Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

PATİKADAN SONRASI

Düşlerin, dumanı tüten ocak gibi. Odası güneş gören bir evi, dört mevsimi bir arada yaşadığın toprak sayıyorum. Düşlerimizin çıkacağı yol burası. Bu patikadan sonrası. Sevgi ve güzellik dolu, enerjik bir dünya. Yaratıcı ışığın yansıması, imkan ve olanaklar içinde bize doğru yansıyacak. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

TOKLUK SAVI

Yeteneğin, senden çalamayacakları tek ifade gücündür. Labirentin içinde yön bulamaya çalışıyorsun. Kapana sıkışmış bir sıçan gibi duraksadığında saatlerce beklersin. Bu sırada karnın zil çalmaya başlayacak. İşte o zaman, çıkışa doğru adım atabileceksin ! Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

OZANIN SESİ

Ey yeni çağ, bir ses var içinizde, duymalısınız onu. Ozanın düşüncelerinden çağlayan sözleriyle görünüyor özgürlük zamanı içinizde... Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

ANILAR ve KADİM RUHLAR

Kadim ruhların iç çekişlerini duyuyorum. Geçen anların zamansızlığı içindeyim. Onlara erişmiyor sesim, ama duygularım kadim ruhların sonsuz bilgeliğinde yaşıyor. Susuz bırakıldım anlaşılmak arzusu içinde. Benim kaderim, kadim ruhların iç çekişleri arasında kaybolmadan yürümekti. Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır

O DÖNGÜSEL YALNIZLIK

Onlar döngüsel yalnızlığı doğuruyorlar. Yokluk, Bir yok oluş değildir. Bakıp görebilen sanatçılar, kendi kendilerini kendiliğinden yaratan kişilerdir. Öyle ki bu eylemleri sayesinde evrenin yaratıcı sürecinde yer almış olurlar.  Sanatçılar, gözlerden uzak bir adada, nadir ve eşsiz çiçekler gibi doğanın o döngüsel ritminde farkında olmadan yer alırlar. Tabiat, o döngüsel yalnızlığı sanatçıların imgelerinde açığa çıkınca, tabiatın yaratıcı yönü fark ediliyor. Müzik ve ahenk, bakınca gördüğüm her yerde. Bu sesler, gözümün önünde eşsiz tablolara dönüşüyor. Düşünmüyorum, sadece görmeye çalışıyorum. Estetik kaygılar ikinci planda kalırken, renklerin armonisi bütünlük çerçevesinde tablonun içinde dans ediyor.  Müzik eşliğinde dans eden tabloların geçişi içindeyim. Bu geçişler karşısında büyüleniyorum. Biçim, müzik eşliğinde renklenirken dans ediyor. Sonra, gerçekleri kulağıma fısıldayan resmin dokularıyla kendime geliyorum. Biçim ve şekilden çok sonra, çiçeklerin dokuları dikkatimi ç...

SANAT ve SOLO SESLER

Biz, bireyin gücü konusunda bakış açısı geliştirmiş bir toplumun üyeleri değiliz. Birçok şeyimiz taklit; özgün değil. Bu nedenle öznel zaman konusuna değinebilirim. İnsanlar, varoluşsal soruları bilinçli ve farkındalık düzeyinde ele almıyor. Genelde acımızı gerçekten acı, sevincimizi gerçekten sevinç gibi yaşayan bir toplum değiliz. Çünkü içimizde bitmeyen bir öfke ve kavga var. Aslında bunu görüyoruz. Bu yüzden bakış açımız sadece nesnel (subje) olana dönmemeli. Beynimize olduğu kadar ruhumuza da bir tür "baypas" yapmalıyız. Sanata ve öznel zamana ihtiyacımız olduğu aşikâr. Ancak varoluşsal sorgulamaları genellikle belirli bir yaş ortalamasında yapıyoruz. Tabii ki imkânımız varsa, kendimize varoluşsal sorular soruyoruz. Fakat bu tür sorular, nesnelliği tam kavrayamadığımızda, geç kalınmış sorular gibi duruyor. Dezavantajlarımızı zamanında fark ederek bir şekilde değerlendirmeliydik. Görünen o ki, her şey pamuk ipliğine bağlı ve geç kalınmış süreçlerle karşı karşıyayız. Bunun...

KUYU KAZICILAR

Taş üstünde taş kalmayacakmış, o taşlar başınıza düşmesin... Savaş üzerinden saplantılı düşüncelerini gerçekleştirmek isteyen kim varsa, hepsinin gideceği yer nefret kuyusu. Kuyu kazıcılar sonunda düşecekleri yere düşerler. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

YAĞMUR YAĞMAYINCA

Herkes her şeyi bilemez, bu mümkün gözükmüyor. Ama herkes insanlığın geleceği için insanca yaşayabilmeli. İnsanı hedef alan her türlü söylem, insanlığın açık düşmanıdır.  Yağmurlar yağmadığında insanlık kuruyor, dünya çöle dönüyor! Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

İNKÂR EDEBİLİR

Karanlığa bulaşmış kötülüğü kim inkâr edebilir? Kötülük, karanlıkta kendini gören, kendine saplanan, kendini kendine hapseden yaşantıya ait zihnin eseridir. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

ABIHAYAT

Vazgeçmeyeceğim senden. Göğü mavi, suyu abıhayat, toprağı yeşil dünya. Senin vazgeçmeyeceğin yokken! Ben sendenim, sen de benden. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır

TİYATRO GİBİ OYUN

Tiyatro, sosyal hayatın gerçeklerini sahneye taşıdığı gibi aynı zamanda bir sanat dalıdır. Gerçekler temsili biçimde oyuncular tarafından sahnelenir. Tiyatro oyunu, kurgunun oyunudur. Hayatın içinde kurguya dayalı ve gerçeğe aykırı davranışlar doğal akışın dışında bir seyir takip eder. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır

SÖYLENEN ŞEYLER

Özgürlüğü iyi de canlandırmalıyız. Bize söylenenlere bağlı kalmak yerine, söylenen şeylerin sebeplerini öğrendikçe özgürleşiriz. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır

GÜÇLÜ İLETİŞİM

Güçlü iletişim, güçlü bağları kavramamızı sağlar. Dönüşüm her zaman vardır; gördüğümüzü değerlendirmeyi bilmeliyiz. Yaratığımız zor dönemlerin sorumluluğu insanlığa aittir. İnsanlık, dışarıda olan ve bitenlerin kurmaca nedenlerini hayali imgelerin arkasına sığınarak aramamalıdır. İnsanın sorumluluk alanları genişledikçe, gerçek özgürlüğün mimarı olur.  Ne zaman gerçekten dış ve iç, iç ve dış dünyayı, yarattığımız uygarlığın dışında insanlık kendisini dışarıda tutarak değerlendirmezse, şimdiden yaptıklarına ve yapacaklarına doğru açıdan bakmış olacak. Somut olarak neden sonuç ilişkilerini kurabildiğimizde, içimizdeki dünyayı aydınlatırız.  Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır

ŞİİR EŞLİĞİNDE YOLCULUK

Nesnelleştiriliyor. Şiir, garipsediğimiz ölçüde bize yabancı, bizden uzak, soğuk. Ölü güneşe devrilmiş yaşam, gittikçe hatıralarımızdan siliniyor. Şiir anımsatıcı, bir şeyler anımsatabilir. O garipsediğimiz şiir dili filizlendirecek mi? Gün batımına doğru. Güneş doğacak. Şiir eşliğinde kaybolmuş kentlere yolculuğa çıkacak. Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır

BAŞARI ŞU DİYEMEYİZ

Başarı, zorlukları aşarak bir hedefe olumlu ya da olumsuz bir amaca ulaşmakla sınırlandırılmış bir anlayış olarak tanımlanacaksa, bu tanım benim başarı anlayışımı zorluyor. Yaşamın sesine kulak verebilmek, başarıyı, gerçek başarıyı getirebilir. Biz neye yetebiliyoruz? Kendimize, ailemize ve çevremize. Bir tık yukarısı, mahalli yaşam koşullarına, sonrası ülkemize, komşularımıza ve tabii ki yetebiliyorsak dünyamıza. Bir insanın bunları göğüsleyebilmesi imkansız gibi duruyor. Mesela bir kişi mahalli yapıya yeterken, ailesini ihmal edebiliyor. Ailesine yetmeye çalışırken kendisini ihmal edebiliyor. Ülkesine hizmet ederken ailesini ve kendisini ihmal edebiliyor. Dünyaya hizmet ederken belki de kendi dahil birçok şeyi ihmal edebiliyor. Ya da bunların hiçbirini yapacak gücü yokken bir canlının hayatını kurtarıyor. O canlıya yapılan işkenceleri dile getiriyor. Kamuoyuna yapılan işkenceleri duyururken o canlının sesi olabiliyor. Kısacası, birileri birçok kişi sizden bir şeyler bekliyor. Bu gibi...

ÖNEMLİ ve ANLAMLI

Önemsiz gibi düşündüğümüz şeyler bir gün dünyamızın en anlamlı köşesi olur. Bir kibrit alevi, bir damla su, bir soluk nefes. Ne uzak, ne de çok yakındır o an. Sadece gününü bekler.  Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

GÜNAH KEÇİSİ

Sorunlar içinden çıkılmaz bir hal alınca, sorunları değil, kişileri konuşmaya başlarız. Kim sorunları dile getirirse hedef tahtasına oturtulur ve günah keçisi ilan edilir.    Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

UTANÇ TABLOSU

Her şey hakkında ufak da olsa fikrimiz var. Peki ya yaşamasını bilmek? Yaşam söz konusu olunca en iyi yaptığımız şey taciz. Doğanın ırzına nasıl geçilirse, insanlık tarihi aklımızın alamayacağı kadar vahşeti çağıran örneklerle dolu. Bunlara her gün bir yenisi eklenirken, utanç tablosu içinde yer almamız isteniyor.   Can Ezgin Telif  Hakkı Saklıdır  

GERÇEĞİ BİLMİYORUM

İnsan nasıl olur da doğaya, insana ve tüm canlılara karşı kayıtsız kalır? Uzun lafın kısası; galip gelmenin telaşı içindeyiz. Neye ve kime karşı? Yaşam, bilindik ve bilinmedik hücresel yapısıyla mücadele içinde yol alıyor. Gerçeği biliyorsanız. söyleyin. Yaşam bütünü aramıyor. O zaten bütünün kendisi. Tabiatta insan kadar tek tarafı kendini seven ve yücelten kaç tane canlı biliyoruz? Sevgi, kendine güvenerek sahiplenmeden çoğalmak; çoğalırken varlığını paylaşarak ortaya koyar. Gerçeği bilmiyorum! Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

İNANÇLAR ve ALGI

İrrasyonel çıkışlara insan olarak yatkınlığımız ortada. İnsanlara bir şeyin, bir olgunun niteliklerinden, faydalarından ne denli söz edersek edelim, sonuç toplumsal baskıları kırmak ya da yönlendirmek olunca insani yanımız ağır basıyor. Yani duygusallık, duygu yoğunluğu ağır basınca duygu çemberinde kendi varoluşumuzu izliyoruz. Sabit fikirli insanlar denince aklımıza siyasal anlamdaki görüşler dışında çevremizde gördüğümüz ama sorgulamadığımız davranışları da katabiliriz. Temel sorun kişilerin sabit fikirli olmaları değil, bu sabit anlayışlarına bağlı kalarak gerçeği ıskalıyor olmaları.   Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

İNSANLIK AİLESİ ve DÜNYA

Geleceğimizi olumlu etkileyen üretim ekonomisine dayalı model, çağdaş eğitim sistemiyle desteklenmelidir. Bunun yanında büyük düşünebilmeyi de eklemek istiyorum. Toplumları iletişim odaklı gerçekçi etkileşimlerden  kopardılar. Bizim gibi gelişmeye açık   toplumlara dayatılan, yani ütopya ve ideolojiler ekseni dışında fantastik düşüncelere odaklanmamızı sağlayan bir durum söz konusudur. Kanımca her toplumun, çağımızın gelişen ve hızla değişen paradigmalarına uygun ya da yakın kapsayıcı kavrayışları, toplumlarıyla ilgili gelecek tasavvurları olmalıdır. Fakat bilindiği gibi özgür toplumlar, özgür bireyler yerine her an harcanacak değersizleştirilen insan yığınları besleniyor. Bilinçsiz bir toplum olacak, fantastik düşüncelerle evreni yorumlamaya devam edeceksiniz. Emri baki anlayışlar her yerde çınlıyor. Bireysel sınırlarınızı yoklamanıza izin vermiyorlar. Toparlarsam, her alanda radikalleşme felaketle sonuçlanıyor.    Kısacası şu soruyu kendime soruyorum: Kendi iç dina...

