakmamız gerektiği sonucuna vardık. Ben tarihin akışında evrensel tinin görünür olacağı üzerine düşünüyorum. Ve bunun cevabını şimdi veremeyeceğime karar verdim. Mevlana sözlerine başlamak için sabırsızlanıyordu ki Hegel sözlerine son verince o parlayan gözlerini Mevlana'ya çevirmişti. Evet, dedi Mevlana ve sözlerine devam etti. İnsan, dünyadaki bütün yaratılmışlara yaratıcının nazarıyl...

BİZE KALACAK MIYDI?

Her canlı, öldüğü gün ölümü hak etmediği gündür. Daha farklı bir dünya zamanı kurgulanamaz mıydı? Kurulsaydı, o dünya zamanında hayal dünyası ve yaratıcılık bize kalacak mıydı?   Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır

UÇSUZ BUCAKSIZ

Sanat, nefretle işlenen dünyaya karşı son kaledir. Sanat, sevgiyi topluma sunabileceğimiz taktim edebileceğimiz sevginin somutlaştığı uçsuz bucaksız kozadır.    Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır

SANAT ve KATALİZÖR

Kısacası özgürlük fark edilmeli, arzulanmalı ve hatırlatılmalı. Sanat, ortada duran üstü kapatılmış özgürlüğü fark ettiren, özgürlüğün üstünün hangi imgelerle kapatıldığını vurularken zihinlerdeki kodlanmış kısımlara genel bakış açıları sunuyor. Sonrası ise sırasıyla yüzeysel ve çok yönlü vurgularla arzulara sesleniş; bu sesleniş ise iyi ve kötü arzulara eş güdümlü bir sesleniş olmalı. İnsanlar farkında olmadan etkileyici, düşündürücü ve dönüştürücü sanat eserlerinde hangi tarafa ilgi duyuyorsa o açıdan sanat eserine karşı seyirci olurken seçimini özgür potansiyelle yapma seçeneğine sahip olmayı öğreniyor. İzleyici, eserle birlikte çıktığı kişisel yolculuğunun başındayken, kişisel yazgısıyla yüzleşmeden önce yaptığı seçimlerin iyi mi kötü mü sonuçlar doğuracağını kendi perspektifinden görüyor. Sonra yolculuk sırasında üçüncü aşamaya geliniyor. Hep hatırlama, aklımızdan çıkarmadan özgürlüğü sürekli bir arayış ve tazeleme girişimiyle anımsıyor olmak. Mistik yaklaşımlar bu yolculukta sana...

SİSLİ GÜNEŞİN YANIK YÜZÜ

Kırık dökük saniyeler, duvardan sektiği gibi yüreğimizin sahiline vuruyor. İnsanlık dışı acılar dayanılmaz hal aldı. Sisli güneşin yanık yüzler sokağından şöyle bir geçti. Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır

GÖZ ÖNÜNDEN KAÇANLAR ve İNSAN ODAKLI

Gözden kaçırdıklarımız, toplumları bir arada tutan üretime dayalı sosyal bağlar olduğu kadar  düşünceme göre aynı zamanda toplumsal ilişkilerin kökeninde kitlesel psikozların da var olduğudur. T oplumsal yaşamın   birlik düşüncesinin köklerinde zayıflama görüyorum.  Biz birliği sağlamaya çalışırken yanlış yöntemlere başvuruyoruz. Genelde amacımız toplumlara düzenli ve yaşanabilir bir çevre meydana getirmek olamadığı için sadece toplumsal yönetime odaklanıyoruz. Aslında insanların ihtiyaçları uygun ölçülerde karşılandığında, kışkırtıcı dinamikleri kullanmadan gözlemci ve sürdürülebilir ilişkilere odaklanan bir eğitim sistemiyle birlikte insanların zamanla kendi kendilerini yönetebileceklerine şahit olacağız. Böyle bir toplumun var olabilmesi için toplumsal psikozları en az seviyeye indirecek etkileşimler kurmalıyız; böylece kültürel ilişkileri desteklemiş oluruz. İnsan odaklı arı bilime ve sanata önem verilmelidir. Kendi kendimize ilgi duyduğumuz,  gelişmemize ka...

TEK BİR GÜN YETER MİYDİ?

Her şey yeterliyken insana neden yetersiz gelir? İnsan bir fazlasını istedikten sonra neden yok oluşun temellerini atma girişimi içinde olur? Yaratıcı dürtülerimiz bizi bizden uzaklaştırıyorken benlik duygumuzu güçlendiriyor. Her şey bir oyun merakı içinde başladı. Bazen sonsuzluk kavramı da ruhumuza yetersiz geliyor. Sonsuzluğun ve ebedi döngünün bir fazlası ne olabilir? Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır