Evet ve hayır demeden önce, olasılıkları ve olması gerekenleri görüyorum. Bu durum, teorik bir denkleme tahtanın başında odaklanmak anlamına gelmiyor. Olaylar arasında nelerin birbirini nasıl ve hangi maksatla etkilediğini, insanların davranışlarında hissediyorum.
Denizi gördüğünde kana kana su içeceğini düşleyen biri, bir yudum deniz suyunda boğuluyor. Bu nedenle, yolculuklar bizi yeni başlangıçlara götürmek içindir; yeni yolculuğunuz, yüreğinizin götürdüğü yere olsun.
Çünkü çağımız bilinmezlere gebe... Kalabalıkların arasında, bu bilinmezlikler içinde bilenler var. Onların sayısı hatırı sayılır derecede olsa da, azınlık olanlar sadece biliyor değil; aynı zamanda çözümü de keşfetmişlerdir. Her zaman olduğu gibi, çözüm o bilinmezliğin içinde mevcuttur. Ve bu çözüm, yalnızca doğru bir rotayı göstermekle kalmaz; o yolculuğa cesaretle çıkacak olanları da belirler. Yüreğinizin götürdüğü yere varabilmek için, önce bilinmeyenin içindeki haritayı keşfetmek gerekir. Denizi gördüğünüzde, ufka doğru açılan yüreğinizle bilinmezliğin haritasını çizebilirsiniz; yeter ki rotanızı umut ve cesaretle belirleyin.
Can Ezgin
Telif Hakkı Saklıdır
Yorumlar
Yorum Gönder