KİMSESİZLER GİBİ

Katlanmaya alıştıysanız açlığa, sefalete, kimsesizler gibi yaşamaya... Hayatta hiçbir şeyin geri gelmeyeceğini öğrendiğiniz gün beklemeyeceksiniz. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

ZAMANA YENİK

Sözün özüne dönmedikçe, yüreğin beyninde yankılanmıyor. Değişimi umanlar, zamana yenik düştükçe değişiyor.  Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır  

AŞKA YELKEN AÇAN RUHLAR

Anladığımı varsayalım, anladığım da diriliyor aşka yelken açan ruhlar. Yüreği güzel olanlar. cennetler yaratır gibi ufka dikmiş gözlerini...   Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

SAVUNMASIZ TUZAK

Geleceğimize emanet ettiğimiz değerler, gün geliyor bizi bir lokma ekmekten, bir damla sudan mahrum bırakıyor. Yetmiyormuş gibi, kendi saltanatlarını korumak amacıyla bizi yok oluşun eşiğine getirenler var. Bir avuç kuru kalabalık, bizi ve hayatı hiçe sayabiliyor. Ellerimizi bağlayıp, kudurmuş cellatların önüne atıyorlar. Bu kaderin bir oyun olamaz. Bir fazlasını bekliyor olmak, bizi savunmasız bıraktığı gibi, tuzağın ortasına mı çekiyor? Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

GEZEGENİN RUHU

Dünyanın kalbini yorduk. Bu gezegenin evrene ait bir ruhu olduğunu görmezden geliyoruz! Evrenin ruhu özgür ve gezgindir. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

ZAMAN ARALIĞI ve BİZ

Anladım, içimdeki boşluğun sesi sessizlikmiş. Sevgisizlik ve sessizlik ikiz gibiler. Zamanı geriye alamıyorsun. Boşluk duygusu hiçbir şeyle doldurulamıyor. Umut, sadece zaman kaybı... Evet, anladım; bu bir anahtar kelime. Şimdi bir şeyler yapmalısın. Ama ne? Bir şeyler. Mesela yangını söndürmeye ne dersin? Ya da sevgiyi doğurmaya? Kaldığın yerden tekrar başlamaya ne dersin, hep böyle olmadı mı? Geçen zamanla elimizde kalan zaman aralığı... Ve biz. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

BİZİ AYAKTA TUTAR

Sevgi, başını dışarıya çıkarsın istemeyiz; bilmeyiz ki sevgi, evrenin sonsuzluğunda yankılandıkça bizi ayakta tutar.  Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

SENİ ÖNEMSİYOR

Zamansız gider anılar. Bir daha geri dönmemecesine. Ardında dağlar boyu yaşanmışlık bırakırsın. Her sabah uyandığında güneş senin için doğuyor, kuşlar senin için ötüyor, yağmur senin için yağıyor... Dönüp geriye doğru baktığında anlıyorsun ki dünya belki de seni önemsiyor. Kesinlikle... Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır  

ÖZGÜRLÜK İÇİN AŞK

Özgürlüğüne aşıksın... Herkes kendine aşık. Bunu tersine çevireceksen doğurgan olan ve yalnızlığını haykıran doğanın sesini duymalısın. Doğanın sesi şiirseldir. Rüzgarın ve yağmurun sesini yüreğinle dinlediğinde o haykırışları duyarsın! Onun için dağlara yürümen yeter aşkım... O zaman aşık olmaya layık bir varlıkla karşılaşırsın. Kendi ruhundan, zihninden ve fiziksel arzularından başka. Aşk seni tanıyacak. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

KENDİMİZE ÇIKAN YOL

Basit bir şeyler içinde dönüyor duygularım ve düşüncelerim. Karmaşık şeyler arasından seni görebildim. O basitliğin içinde kendimi bulduğum gibi... Kaybolmuş değilsin. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

BİNBİR

Sevmeye değer bir hayatın ortasındayım; güneşli, aydınlık bir gökyüzü, mavi deniz, yeşilin binbir tonu... Böyle bir yaşamın içindeyim. Hava kirliliği, yoğun trafik ve insan kalabalığı içinde hızla akan zamana yetişemiyorum. Bir yanımla da yaşamın kıyısını arıyorum. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

İŞARET EDER

Toplumların mahalli ve kültürel değerleriyle ters düşürülmesi, sancılı ve çatışmalı bir sürecin başlangıcına işaret ederdi. Can Ezgin    Telif Hakkı Saklıdır  

ANIT ve SANAT

Anıt, tüm çıplaklığıyla ortada durandır. O nedenle sanat, korkusuz bir biçimde ortada olduğu gibi duracak olana verilir. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

ANLAMLI ANLAMSIZ

   Şimdi, tabiat ve insanlar arasında köprüleri atmadan dünyanın iyileşmeyen yaralarına nasıl merhem olunur? Bu köprüleri tekrardan kalıcı olarak inşa etme zamanı geldi de geçiyor. Bizim için zaman döngüsel. T abiatı, toplumlarla  eşitlemesini bilen bireyler hayatı perdelemeyen kayda değer şeyler öğrendiğini söyler. Gözlerini ne yaşadığı toplumun geleceğinden kaçırmış. Dünyadan vazgeçmeyi hedefleyen amatör öğrenci kimliğini kenara atmış. Öğrenmeye devam et. Bu evren sırlarını içinde barındırıyor. Biz gezginler bu yolculuğa çıktığımızın farkında değiliz. Ve bu yolculuğu gerçekten anlamlı kılan bizce bu olmalı. Sizin için bu yolculuğu anlamlı kılan ne olabilir? Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır  

YÜREKLİ ve BİLİNÇLİ

Yürekli ve bilinçli bir annenin yavrusunu sahiplendiği gibi, tabiat kanunlarını savunduğumuz ve sahiplendiğimiz zaman insanlığın kurtuluşunu konuşabiliriz.  Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

SONSUZLUK KARESİ

Hızla gidiyor gezegenler, giderken dönüyor. Ağır çekimde seyre dalmışken şu alemi... Küçük bir kare, fotoğraf karesinde donuyor zaman. Sonsuzluk karesinde dönüyor o bir anlık görüntü! Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

ÖZNEL ZAMANIN YANSIMALARI

Şuna değinebilirim. Bireyin ve bireyselliğin etkisi ve önemi konusunda bakış açımızı geliştirmeliyiz. Eğitim ve öğrenim sayesinde toplumsal yapıları güçlendirecek bireyler desteklenmelidir. Bire bir taklitlerden sakınmak istiyorsak, doğa ve insan sevgisiyle bilimsel ve sanatsal düşünceler ışığında yapılacak çalışmalar, eserlerin özgünlüğünü yansıtır. Bu çalışmaların olamasa olmazı öznel zaman kavramında aranmalıdır. O nedenle öznel zaman anlayışı sanatsal ve bilimsel çalışmalarda dikkate alındığında bireylerin yaratıcılığı ve verimliliği artacaktır.  İnsanlar varoluşsal soruları bilinçli ve farkındalık düzeyinde ele almıyor. Genelde acımızı acı, sevincimizi sevinç gibi yaşamayı bilemiyoruz. Çünkü içimizde bir öfke var ve öfkenin tesiriyle bitmeyen bir kavga sürüyor. Bu sebeple ekseriyetle bakış açımızdaki somut ve soyut arasındaki bağlantılar kavranamıyor.  Beynimize olduğu kadar ruhumuza da baypas yapmalıyız.  Sanata ve öznel zamana ihtiyacımız olduğu aşikar.  Varol...

DUYGU ZİNDANI

İ nsan, duygu zindanına kapatılmıştır. Oradan çıkmayı düşünecek olması, kendini fark edeceği andır. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

AKIŞ

Suyun olduğu yerden sadece su geçmez, aslında akıp geçen huzurun diğer adıdır. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

YAĞMUR DANSI

Uzayan çenesinde burgulu aşk kızağı, özgürlük şarkıları, ıslak saman kokusuyla boğuk ateş dansı. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

PARLAYAN IŞKLAR ARASINDA YÜKSELEN AĞAÇLAR

Mesela toplumların ve bireylerin yeniden doğuş aşamasına geldiğini öngörüyorum. Bu doğuş gerçekleşince mevcut toplumlarda karşılığı olan güç kuramını destekleyen kavramlar çökecek. O zaman insanlar ellerinde olan değerleri kaybetmekten çok o değerler insanlar için anlamını yitirecek. Bu duruma sonun başlangıcı denebilir. Dünya arenasında birçok kavramı destekleyen güç kuramı, edinilen mevcut bilgiler ışığında farklı bir anlam taşıyacak. Değişim ve dönüşümün nasıl gerçekleşeceği konusunda elle tutulur bilgi kırıntısına sahip değilim. Bu farkındalığa iç görü ya da önsezi diyebiliriz. Aşama aşama doğacak olan yapıyla insanlık için farklı bir kapı açılacak. Başlangıçta güç kuramı o günün ihtiyaçlarına uygun olarak nasıl tanımlanacak? Tam bilemiyorum. Tarihsel dönüşümün merkezindeyiz. Hurafe ve uydurma, kulaktan dolma saçma sapan genellemelerden yola çıkarak bu fikir üzerine durmuş olmadığımı ifade etmek istiyorum. Sadece okuyan, soru soran ve öğrenme eğiliminde olan bireyler gibi felsefeni...

KIRLANGIÇ SEMALAR

Karamsarlığa gömülen yıkık telgraf direkleriyle yıkılır umutların. Kırlangıç semalarda her saniye umudu arayan gözlerin. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır  

ÇAĞLAYAN COŞKUNLUK

Ercan bir gün, Can'a sırrı olduğunu ve paylaşmak istediğini açıklar. Can, meraklı gözlerle Ercan'a döner ve samimiyetle dinler. Can, hayatında ve dostluklarında bir dönüm noktasına geldiğini sezer. "Evet Ercan, seni dinliyorum," der. Ercan, sözlerine başlamadan önce yeni bir hayal kırıklığı yaşayacağını önceden Can'a söyler ve Can'ı anlayışlı olması için uyarır. Can, hayal kırıklıklarıyla dolu bir insandır ve her zaman sürprizlere açıktır. Can, kafasını sallar ve dingin bir şekilde Ercan'ın anlatacaklarını aklından hızla tahmin etmeye başlar. Ercan, sözlerine devam eder. "Evet Can, senin beni ormanın derinliklerinde bulmuş olman tesadüf değil. Çünkü benim kişiliğim senin bilinçaltının bir tezahürü. Benimle karşılaştın çünkü özgürleşmeyi ve kendi yolunu çizmeyi her şeyden fazla önemsedin. Şimdi benim görevim, bitti. Senin ruhsal yolculuğundaki evrimsel anlamdaki görevimi tamamladım. İstek ve arzularını bu zamana kadar anlaşılmamış olabilir. Fakat senin...

KAYGININ ÜSTESİNDEN GELMEK

Bir şeye sevgi duyduğumuzda onu ruhumuzda yaşarız. Bütün ayrıntılarıyla... Bütünü tamamlayan ayrıntıları görebilmemiz içinse uzaktan seyretmeyi ve sevdiğimiz şeyi ruhumuza işlemeyi bilmemeliyiz. Sevgi müdahaleyi hiç yerinde bulmaz. Ta ki bize ihtiyacı olana kadar. O da sadece yardımlaşmak olmalı. Güzel şeyler, güzel bulduklarımız değil, sevginin güven verici halkasından beslenir. Trajedi hayatımızın yörüngesinde yer alan bir sonuçsa, bunun temel sebebi her eylemin başında, sonuca kitlenip kalıyor olmamızdır. Hayata dair kaygılarımızı içimizden atamıyor gibiyiz. Bu kaygıların üstesinden gelecek bir ruh hali varsa, sevgiyi yaşatabilmekten geçiyor. Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

HAYATIN İÇSELLİĞİ ve SANATIM

Hayata dokunmaktan geri kalmayı düşünmüyorum. Geldiğim noktada yapmak istediklerim sanatımın ışığını parlatmak. Çevremin benden izinsiz aldığı zaman... Uçup giden bir şey ve her şey ruhumda, sanatını icra etmeyi şiddetle arzulayan ve kendinden delicesine emin olan bir çocuk var. Yetişkin yanımsa önüme çıkabilecek hayatın gereği olumsuzlukları düşünmeden edemiyor. Çevremde boş zamanı olan, ya da elinden zamanı alınan, bu durumda ruhumun özverilerini anlamazlığa gelen, duymak istemeyen körleşmiş ruhlar... Bu bataklığın dibinde sevgiyi zamana aşılıyorum ve zamanın azizliğini bekleyen fakat yine de öğrenme arzusundan bir şey kaybetmemek için savaşan sanatçı bir çocuk var. Bu ruhsal ışık sönmemeli, benim bu yaşantım, kendime karşı duyduğum evrensel bir tutku. Görev değil, insan olduğum için içimde filizlenen hayatın içselliği ve sanatım.   Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır

BİLGELİK ARAYIŞI

Hegel ve Mevlana bir arada konuşuyorlar; ikisi de inançları gereği Tanrı konusunda edindikleri görüş ve kişisel deneyimlerinden söz açmışken içeriye Utku girer ve onlara "Merhaba dostlar" der. "Bana da bu derin sohbetinizde bir yer var mı? Bu konuşmanızda tartıştığınız ve paylaştığınız konu neydi?"  Biz de tam senden söz ediyorduk ki kapıdan içeriye girdin. Elbette "hoş geldin" derler ve sıcak bir karşılamayla Utku'yu davet ederler. Hegel, sözlerine başlar. Biz de konuşmamızı neredeyse bitiriyorduk. Evrensel düşüncede Tanrı'nın varlığını sorgulamayı bir kenara bırakmamız gerektiği sonucuna vardık. Ben tarihin akışında evrensel tinin görünür olacağı üzerine düşünüyorum. Ve bunun cevabını şimdi veremeyeceğime karar verdim. Mevlana sözlerine başlamak için sabırsızlanıyordu ki Hegel sözlerine son verince o parlayan gözlerini Mevlana'ya çevirmişti. Evet, dedi Mevlana ve sözlerine devam etti. İnsan, dünyadaki bütün yaratılmışlara yaratıcının nazarıyl...

BİZE KALACAK MIYDI?

Her canlı, öldüğü gün ölümü hak etmediği gündür. Daha farklı bir dünya zamanı kurgulanamaz mıydı? Kurulsaydı, o dünya zamanında hayal dünyası ve yaratıcılık bize kalacak mıydı?   Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır

UÇSUZ BUCAKSIZ

Sanat, nefretle işlenen dünyaya karşı son kaledir. Sanat, sevgiyi topluma sunabileceğimiz taktim edebileceğimiz sevginin somutlaştığı uçsuz bucaksız kozadır.    Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır

SANAT ve KATALİZÖR

Kısacası özgürlük fark edilmeli, arzulanmalı ve hatırlatılmalı. Sanat, ortada duran üstü kapatılmış özgürlüğü fark ettiren, özgürlüğün üstünün hangi imgelerle kapatıldığını vurularken zihinlerdeki kodlanmış kısımlara genel bakış açıları sunuyor. Sonrası ise sırasıyla yüzeysel ve çok yönlü vurgularla arzulara sesleniş; bu sesleniş ise iyi ve kötü arzulara eş güdümlü bir sesleniş olmalı. İnsanlar farkında olmadan etkileyici, düşündürücü ve dönüştürücü sanat eserlerinde hangi tarafa ilgi duyuyorsa o açıdan sanat eserine karşı seyirci olurken seçimini özgür potansiyelle yapma seçeneğine sahip olmayı öğreniyor. İzleyici, eserle birlikte çıktığı kişisel yolculuğunun başındayken, kişisel yazgısıyla yüzleşmeden önce yaptığı seçimlerin iyi mi kötü mü sonuçlar doğuracağını kendi perspektifinden görüyor. Sonra yolculuk sırasında üçüncü aşamaya geliniyor. Hep hatırlama, aklımızdan çıkarmadan özgürlüğü sürekli bir arayış ve tazeleme girişimiyle anımsıyor olmak. Mistik yaklaşımlar bu yolculukta sana...

SİSLİ GÜNEŞİN YANIK YÜZÜ

Kırık dökük saniyeler, duvardan sektiği gibi yüreğimizin sahiline vuruyor. İnsanlık dışı acılar dayanılmaz hal aldı. Sisli güneşin yanık yüzler sokağından şöyle bir geçti. Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır

GÖZ ÖNÜNDEN KAÇANLAR ve İNSAN ODAKLI

Gözden kaçırdıklarımız, toplumları bir arada tutan üretime dayalı sosyal bağlar olduğu kadar  düşünceme göre aynı zamanda toplumsal ilişkilerin kökeninde kitlesel psikozların da var olduğudur. T oplumsal yaşamın   birlik düşüncesinin köklerinde zayıflama görüyorum.  Biz birliği sağlamaya çalışırken yanlış yöntemlere başvuruyoruz. Genelde amacımız toplumlara düzenli ve yaşanabilir bir çevre meydana getirmek olamadığı için sadece toplumsal yönetime odaklanıyoruz. Aslında insanların ihtiyaçları uygun ölçülerde karşılandığında, kışkırtıcı dinamikleri kullanmadan gözlemci ve sürdürülebilir ilişkilere odaklanan bir eğitim sistemiyle birlikte insanların zamanla kendi kendilerini yönetebileceklerine şahit olacağız. Böyle bir toplumun var olabilmesi için toplumsal psikozları en az seviyeye indirecek etkileşimler kurmalıyız; böylece kültürel ilişkileri desteklemiş oluruz. İnsan odaklı arı bilime ve sanata önem verilmelidir. Kendi kendimize ilgi duyduğumuz,  gelişmemize ka...

TEK BİR GÜN YETER MİYDİ?

Her şey yeterliyken insana neden yetersiz gelir? İnsan bir fazlasını istedikten sonra neden yok oluşun temellerini atma girişimi içinde olur? Yaratıcı dürtülerimiz bizi bizden uzaklaştırıyorken benlik duygumuzu güçlendiriyor. Her şey bir oyun merakı içinde başladı. Bazen sonsuzluk kavramı da ruhumuza yetersiz geliyor. Sonsuzluğun ve ebedi döngünün bir fazlası ne olabilir? Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

DAĞLAR GÜRLÜYOR

Dünya gürlüyor. Yer kabuğu hareketlendi. İnsanlar ormanların kuytu yerlerine çekiliyor, Dağlar gürledikçe sabır taşı çatlıyor. Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır

KAPLAMA HAYATLAR

Kırıntılara saplanmış gül kokulu kadın. Kabzası sedef kaplamalı, uzak doğulu gölgesiz ihtiyarın elinden çıkmış ölüm habercisi. Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır

NEYİ NEREDE, NE ZAMAN KOZASINA BIRAKACAĞIM?

Sanatıma odaklandığımda dikkatimi dağıtan olaylar ve istenmeyen durumlar karşısında insanlık olarak yarattığımız toplumsal labirentin içinde olduğumuzu bana bir fiil hatırlatıyor. Neyi nerede, ne zaman bir kenara, kozasında bırakacağımı öğreniyorum. O istenmeyen, zamansız gelişen olay ve durumlarla baş etmeye çalışırken diğer taraftan zihnimin gerisinde çalıştığım eserimi gözden geçiriyorum. Bu durum sanatıma bir incelik ve dinamizm katar mı?  Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

ZAMAN ve SANAT

Zamanla yarışan bir sanatçı olmayı hiç ama hiç benimsemedim. Bir resme başladıktan sonra yaptığım resmi yaşayan bir resim olarak vurgulamayı kendime ilke edindiğim an, resmin kendine ait öznel zamanı olduğunu bilirim ve zamanı geldiğinde kendini çabalarım doğrultusunda yüzeye çıkar. Özellikle bir tarz, üslup benimsemiş değilim. Üslubun zamanla oturacağını düşünenlerdenim. Can Ezgin  Telif Hakkı Saklıdır

TEMALAR ÜZERİNDE YOĞUŞMA

Yoğunlaşmak akademik bir yaklaşım gibi duruyor. Çalışmalarım akademik bakış açısından şimdilik uzak. Sanat, çalışmalarımı akademik vitrin içine sıkıştırmayı düşünmüyorum. Günü geldiğinde belki akademisyenlerin söylemek isteyecekleri olacaktır. Temalar ise beni ben yapan temel kavramlar olmaya yatkın temalar olacaktır. Özetle evrenin varoluş hikayesini kendimde arıyorum.  Can Ezgin Telif Hakkı Saklıdır

SANATSAL OLGUNLUĞUN EŞİĞİ

Sanatsal olgunluğun eşiğindeyim. Eşiğinde duruyor olmam beni bir yandan sevindiriyor, diğer yandan düşündürüyor. Ne yazık ki çevremdeki feodal ilişkiler beni artık beslemiyor. Daha özgür zamana ve alanlara ihtiyacım var. Sanatımla ilgili mütevazi diye bileceğim özellikle resim alanında yüzeye çıkarmayı planladığım adımlarım var. Dediğim gibi, iç dünyam şimdilik sadece bana ait. Bu ilişkilerden kopmayı düşünmüyorum. Sanatım ve ilişkilerim arasında kalacağımı gördüğüm anlar oluyor. Sevdiğim bireylere benden bir adım geride kalmamaları için zaman zaman kendimden güzellikler verdiğimi düşünüyorum. Umarım öyledir. İnsanlar tek başlarına mutlu olmayı öğrenmelidir. İnsanlara mutluluk vaat etmiyorum. Onlara iyiliği görünür kılmaya çalışacağım. Sonuç, sevdiğim bireylere hayata kendilerinden bir parça katmaya çalışın demekle yetinenlerden olmadığımı biliyorum. Her ne kadar bireyin özgürlüğüne önem veriyor olsam da, aynı zamanda bir kişi yaşadığı toplumun parçası olduğunu inkar etmemelidir. Yeri ...